Angela Merkel'in sorunları gördüğünü ve bu nedenle de gerçekçi davrandığını savunan Langguth, Türkiye'nin demokrasi, insan hakları ve ekonomi alanlarında adım atmasının tek başına yeterli olmayacağını belirterek, "Güney Kıbrıslı gemi ve uçaklara limanlarını da açmalı." diye konuştu.
Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkiler Antalya'da masaya yatırılıyor. Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Almanya'nın Dönem Başkanlığında Türkiye-Avrupa İlişkileri ve Türk Turizmi" konulu kongre siyaset, ekonomi, basın ve bilim dünyasından Türk ve Alman uzmanları bir araya getirdi. Kongrenin konukları arasında, Angela Merkel hakkında yazdığı biyografi kitabı 10 dile çevrilen Prof. Dr. Gerd Langguth da yer aldı. Alman Başbakanı'nın baş danışmanları arasında yer alan yer alan Langguth, Türkiye'nin AB'ye girmeyi istiyorsa günün birinde çözüm noktasına gelineceğini söyleyerek, "Merkel, gerçekçi düşünüyor. Türkiye'deki sorunları görüyor. Türkiye'nin demokrasi, insan hakları, ekonomi gibi alanlarda mesafe alması gerekiyor. Türkiye büyük bir ülke ve çok farklı alanlarda ilerleme kaydetmesi gerekiyor." dedi.
"AB'ye şimdi girerse, Avrupa Türkiye'yi kaldıramaz." diyen Langguth, Türkiye'nin ödevlerini iyi yapması ve içerik sorununu halletmesi halinde bile tam üyeliğinin uzun bir süreç alacağını kaydetti.
"KIBRIS SORUNU ÇÖZÜLMEDEN AB GÖRÜŞMELERİ UZAYACAKTIR"
Kıbrıs konusunun kendileri için büyük problem olduğunu dile getiren Langguth şunları söyledi: "Kıbrıs, AB üyesi ve Türkiye'nin limanlarını açmaması doğru değil. Kıbrıs'tan kalkan uçaklar, hareket eden gemiler her limana ve havalimanına inme ve uğrama şansını yakalamalıdır. 26 ülkenin gemisi ve uçakları benim limanlarımı kullanır ama 27. ülke kullanamaz diyemeyiz. Kıbrıs sorunu çözülmeden AB görüşmeleri uzayacaktır."
"TÜRKİYE'DE YAŞAYAN ALMANLARIN İBADET ÖZGÜRLÜĞÜ YOK"
Konuşmasında, Türkiye'de yaşayan Almanların karşılaştıkları sıkıntılara da değinen Langguth, Türkiye'nin Protestan din adamlarını tanımamasından şikâyet etti. Alman din adamlarının ancak elçilik görevlisi olarak çalışabilmelerini eleştiren Langguth, "Biz, Almanya'da yaşayan Türklere müsaade ediyoruz. Türkler nasıl ibadetlerini icra edebiliyorsa, Almanlar da icra edebilmeli. Ama günlük uygulamalarda problem oluyor. Türkiye, Alman Hıristiyanların hassasiyetini gözönünde bulundurmalı. Kilisenin temel hakları olmalıdır. Türkler ve imamlar Almanya'da ne bekliyorsa, daha küçük bir grup olan Türkiye'deki Almanlar da aynı haklara sahip olmalıdır. Türkiye'de yaşayan Hıristiyan toplumu kendini gözlem altında hissediyor. Neden Alman papaz, elçilik görevlisi olmadan işini icra edememektedir." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE MERKEL'LE YAŞAMAYA ALIŞMALI"
Kongrenin düzenleyicisi olan TAM Vakfı'nın başkanı olan Prof. Dr. Faruk Şen ise Türkiye'nin, tam üyeliğine karşı çıkan, Angela Merkel ile yaşamayı öğrenmesi gerektiğini söyledi. Türkiye ile AB arasında ilk kopmanın 8 Kasım 2006 tarihinde Berlin'de yaşandığını ve Merkel'in orada tam olarak, Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu açıkladığını hatırlatan Şen, "Almanya'nın Türkiye'ye karşı sıcak bir politika izlemeyeceğinden hareket edebiliriz. Angela Merkel, Hıristiyan demokratlar içinde tek lider konumunda. Kendisine üstün çıkacak hiçbir lider kalmadı. AB'ye de önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde yön vermek istiyor. Bu Türkiye için çok önemli. Bu başbakan geçici bir başbakan değil. Kamuoyu araştırmalarına göre en azından önümüzdeki dönemde de Angela Merkel'i başbakan olarak göreceğiz. Önümüzde en azından daha 6,5 yıllık bir Merkel hükümeti ile yaşama zorunluluğu var. Eğer 82 milyonluk Almanya, Türkiye'nin AB üyeliğine sıcak bakmazsa Türkiye'nin AB yolunda gitmesi çok güç." dedi.
Avrupa halkları tarafından tam üyeliği en fazla eleştirilen ülke olarak Türkiye'nin göründüğü bilgisini de veren Şen, "Yüzde 30'u Türkiye'nin tam üyeliğini isterken, yüzde 55'i kesin olarak karşı çıkıyor. Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakanlar özellikle İspanya, Portekiz ve İtalya gibi Akdeniz ülkeleri. Yeni üyeler arasında Türkiye'nin üyeliğine sıcak bakan ve yüzde 62 ile destekleyen Slovenya var. Slovenya ise bizim Almanya'da yaşayan insanlarımız kadar bir nüfusa sahip, 2 milyon 700 bin kişi." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde 5 önemli ayak bulunduğunu ve bunlar arasında Avrupa'ya politik katılımın da yer aldığını kaydeden Şen, öngörüldüğü gibi 1 Ocak 2014'te Türkiye AB'ye tam üye olursa Avrupa Parlamentosu'nda 74 parlamenter ile temsil edileceğine dikkat çekti. Almanya'nın 99 parlamenteri olduğunu hatırlatan Şen, Türkiye'de 74 parlamenterli İngiltere, Fransa ve İtalya gibi, AB'nin 5 büyük ülkesi arasında yer alacağını ifade etti. Türkiye'nin diğer 4 büyük ülke gibi 29 oy hakkına sahip olacağını da hatırlatan Şen, AB komisyonlarında 800 ile bin arasında Türk parlamenter çalışacağını bildirdi.
"TÜRK HALKI AB'DEN SOĞUYOR"
Türkiye'nin tam üyelik görüşmeleri için 2004 yılında tarih aldığı zaman ülke vatandaşlarının yüzde 76'sının tam üyeliğe sıcak baktığını ancak bu rakamın 2006 yılında yapılan araştırmada yüzde 41'e kadar düştüğünün görüldüğünü aktaran Şen "2004 yılında Almanya'da yaşayan Türkler arasında yapılan araştırmaya katılanların yüzde 91'i Türkiye'nin tam üyeliğini istiyordu. Geçtiğimiz yıl ki araştırmada bu yüzde 61'e kadar düştü. Türkiye Türkleri de, Almanya'da yaşayan Türkler de sen beni içine almayı düşünmüyorsan, biz de seninle fazla ilişki içine girmek istemiyorum, biz de kümülatif olarak son üç yılda yüzde 25'lik bir büyüme hızını yakaladık, diye yeni bir bilince sahip oldular." dedi.
Şen, şöyle devma etti: "Türkiye ile AB ilişkilerinin donmasında Merkel ve Almanya'nın büyük etkisi var. Fakat Türkiye bu durumdan tamamı ile memnun. Türkiye, bir iç politik hesaplaşmanın içine girdi. Son zamanlarda AB ile ilgili yazanlarımız çizenlerimiz azaldı. Hepimiz cumhurbaşkanı kim olacak, erken seçim olacak mı olmayacak mı, Türkiye Kuzey Irak'ta bir Kürt oluşumu olursa Kerkük'e müdahale eder mi etmez mi bunları tartışıyor."
Zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...