TBMM AK Parti Grup Başkanı ve AK Parti Sivas Milletvekili Abdullah Güler, bu hafta Başkent Kulisi'nde merak edilen soruları yanıtladı.
Güler'in açıklamalarından satır başları:
7 Ekim'de başlayan siyonist İsrail'in Gazze'yi büyük bir yıkım bırakması devam ediyor. Lübnan'da saldırılar başladı. Orada ciddi bir göç hareketliliği de başladı. Genel fotoğrafa baktığımızda, İsrail'in bir plan dahilinde olduğunu görüyoruz. Bizim bir defa Orta Doğu'ya bakarken çok stratejik bir akılla bakmamız lazım.
Geçmişten bugüne muazzam bir çıkar çatışmasının olduğu bir alan. Uzun yıllardır İsrail yönetiminde bulunmuş bazı kişilerin yaptığı açıklamalarda vaat edilmiş toprakları hedef aldıkları görünüyor. Hafızalarının bir tarafında bu düşünce duruyor.
Biz 16 tane devlet kurmuşuz, hepsine bakın hep içerdeki mücadele nedeniyle yıkıldığını görüyoruz. Her bir vatandaşımız bu ülkenin birliğin beraberliğini korumak için çok uyanık olmalı. Özgür Özel'in bunu anladığını, ciddiye aldığını görüyorum. Bundan sonra ülkemizin çıkarları noktasında herhangi bir siyasi parti ayrımı yapmaksızın çalışırız.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın temsil ettiği Cumhurbaşkanlık makamında başka biri de oturabilir, o zaman bizim de saygı duymamız gerekir. Farklı siyasi düşünceler içerisinde olabiliriz, bu doğal bir şey. Ancak bunun yıkıcı düzeyde olmaması lazım.
Kardeş ülkelerimize asker gönderme tezkerelerinde muhalefetin duruşu, ülkenin menfaatine zarar verdi. Ben artık değiştiğini görüyorum.
BAHÇELİ'NİN DEM PARTİLİLERLE TOKALAŞMASI
Biz tabi orada Sayın Cumhurbaşkanımızı karşıladığımız için, onun öncesinde tokalaşma ve tebrik olur. Biz geç kaldığımız için yapamamıştık, Sayın Bahçeli de o anda geldi. Ben çok kıymetli buluyorum, bu durumu. Karşı tarafta gayet nezih bir şekilde karşılık verdiler, yasama yılı için tebrik ettiler. Güzel bir ortam vardı.
O atmosferin, o havanın getirdiği bir durum oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın geleceğe dair düşüncelerini ifade ederken, iç cephe vurgusu ve barış ortamının sağlanması vurgusu yapıyor.
DEM Partililerin de bu toprakların evlatları olarak, dile getirilen hususlara karşı mutlaka bir düşünceleri vardır.
EMEKLİ MAAŞLARINDA EŞİTLİK SAĞLANACAK MI?
Emekli sandığında kamu işçileri, SGK işçileri ve Bağ-kur işçileri var. 2024'te emekliliği hak etmiş kaç kişi var? 2025'te hak eden kaç kişi var? Bu sayılar belli olduktan sonra yol haritası ortaya çıkar. Çalışma Bakanlığı ve Maliye, Hazine Bakanlığımız birlikte çalışıyorlar. Bir kişi bile olsa, düzenleme yapalım ve kamuoyuna açıklayalım. Mevcut emeklilerle alakalı değil, 2024'te emekliliği hak etmiş ama çalışmaya devam ediyor.
Sosyal güvenlik yasasına kesinlikle ihtiyaç var. Sürdürülebilirlik çok önemli, hakkaniyetli bir emeklilik sistemi olmalı. Biz merkezi bütçemizde her yıl çok ciddi bir kaynağı düşük emekli maaşı alan emekliler için harcıyoruz. 16 milyon 120 bin civarında emekli var. Emeklilik bütçesi arttıkça merkezi bütçemizden daha çok harcıyoruz. Bizim bugünden itibaren bazı tedbirler geliştirmemiz lazım ki gelecek nesillere aktaracağımız bir sistem olsun.
Ortak bir akılla çözümü ortaya koyup sahiplenmek gerek. En düşük maaşı artırınca daha çok prim ödeyen mağdur oluyor. Ortaya adil, dengeli ve bütçeye zarar getirmeyecek bir sistem çıkartmalıyız.
ERKEN SEÇİM ÇAĞRILARI
Biz yaklaşık eylül ayının tamamını 73 ilde sahada geçirdik. Vatandaşımızın gündemi belli. Geçen yıl açıkladığımız Orta Vadeli Program için çalışıyoruz. Sahada da vatandaşlarımızın önerilerini dinledik. Erken seçim gibi bir ülke ortamı yok. Vatandaş kendi derdine çare arıyor. Seçimin çözüm olacağını düşünmüyor. Anketlere bakarsanız da sonuçları görürsünüz. Muhalefetin kazandığı yerlerde vatandaşa her şeyi vaat etmişler. Şimdi vatandaş o vaatleri bekliyor. Özgür Bey bahsetmişti, "Vatandaş bizden hizmet bekliyor" demişti. İzmir Körfezi'ni temizleyin, daha hala kimyasal madde dökerek kokusunu gidermeye çalışıyorlar. Burada bir tesis kurayım, körfezi temizleyeyim diye bir düşünce yok. İzmir'in kaynaklarını nereye harcadın? İnsan bu soruyu sormaz mı?
SUÇ MAKİNESİ GİBİ YAŞAYANLAR İÇİN ÖNLEM ALINACAK MI?
Buna yönelik bir çalışmamız var, suç makinesi gibi toplumda yaşayanlara yönelik. Adalet Bakanlığımızla çalışmamız sürüyor. Yüksek cezalarla bunu engellemek kolay değil. O kişi nihayetinde topluma karışacak. Mahkumların pişmanlığını artırıcı düzenlemeler yapmamız lazım. Cezaevlerinde kurslarla, meslek edindirmelerle eğitebiliriz. 2 yılın altındaki cezalarda mutlaka bir kısmını cezaevinde yatması gerekiyor.
Vatandaşımız beklentisinde haklı. O cezasızlık algısını ortadan kaldırmamız gerekiyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...