Ağar, Bayar Köşkü’ndeki bayram sohbetinde İstanbul’un asayişinden, Yaşar Büyükanıt’la arasındaki kırgınlığa kadar çeşitli konulardaki görüşlerini açıkladı.
Eski bir İstanbul Emniyet Müdürü olarak İstanbul’a asayişin yetersiz olduğunu düşünüyor musunuz?
Bugün çalışan arkadaşlarım, benim hep yanımda çalışmış arkadaşlar. Onların iyi niyetinin var olduğunu düşünüyorum. Ama zorlukları olduğunu düşünüyorum, siyasette bana düşen, zorlukları ortadan kaldırmaktır. Daha rahat bir İstanbul yapacağımızdan hiç kimsenin bir şüphesi olmasın.
Mesela nasıl bir güvenlik anlayışınız var?
Cengiz İmparatorluğu’nun bir hikáyesi vardır. Bir bakire, at sırtına bindirilir. Yanına bir çuval altın konur. İmparatorluğun bir ucundan bir ucuna at sırtında bir çuval altınla güvenlik içinde gider gelir. Biz işte bunun Türkiye’nin bütün büyük şehirlerinde aynısının olmasını istiyoruz.
Kadın bakire değilse ne olacak?
(Gülüyor) Bunu misal olarak söylüyoruz. Elbette onun güvenliği de aynı şekilde.
BULGUR-FASULYE VERME DÖNEMİ BİTTİ
Deniz Baykal, İstanbul’da AKP’yi geçtiğini söylüyor, sizce de öyle mi?
İstanbul da başta olmak üzere biz Türkiye’nin her tarafını geziyoruz. İstanbul’da bugün böyle hiç kimse fetva vermesin. İstanbul’un ne olduğunu sandıkta hep beraber göreceğiz.
İstanbul’a bir inanış var: AKP varoşları kolay teslim etmez, imkánlar sağlanıyor oralara.
Şimdi bu imkánlar sağlanıyor doğru. Oradaki halka "Biz size iş vermeyeceğiz, biz size daha iyi bir hayat standardı vermeyeceğiz. Ama bunun yerine biz size bulgur, fasulye, nohut vereceğiz. Odun, kömür vereceğiz. Üşümeden, aç kalmadan, böyle hayatı devam ettirin" deniyor. Bulgur, fasulye dönemi bitti. Bu devam edemez. Solun terk ettiği değerlerin biz bugün sahibiyiz. Gelir dağılımı, adaletsizlik, yoksullukla mücadele, işsizlikle mücadele, suçla mücadele...
HALK SUSURLUK’TA BENİ YALNIZ BIRAKMADI
Susurluk olayında kendinizi çok yalnız hissettiğiniz zamanlar oldu mu?
Olmadı. Neden biliyor musunuz? Sokaktan olağanüstü bir destek aldım. Ben bugünkü siyasi şekillenmemi de ona borçluyum. Ya beni halk taşıdı, halk korudu, halk muhafaza etti.
Üniter devlet yetmez üniter halk da lazım
CHP’nin milliyetçi söylemi sizi rahatsız etmiyor mu?
Hayır. Çünkü bunlar, o milliyetçilik anlayışı bizim milliyetçilik anlayışımız olamaz. Bizim tek bir milliyetçilik anlayışımız vardır, Türkiye’yi böldürmeyen milliyetçilik anlayışı. Zaten bizim bin yıllık tarihimizde Anadolu’daki, Trakya’daki tarihimizde, İslam’la birlikte, buradaki milliyetçilik hiçbir zaman etnik anlamda bir milliyetçilik olmamıştır.
Yani sizin konuştuğunuz bütün halkı bir arada tutmak.
Türkiye’nin en vazgeçemeyeceğimiz temeli üniter devlet. Burada hiçbir tavizimiz yok.
Üniter devlet, üniter halk diyorsunuz siz.
Aynen. Halkı bütünleştirme. Biz herkesi anasının karnından doğduğu gibi hür ve eşit kabul ediyoruz. Doğumdan gelen farklılıklar, Türkiye’nin zenginliğidir. Ve herkesin kimliğine, herkesin doğuşundan gelen farklılıklarına saygı gösteririz. Yukardan bakmadan, kibir içinde bakmadan, kimseyi birbirinden ayırt etmeksizin. Baktığınız vakit, 1950 ile 60 arasında Türkiye’nin Doğu-Güneydoğu’sunda silahlı bir hareket yoktur. Bunu iyi analiz etmek, iyi görmek lazım.
Türk subayının kafasının 4’te 3’ü Atatürk 4’te 1’i Enver Paşa olmalıdır
Hayatınız boyunca gördüğünüz, sizi en çok tatmin eden cumhurbaşkanları kimlerdi?
Hayattakilere sağlıklar dileyelim. Geçmiş açısından söyleyelim isterseniz. Turgut Özal ve mutlaka Celal Bayar. Son dönemler açısından söylüyorum, yoksa Atatürk gibi bir deha.
Peki Enver Paşa hakkında ne düşünüyorsunuz?
Gönlümüze hoş gelen tavırların, kararlılıkların, cesaretin sahibidir. Bir Türk kurmay subayının kafasının dörtte üçü Mustafa Kemal Paşa ise dörtte birinde de Enver Paşa olmalıdır.
ÇOK ZOR BİR DURUM
Ya Mustafa Muğlalı olayı?
Devlete sadakati şüphe götürmez. Uzun süre bizim silahlı kuvvetlerimizi etkilemiş bir olay olduğunu da kabul etmek lazım, bu bakımdan demokrasi ve hukukun ne kadar önemli olduğunu bugün görüyoruz. Bir vatansever adamın, ömrünün son noktasında karşı karşıya kaldığı bir zor durum mutlaka, onu da kabul etmek lazım. Üzüntü verici bir durumdu. Hiç olmamalıydı, bunun olmamasının önünü açacak olan güç siyaset yönetimi, bunun önemini görmek lazım bu olaylarda.
O bir bilgeydi
Türklük tarihinde sizi en çok etkileyen simalar, kişilikler kimlerdir?
Osmanlı İmparatorluğu açısından bakacak olursak yükselme devri padişahları çok önemli. Birinci Murad ve Fatih Sultan Mehmed çok önemli devlet adamları. Ne açısından önemli? Çağının en bilgili, en bilgin kişisi Fatih Sultan Mehmed. Bir yönüyle bir Türk imparatoru, bir yönüyle de Bizans’ın tarihsel ağırlığında sırtını arkasına almış, daha büyük ufukları düşünen bir Roma İmparatoru. Gerileme döneminde kuşkusuz Sultan Abdülhamid.
Eşsiz misyonun değerli bayraktarı
DYP Lideri Mehmet Ağar’ın masasında Adalet Partisi ve DYP’nin eski genel başkanı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dünya görüşünü ve çalışmalarını anlatan "Devran" adlı kitap duruyor. Kitabının ithaf notunda şunlar yazılı: Eşsiz bir misyonun değerli bayraktarı Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Sayın Mehmet Ağar’a başarı dileklerimle.
S. Demirel 26/8/2006
Tayyip Bey acılı günümde yanımdaydı
Başbakan’ın hastalığında ilk giden siz oldunuz...
En zor günümde gelmişti bana Tayyip Bey ve normalin ötesinde de bir ilgi göstermişti o dönemde. Siyasette bizi zora, köşeye sıkıştırmak isteyip yakınımızda olması lazım gelenlerin olmadığı bir noktada, cenazeye gelip, ne lazım gelirse, İstanbul belediye reisi olarak onu yapmıştı. Günü geldiğinde bizim yapmamız gerekeni de biz yaptık diye düşünüyorum. İnsan kötü gününde yakınında olanları hiçbir zaman unutmaz, unutmamalıdır.
Beni kırmaya hakkı yok
Devlet kavramı çok güçlüdür sizde. Yaşar Paşa’nın o laflarını duyduğunuz zaman ne hissetiniz?
Kimsenin beni kırmaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Ve ben hep dik durdum yani. Ben Mehmet Ağar’ım, ben duruşumu hiçbir zaman bozamam. Ama ben ülkede büyük gerilimleri ortadan kaldırmaya aday çıkmışım. Canımı ortaya koymuşum, her dönemde koymuşum, gene koyuyorum ortaya. Ve küçük gerilimler yaratmak istemem ben. Ben kavgaların adamı değilim, ben büyük uzlaşmaları getireceğim. Ama bütün bunları yaparken, siyasi kişiliğimi de, hayatımdaki kişiliğimi de ezdirtmem. Ben herkesi kırmamaya dikkat ediyorum, herkesi. Beni de kimse kırmasın.
Diyarbakır’ın patlayan kanalizasyonuna baksın
Osman Baydemir’in "Buranın kaynakları buraya bırakılır" sözlerine ne diyorsunuz?
İşte bu tam gülünecek bir şey. Türkiye’nin vergisinin yüzde 80’ini İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli veriyor. Doğu, Güneydoğu’daki 24 vilayet de en fazla yüzde 2 vergi ödüyor. Ama en büyük kamu yatırımları bu bölgelere yapılıyor. Baydemir, Diyarbakır’da patlayan kanalizasyonuna baksın.
Seçimden sonrası için koalisyon modelleri konuşuluyor. AKP-DYP formülü için ne diyorsunuz?
Hani biz barajı geçemiyorduk? Şimdi bize koalisyon ortağı seçiliyor. Bir müddet sonra, süreç geliştikçe tek başına doğru tepelere gittiğimiz, birinciliğe doğru gittiğimiz görülecek. Mücadele ettiğim bugünkü iktidardır. Ben onunla mücadele ederek, oylarımı yükseltip, birinci parti olacağım.
Zaten siyaset yapıyorlar
Ovada siyaset yapılsın derken somut olarak neyi kastettiniz?
Siyaset zaten yapılıyor, yapılmıyor diye bir şey var mı? Bugün siyaset yapılmıyor mu? Bugün, farklı şekillerde işte mahalli idarelerde olsun, bazı siyasi partilerde olsun, bazı sivil toplum kuruluşlarında olsun...
Ama Meclis’e giremiyor bu irade?
Halk istiyorsa Meclis’e girer. Baraj konusunda şöyle bir şey yapmak gerekiyor: Yüzde 10 barajının bu saatten sonra indirilmesi zor. Ama bir Türkiye milletvekilliğini yüzde 3’lük, 4’lük barajlarla var etmek mecburiyeti var, dolayısıyla böyle bir temsili adaletin önünü açmak lazım.
/HÜRRİYET
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...