İş cinayetlerine ilişkin veri ve değerlendirmelerde, 3 aylık süreçte günde en az 5 işçinin hayatını kaybettiği bir tablonun ortaya çıktığı ancak bu verinin yalnızca "ulaşılabilen" bilgiler ile ortaya çıktığı kaydedildi.
Maraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden işçilere dair bilgilere ulaşmanın zorluğuna da işaret edilirken, yıkılan binalarda hayatını kaybedenlere ve alınmayan önlemlere dikkat çekildi.
Güvencesiz çalışma koşullarına dikkat çekilen 18 motokuryenin hayatını kaybettiği aktarılırken, iş cinayetlerinde trafiğin de önemli bir yeri olduğu vurgulandı. Halk sağlığı sorununa da dikkat çekilen bu bölümde, "Tır, kamyon, otobüs, servis minibüsü, taksi şoförleri uzun çalışma saatlerinde ve neredeyse dönüşümsüz çalışmaktalar. Diğer yandan araçların yeterli bakımı yapılmıyor ve eski araçlar kullanılıyor, yol aydınlatması veya düzenlemelerinde sorunlar var vb. Şoför ölümleri bir iş cinayetidir, yine servislerde birçok işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. Ayrıca trafik kazaları birçok yurttaşında ölümüne neden olduğu için bir halk sağlığı sorunudur" denildi.
3 aylık süreçte 24 göçmen işçinin de hayatını kaybettiği belirtilerek, "Bu işçilerin yüzde 54’ü ise Suriyeli ve Afganistanlı. Bu durum Türkiye’de göçmen işçiliğin mültecilik temelinde hayata geçtiği gerçeğini ortaya koyuyor" değerlendirmesinde bulunuldu.
İŞ CİNAYETLERİNE İLİŞKİN VERİLER
İSİG Meclisi'nin veri ve değerlendirmeleri şöyle:
1-) Bu yıl da her gün 'en az' 5 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. En az diyoruz çünkü tespit ettiklerimiz basına yansıyanlar ya da bize bildirilenler. Bir yandan deprem bölgesinde kaybettiğimiz işçi arkadaşlarımızın bilgisine ulaşmak neredeyse imkansız. Diğer yandan deprem gündemi nedeniyle diğer şehirlerdeki iş cinayetlerinin de basına yansıması azaldı.
2-) Depremde Hatay İskenderun Devlet Hastanesi binasının A Bloku yıkıldı. Enkaz altında tespit edebildiğimiz kadarıyla 18 sağlık emekçisi ve 80 hasta hayatını kaybetti. Hastanenin internet adresinde halen '1000 yatak kapasiteli tek yerleşke içerisinde yeni hastane binası en acil ihtiyaç olarak görülmektedir. 2012 yılında hastanemiz A Blok’unda yapılan ‘Deprem Dayanıklılık Testi’ raporu olumsuz gelmiştir. A Blok fiziki olarak eski olup 4-6 yataklı koğuş tipi odalar bulunmaktadır' ifadesi yer almaktadır. Mart ayında yapılan bilirkişi ve ön inceleme raporunda da 'kolon, kirişlerde dere ve çay malzemesi kullanıldığı ve 2,5 cm ebatlarından büyük agregaların gözlendiği' ve yine zeminde sorunlar olduğu tespit edildi. Yine depremde yıkılan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ek Hizmet Binası’nda da enkaz altında tespit edebildiğimiz kadarıyla 7 sağlık emekçisi hayatını kaybetti.
3-) Depremde yıkılan Adıyaman Arsemas Hotel’de geçici görevlendirme ya da eğitim için bulunan 32 kimya işçisi, uygulama ve eğitim gezisi nedeniyle Adıyaman İsias Otel’de bulunan 32 rehber ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi’nin kulüp binasında kalan 8 güreşçi enkaz altında kalarak hayatlarını kaybettiler.
4-) Uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hakim olduğu ve sendikal örgütlenmenin yok gibi ya da zayıf olduğu bir meslek motokuryelik. Bu yıl da ölümlerin arttığı bir meslek olarak moto kuryelik raporlarımızda öne çıkıyor. Şu ana kadar 18 motokurye iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
5-) İş cinayetlerinin önemli bir nedeni trafik, servis kazaları. Ancak bu ölümler iş cinayeti olarak değil trafik kazası olarak görülüyor. Oysa tır, kamyon, otobüs, servis minibüsü, taksi şoförleri uzun çalışma saatlerinde ve neredeyse dönüşümsüz çalışmaktalar. Diğer yandan araçların yeterli bakımı yapılmıyor ve eski araçlar kullanılıyor, yol aydınlatması veya düzenlemelerinde sorunlar var vb. Şoför ölümleri bir iş cinayetidir, yine servislerde birçok işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. Ayrıca trafik kazaları birçok yurttaşında ölümüne neden olduğu için bir halk sağlığı sorunudur.
6-) SGK iş kazası istatistiklerinde kadın işçi ölümleri toplam ölümlerin yüzde 2’sidir. Oysa biz kısıtlı olanaklarımızla 2023 yılının ilk üç ayında kadın işçi ölüm oranını yüzde 8 olarak tespit ettik. Bu ölümler esas olarak tarımda yoğunlaştığı (sigortasız olduğu) için kayda alınmıyor.
7-) Sayısı 7-8 milyona ulaşan ve büyük bir çoğunluğunun “ücretli çalışan” olduğu göçmen işçilerin iş cinayeti sonucu ölümleri de artıyor. Bu yılın ilk üç ayında en az 24 göçmen iş cinayeti tespit ettik. Bu işçilerin yüzde 54’ü ise Suriyeli ve Afganistanlı. Bu durum Türkiye’de göçmen işçiliğin mültecilik temelinde hayata geçtiği gerçeğini ortaya koyuyor.
8-) İş cinayetlerinde ölen işçilerin 29’u sendikalı (yüzde 6,26) 434’ü sendikasız (yüzde 93,76).
9-) İş cinayetleri, deprem bölgeleri dışında esas olarak sanayileşmiş büyükşehirlerde yoğunlaşıyor. Diğer yandan tarımsal bölgelere ve her şehirdeki inşaat faaliyetlerine dikkat çekmek gerekiyor. Yine Anadolu şehirlerinin neredeyse tamamına yayılan OSGB gerçekliği var. 2023 yılının ilk 3 ayında 60 şehirde iş cinayeti tespit etmiş durumdayız...
ASBEST TEHLİKESİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
İSİG Meclisi'nin açıklamasında, enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle bir kez daha gündeme gelen asbest tehlikesine de değinildi. Kentsel dönüşüm ve gemi söküm işçileri birlikte gündeme gelen asbestin bu kez enkazlar nedeniyle gündeme geldiği ve "üzeri örtülen bir konu" olduğu vurgulandı.
Asbeste ilişkin bilgilere yer verilen açıklamada, halk sağlığının korunması adına alınması gereken önlemlere de işaret edidi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...