Türkiye diplomasi tarihinde bir ilk yaşandı. Ankara tarihinde ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’ne bilgilendirme mahiyetinde "örtülü nota" verdi.
Doğrusu bir gazeteci olarak benim de tanımlamakta zorluk çektiğim bu olay gerçekten Türkiye’nin diplomasi tarihinde önemli bir kilometre taşı olacaktır. Nasıl mı?
İşte cevabı:
Irak’a notanın bir kopyası Washington’da
Türkiye diplomasi tarihinde bir ilk yaşandı. Ankara tarihinde ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’ne bilgilendirme mahiyetinde "örtülü nota" verdi.
Doğrusu bir gazeteci olarak benim de tanımlamakta zorluk çektiğim bu olay gerçekten Türkiye’nin diplomasi tarihinde önemli bir kilometre taşı olacaktır. Nasıl mı?
İşte cevabı:
Dün akşam saatlerinde Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’le konuşuyorum...
Gündem çok sıcak...
Hemen soruyorum:
"Barzani’nin yaptığı bu haddini bilmezlik için Bağdat’a verdiğiniz nota bir sonuç verecek mi, ya da vermezse ne yapacaksınız..."
Abdullah Bey bir kaç saniye düşündükten sonra kararlı bir ses tonuyla şöyle diyor:
"Bu konuda her şey düşünülüyor. Verilen bu nota çok ciddidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak yalnızca bir şahısla polemik içinde olmak istemiyoruz. Ayrıca Bağdat’a verdiğimiz notanın bir suretini ABD’ye de ilettik."
Evet işte burası çok önemli...
Washington’a verilen nota suretinin anlamı şudur:
"Biz defalarca Beyaz Saray’a Kuzey Irak’taki PKK varlığını hatırlattık. Orada lojistik olarak beslenen teröristlerin Türkiye’ye saldırıp eylemler yaptığını ilettik. Bu konuda Irak yönetiminin yeterli olmadığını söyledik ve ABD’nin önlem almasını istedik. Ama aradan geçen bunca zamana rağmen bu olmadı. Şimdi bir de bütün bunların üstüne Barzani, gerekirse Diyarbakır’a müdahale edilebileceği konusunda demeçler vermeye başladı. Bağdat’a verdiğimiz notayı ABD’ye de ileterek ’Irak’ın yönetimi sizdedir, sizi muhatap alıyoruz’ denmiştir. Bu bir anlamda ABD’ye verilmiş örtülü bir notadır."
Şunu çok iyi biliyorum ki bu yaptığım değerlendirme, notanın suretini Washington’a iletme zekasını gösteren dışişleri bürokratları tarafından da yapılmış.
KIBRIS’TAN DÜNYAYA MESAJ
Abdullah Bey’le telefon sohbetimizin ikinci konusu ise Kıbrıs...
Gül, Kıbrıs’la ilgili çok önemli bir detayı aktarıyor.
Bu önemli bir mesaj.
Türkiye’de bunca mesele varken hem başbakan yardımcısı hem de potansiyel başbakan olarak Abdullah Gül’ün Kıbrıs’a gitmesi bir anlamda dünyaya verilen önemli bir mesaj...
Yoksa Abdullah Gül yalnızca bir otel açmak için Kıbrıs’a gitmez...
Nitekim telefonda şöyle diyor:
"Elbette oraya yalnızca bir otel açmak için gitmiyorum. Dünyaya da bir mesaj veriyoruz"
"Peki nedir bu mesaj" diye soruyorum. İşte cevabı:
"Türkiye bu sorun konusunda uzlaşmacı bir noktadadır. Ama Türkiye’nin bulunduğu bu nokta KKTC’yi bir taviz olarak görme yanlışlığına neden olmamalıdır. Ben oradan dünyaya ’Biz sonuna kadar uzlaşmadan yanayız, ama uzlaşma olmazsa kimse KKTC’yi geçici bir devlet gibi görmesin’ demeye gidiyorum."
Evet, işte iki önemli konu iki önemli mesaj...
Gül’ün sözüne ettiği "ikinci nota" ya da "suret-i nota"nın Washington’a verilmesi çok ciddi bir olaydır...
Üstelik nezaket çerçevesi içersinde kalarak diplomatik anlamda onurlu bir devlet hareketidir.
FATİH ÇEKİRGE-HÜRRİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...