Eser Karakaş/Star
Seçim sonuçlarını analiz edemeyenlere yeni bir veri
22 Temmuz seçim sonuçları ülkemizde belirli çevrelerde hala anlaşılmazlığını sürdürüyor.
Bu ilginç kesim, ülke girişimcisi ve esnafını iflaslara sürüklediğini, işsizliği tırmandırdığını düşündüğü bir siyasal partiye yaklaşık iki seçmenden birinin oy vermiş olmasını anlamıyor ve bence daha uzun süre de anlamakta zorlanacak.
Çağdaşlık ve modernite konusunda kimseye toz kondurmayan bu kesimin kanımca temel özelliği dünyayı ve bu nedenden de Türkiye’yi okumaktaki aczi.
Bu arkadaşların anlamakta zorlandığı temel konu, dünyada ve bu arada Türkiye’de yaşanan gelişmelerin, hoşumuza gitse de gitmese de, belirleyici olmayı sürdüreceği.
22 Temmuz seçim sonuçları üzerinde seçmen vicdanını ciddi bir biçimde rahatsız eden 27 Nisan muhtırası ve 367 süreci mutlaka etkili olmuşlardır, buna kuşku yok.
Ancak, temel belirleyicinin son beş senenin ekonomik performansı olduğu konusunda benim çok daha güçlü kanı, sanı ve daha önemlisi verilerim mevcut.
‘Nasıl oldu da ekonomide işler bu kadar kötü giderken her iki seçmenden biri AKP’ye oy verdi?’ sorusunu dillerine pelesenk edenlerin unuttuğu daha doğrusu algılamada zorlandığı konu son dört senenin ekonomik büyüme ortalamasının yüzde 7.3 olduğu konusu.
Seçim sonuçlarının ekonomik başarı doğrultusunda doğru yorumlanması gerektiğine ilişkin uyarılarımız karşısında da aynı ‘sözde çağdaş ve modernite yanlısı’ kesim söz konusu büyüme oranlarının sanal olduğuna ilişkin çok ilginç, Nobel ekonomi ödülüne aday gösterilebilecek bir görüş ileri sürüyordu.
Aynı kesim bu ‘sanal büyüme’ dehşetengiz teorisine dayanak olarak da yaşanan iflasları, kapanan şirketleri kanıt (!!!) olarak gösteriyorlardı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) geçtiğimiz hafta Ocak-Temmuz 2007 dönemine ilişkin yeni kurulan ve kapanan şirketlerle bu şirketlerin sermaye miktarlarını açıkladı.
Anılan dönemde yani 2007 senesinin ilk yedi ayında toplam 33.819 şirket yeni kurulmuş ve bu yeni şirketlerin toplam sermayesi 7.2 milyar YTL.
Aynı dönemde de 19.618 şirket sermaye artırımına gitmiş ve bu şirketlerin sermaye artırım miktarları 27.4 milyar YTL.
Yine anılan dönemde ise 6.186 şirket kapanmış ve bu kapanan şirketlerin toplam sermayesi 36.3 milyon YTL.
Küçük bir özet yapmak gerekir ise, toplam elli bini aşkın şirket ya yeni kurulmuş ya da sermaye artırımı gerçekleştirmiş iken, kapanan şirket sayısı 6 bini biraz geçiyor.
Söz konusu olan sermaye miktarları dikkate alınmaz ise, şirket sayısı tek başına bir şey ifade etmeyebilir ama yeni kurulan şirketlerin sermayesi ya da sermaye artırım miktarları otuz beş milyar YTL’nin biraz üzerinde iken, kapanan şirketlerin sermaye hacmi 36 milyon YTL dolayında.
Başka bir ifade ile de, ekonomide kapanan şirketler nedeniyle üretim ve istihdam dışı kalan sermaye, şirketler dünyasına yeni giren sermayenin binde biri mertebesinde.
İflasların başını alıp gittiği varsayımı üzerine siyasi hesaplar üretenlere ilk siyasi cevap 22 Temmuz sonuçları ile gelmiş idi.
Geçtiğimiz hafta TUİK’in açıkladığı şirket verileri ise söz konusu çevrelere daha istatistiki bir cevap niteliğinde.
Yanlış teknik veri üzerinden siyasi hesap yapmanın ne anlama geldiği bizim dilimizde ‘yanlış hesap Bağdat’tan döner’ deyişi ile ifade ediliyor galiba.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...