Prostat kanserinde erken teşhis için 50 yaş üstü erkeklere rutin muayene yapılması gerekiyor
Tüm kanser türleri hastalarda farklı farklı fiziksel sorunlarla ortaya çıkıyor. Hastalık kimi zaman belirti vererek farklı şikayetlerle doktora başvurmaya sebep olurken, kimi zamansa sürekli ötelenen sağlık sorunlarının sonunda geç evrede teşhis edilebiliyor. Prostat kanserinde erken teşhis için 50 yaş üstü erkeklere rutin muayene yapılması gerekiyor. İster erken evre ister geç evre, her durumda hasta kendini büyük bir savaşın içinde buluyor. Uzmanlar ise, teşhis, tedavi ve sonrası sürecin hem fiziksel hem de ruhsal açıdan daha kolay yaşanabilmesi için, psikolojik desteğin hayati önem taşıdığını vurguluyor. Kanserle birlikte görülen ruhsal sorunların tedavisinin hastaların yaşam süresini uzattığına dair veriler arttıkça, bu alandaki çalışmalar da artıyor.
Prostat Kanseri Derneği Başkanı Üroloji Uzmanı Dr. Hüseyin Lüleci; 'Yapılan çalışmalarda; kanser tanısı almak hastada korku, çökkünlük, ümitsizlik, çaresizlik, öfke, mutsuzluk, terk edilme, yalnızlık ve ölüm duygusunu çağrıştırıyor. Bazı hastalarda kanseri veya tedaviyi reddetme hatta kanserle baş edemeyerek intihar etme gibi olumsuz sonuçlarla karşılaşılabiliyor' diyor. Dr. Hüseyin Lüleci; 'Genel olarak, 50 yaşından sonra yapılması gereken rutin PSA kontrolü ve üroloji muayenesinin gerekliliği hakkında bilgi sahibi olunmamasından kaynaklanan, geç teşhis vakaları aynı zamanda üroloji muayenesinden çekinme olarak da karşımıza çıkabiliyor' diyor.
Kadınlar Süreçten Daha Çok Etkileniyor
Yapılan bilimsel çalışmalara göre kanser sürecinde kadınların erkeklerden daha fazla etkilendiğini belirten Dr. Lüleci 'kadınlar erkeklere göre daha fazla ruhsal sorun yaşıyor. Ayrıca kanser, fiziksel ve psikolojik açıdan kadınların yaşam kalitelerini daha fazla düşmektedir' diyor. İnternet ortamında güvenilir olmayan bilgiler hastaların kafalarını karıştırıyor' Prostat kanseri olan hastalar özellikle tedaviye karar vermekte güçlük yaşayabiliyorlar. Günümüzde uygulanan farklı tedavi seçenekleri bir yandan kanserin öldürücü etkisini tedavi ederken diğer yandan da tedavi sonrasında yaşam kalitelerini düşürebiliyor. Ayrıca farklı ürologlardan alınan farklı görüşler ve internet ortamındaki güvenilir olmayan bilgiler de hastaların kafalarının iyice karışmasına sebep olabiliyor.
İdrar Kaçırma ve Sindirim Sistemi Değişiklikleri Hastaları Korkutuyor
Tedaviden sonraki yaşam kalitesiyle ilgili bir diğer kaygı ise idrar kaçırma ve sindirim sistemi değişiklikleridir. Prostatektomiden (kapalı ameliyat) hemen sonra hastalar idrar sondasının ne zaman çıkacağı, idrar kaçırması olup olmayacağı, insanların yanında idrar kokacakları, gaz-dışkı kaçıracakları gibi endişeler yaşıyorlar. Eğer böyle komplikasyonlar varsa ve gözden kaçarsa zamanla toplumdan izolasyona ve depresyona neden olabiliyor. Bu durumda psikiyatrik müdahale ve tedavi gerektirebiliyor.
Yorgunluk ve Uykusuzluk Baş Gösterebilir
Prostat kanseri hastalarında görülen yorgunluk, genellikle aktif ve bağımsız hareket etmeye alışmış erkek hastaları sinirlendiren ve baş etmekte güçlük çektikleri bir belirtidir. Yorgunluk genellikle motivasyon kaybı ile birlikte görülüyor Bazı psikiyatrik ilaçlar ve hayatın yeniden organize edilmesi konusunda yapılacak psikolojik danışmanlık hastalara bu konuda büyük kolaylık sağlıyor. Prostat kanseri tedavisinden sonra erkeklerin büyük çoğunluğu PSA testlerine aşırı duyarlı hale gelirler. PSA kaygısı, panik belirtilerine ve uykusuzluğa neden olabilir. Bu durum, ürolojik ve psikolojik eğitim, psikolojik destek ve anksiyolitik ilaçlarla tedavi edilir.
Avrupa Gazete
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...