Medipol Başakşehir'deki başarılı kariyeri sonrası bu sezonun başında sürprize imza atarak Beşiktaş ile anlaşan ancak karşılıklı beklentiler gerçekleşmeyince yollarını ayırmak zorunda kalan Abdullah Avcı, Koronavirüs'ün futbol dünyası üzerindeki etkilerini ve siyah-beyazlı kulüpte perde arkasında yaşadıklarını anlattı.
KULÜPLER UZUN VADELİ YÖNETİLMELİ
Salgın sonrası Türkiye'de liglerin geleceğinin nasıl olacağını düşünüyorsunuz?
Bu salgın ne yazık ki beraberinde ağır bir ekonomik kriz getirecek. Kulüpler şirketler gibi anlık değil uzun dönem planlamalar ile yönetilmeye başlanacaktır. Aksi halde ayakta kalamazlar.
GENÇLERİ KULLANAN TARİH YAZABİLİR
Krizi fırsata dönüştürebilecek kulüpler çıkar mı?
Çıkabilir. Öz kaynak düzenimize dönüş yapıp genç oyuncularımıza çok daha fazla şans verebileceğimiz bir dönem olabilir. Bundesliga'ya baktığınızda, yaş ortalamasının düşük olmasının, takımların gençlere şans vermek konusunda rahat hareket etmesini sağladığını görüyoruz. Ligimizde bu mümkün değil. Büyük bütçeler ile oluşturulan ligde tek başınıza öz kaynak düzenine geçip genç oyuncular ile şampiyon olmayı hedefleyemezsiniz. Genç ve yerli oyunculara daha fazla şans tanınacak bir ortam oluştuğunda, bunu iyi değerlendiren kulüpler tarih yazabilir.
RİSK FAKTÖRÜNÜ DÜŞÜNMEZSİNİZ
Sağlık Kurulu'nun hazırladığı futbola dönüş maddelerini nasıl buldunuz?
Futbolun kendine has büyülü bir duygusu vardır. Sahaya çıktığınız anda topun çekim gücüne yenik düşecek ve nabzınızın yüksek olduğu anlarda risk faktörünü düşünmeyeceksiniz.
AVRUPA İLE ARA KAPANMAZ
Sürecin Avrupa ile aramızı kapatmak için bir fırsatın oluştuğunu düşünüyor musunuz?
Avrupa ile aramızın kapanma şansının çok yakın olduğunu düşünmüyorum. Altyapıya gerekli yatırımları yapmadığımız sürece arada fark zaman zaman kapanmış gibi görünse de zaman içinde giderek açılacak.
EMRE ÇOK İYİ BİR ROL MODEL
Sizi en çok etkileyen futbolcular kimler oldu?
Ben oyuncunun sahada antrenör gibi düşünmesini isterim. Emre Belözoğlu ne demek istediğimin tam karşılığıdır. Yeteneği ve disiplini bir yana, sahadaki problem çözme becerisi ve özverisi çok yüksek bir oyuncu olmasıyla, benim için ayrı bir yerdir. Bu kadar yetenekli oyuncular oyunu kendi başlarına çözme yeteneğine sahip olduklarına inanmak isterler. Emre'yi özel yapan budur. Çok iyi bir rol modeldi.
BANA TANINAN SÜRE YETERSİZDİ
Beşiktaş'ta sizin döneminizde olmayan ya da eksik olan şeyleri nasıl tanımlıyorsunuz?
Çalıştırdığım takımın, savunma yaparken hücumu, hücum yaparken savunmayı düşünebilmesini ve geçişleri iyi yapabilmesini isterim.. Beşiktaş'a oynatmak istediğimiz oyun anlayışı da buydu; akıl üzerine kurulu bir sistem. Başakşehir'deki sistemin üzerine bir de taraftar etkisini eklediğimizde, Beşiktaş'ın şanına yakışır bir futbol anlayışı oluşturabileceğimize inanıyorduk. Aslında inancımızı hiç kaybetmedik. Ancak geç gelen transferler, maddi düzensizlikler, yapısal ve yönetimsel eksiklikler, sakatlıklar gibi birçok engel ile karşılaştık, sessiz sedasız üstesinden gelmeye çabalarken de kredimizi tükettik. Hücum opsiyonlarının saha yansıması için yüzlerce saat teorik ve pratik antrenmanlar yapmanız gerekir. Bana tanınan süre, buna yeterli olmadı.
HEVESİM KURSAĞIMDA KALDI
Öz eleştiri yaptığınız zaman keşke dediğiniz bir dönem ya da durum oldu mu? Haksızlığa uğradığınızı düşünüyor musunuz?
Beşiktaş taraftarını, stadyumun büyülü atmosferini görünce, devrimsel bir iş yapalım, güçlü ve sürekliliği olan, ses getiren bir sistem kuralım istedim. Şimdi geriye bakıp düşünüyorum, belki de beklenti bu değil, sadece haftalık galibiyetlerdi. Belki de kulüple bir geçmişim olmadığı için, devrim yapmaya yetecek kadar sürem ve kredim yoktu. Haksızlığa uğramış hissetmiyorum ama hevesim kursağımda kaldı. (Sabah)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |