Ahmet Altan/Gazetem.net
Zavallı darbeciler…
Bir vakitler, devlete yaklaşık 25 milyar dolarlık bir gelir sağlayacak olan Orman Yasası’nı, cumhurbaşkanının, böyle bir gelirle daha da canlanacak ekonominin hükümete siyasi bir prim kazandırmasını istemediği için veto ettiği söylenmişti.
İnanılması zor bir iddia.
Bir cumhurbaşkanının sadece kızdığı hükümet başarılı görünmesin diye büyük bir geliri engellemesi çok rastlanır bir durum değil.
Ama bunun ve bu tür iddiaların bir dayanağı var elbette.
Dünyanın her tarafında ekonomiyi iyi götüren bir hükümeti yıkmak zordur.
Ne darbeyle ne de darbesiz yıkamazsınız.
Eh, AKP de ekonomiyi iyi götürüyor.
Kimse nasıl olduğunu anlamıyor ama cari açığa, işsizliğe, yoksulluğa rağmen Türkiye’nin ekonomik rakamları beş yıl öncesinden çok daha iyi durumda.
İhracat rekorlar kırıyor.
Enflasyon düştü.
Yabancı yatırımlar patladı.
Özelleştirme hızlandı.
Hatta rakamlara göre gelir dağılımındaki adaletsizlikte bile, bir nebze de olsa, bir iyileşme gözüküyor.
Ama “darbe yapalım” diye tutturan zavallı generallerin de, Çankaya savaşlarında ne olursa olsun AKP’nin yolunu kesmek isteyenlerin de, “şeriat gelecek” naralarıyla orduyu göreve davet edenlerin de asıl talihsizliği, “şu parti ya da şu lider ekonomiyi AKP’den daha iyi götürür” diye bir aday ortaya çıkaramamaları.
Deniz Baykal’ın ekonomiyi daha iyi rakamlara taşıyacağına inanan herhangi bir insana, böyle bir iddiayı dile getiren bir yazıya da bugüne dek rastlamadım.
Zaten ekonomi, ülkenin zenginliği, halkın refahı gibi konular konuşulmuyor bile.
Çünkü yaşadığımız gerginliğin asıl nedeni “ülkeyi daha zenginleştirecek ve daha özgürleştirecek” yöntemler arasındaki çekişme değil.
Ankara’daki bir grup üniformalı ve üniformasız bürokratın çok alıştıkları iktidarı kaybetme korkusu yaratıyor bu kavga ortamını.
Bu adamlar ekonomiyi halkı ikna edecek bir biçimde eleştiremiyorlar.
Daha iyi bir ekonomi için ortaya bir plan, bir proje koyamıyorlar.
Bu yüzden de muhalefetlerini, “şeriat geliyor,” “cumhuriyet tehlikede” gibi afaki, halka hiç de inandırıcı gelmeyen temeller üzerine kurmak zorunda kalıyorlar.
Bunun da ciddi bir yankısı olmuyor.
Peki, bu insanların böylesine yıkmak istedikleri AKP iktidarının gerçekten eleştirilecek bir yanı yok mu ki kavgayı saçma sapan “şeriat gelecek” lafına sıkıştırmaktan bir türlü kurtulamıyorlar?
Zaten AKP karşıtı olanların zavallılığı da bu sorunun cevabında yatıyor.
Onlar AKP’nin eleştirilecek yanlarını eleştiremiyorlar.
Çünkü AKP’nin bütün hatalarını onlar da benimsiyorlar, o hatalar onlara “hata” gibi gözükmüyor.
Şemdinli rezaletini, Van savcısının görevden alınmasını, 301. maddeyi, Adalet Bakanı’nın hukuku zedeleyen çıkışlarını, Avrupa Birliği konusunda ayak sürümesini, Kürt sorununda ciddi açılımlar getirememesini, üniversitedeki aksaklıkları düzeltmeye yanaşmamasını, Seçim Yasasını değiştirmemesini eleştiremiyorlar.
Eleştiremiyorlar çünkü bu hataları destekliyorlar, kendileri iktidara gelirse daha da beterini yapmak istiyorlar.
AKP’nin ciddi hatalarını eleştiremeden, ekonomideki başarısını çürütemeden, halka inandırıcı gelecek yeni bir ekonomi programı oluşturamadan sadece “şeriat gelecek” laflarıyla gerginlik yaratıyorlar.
Halk da onların “daha iyi bir Türkiye” için değil şu anda sahip oldukları gizli iktidarı kaybetmemek için ülkeyi gerginliğe sürüklediğini seziyor.
Bu nedenle de bunlara yüz vermiyor.
Bugünkü şartlarda AKP’nin “sağında” kalanların, bütün o darbecilerin, gittikçe daha fazla MHP’lileşen CHP’nin bir iktidar şansı bulunmuyor.
Böyle bir ihtimali kendileri bile dile getirmiyor.
AKP’yi gerçekten sarsacak olan, ilerici, özgürlükçü, halkların birliğine inanan, dünyalaşmadan yana bir muhalefet.
O da şimdilik burada yok.
Zaten o yüzden biz “tartışmalara” değil yalnızca “kavgalara, gerginliklere, darbe heveslerine” rastlıyoruz.
Ne kadar gerginlik yaratırlarsa yaratsınlar, ne kadar adam vurdururlarsa vurdursunlar, ne kadar kavga çıkartırlarsa çıkartsınlar, ne kadar hukuku zorlarlarsa zorlasınlar AKP’yi yıkamayacaklar.
Bu ekonomik rakamlarla “sağcıların” AKP karşısında hiçbir şansı yok.
Biraz daha gürültü çıkarıp yorulacaklar.
Türkiye’nin siyasetini ve iktidarını değiştirecek olan ilericilerdir.
Ya yeni ve ilerici bir parti çıkacak.
Ya da bir mucize gerçekleşecek ve AKP zihniyetini değiştirip hukukta da “ilerici” bir parti olacak.
İkisi de Türkiye için ümit ve atılım anlamına gelir.
Ve, burada “darbeciliği” de, “hamaset ticaretini” de, “kavga tacirliğini” de sonsuza dek bitirir.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...