Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Reel sektörün önündeki engel dediğimiz bu faiz maliyetleri daha da düştükçe yatırım, istihdam, ekonomik büyüme, tüketim ekosistemini daha da büyüteceğiz. Ülkemizin kaynaklarını öncelikli olarak teknolojik olarak katma değeri yüksek olarak ithalat ve istihdama dayalı üretime kanalize edeceğiz." dedi.
Albayrak, 26 Haziran Atatürk Kültür Sarayı'nda düzenlenen Tokat İş Dünyası Buluşması'nda bir konuşma yaptı. Düzenlenen toplantılara tüm kurmaylarıyla katılıp iş dünyasının sorunlarına birebir eğildiklerini anlatan Albayrak, Türkiye'nin değişim ile yeni dönemde artık eskisinden daha güçlü olacağını vurguladı.
Büyüme ve refahın herkese yayılmasını sağlamak için Ankara ve İstanbul'da oturmadıklarını ifade eden Bakan Albayrak, şunları söyledi:
"Tokat'ın ayağına gideceğiz. Sivas'ın ayağına gideceğiz. Türkiye'nin ayağına gidip bu değişim sürecinin hikayesini anlatacağız. Onun için buradayız biz. Bu sürecin adına değişim dememizin sebebi o. Ağustos 2018... Bütün bu süreçte yaşadığımız bu mücadele bize çok büyük bir tecrübe olacak. Dünya, dost, müttefik, stratejik, o, bu, kavga, dövüş. Görüyorsunuz dünya yanıyor. Orta Doğu'da olanlar Suriye, Irak, İran. Tüm bu gelişmeler. Amerika Çin ticaret savaşları. Tüm bu ekosistemde bu kadar yoğun bir mücadele. O zaman biz buradan çıkartacağımız derslerle Türkiye'yi, ekonomisini dönüştürmek ve değiştirmek zorundayız. Değişimler kolay değil onu söyleyeyim. Zorlu ama değişim sonrası meyvesi tatlı."
Albayrak, özellikle katma değerli, ihracata ve istihdama dayalı bir ekonomik alt yapıyı inşa etmek istediklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
- "Faizler daha da düşecek"
"Yüzde 40'lar, 30'lar, 20'ler... Bu başlangıç daha da düşecek. Reel sektörün önündeki engel dediğimiz bu faiz maliyetleri daha da düştükçe yatırım, istihdam, ekonomik büyüme, tüketim ekosistemi daha da büyüteceğiz. Ülkemizin kaynaklarını öncelikli olarak teknolojik olarak katma değeri yüksek olarak ithalat ve istihdama dayalı üretime kanalize edeceğiz." diyen Bakan Albayrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İthalatı ikame eden, ihracatı destekleyen, yerli üretimi destekleyen ve teşvik eden bu alanlara kaynaklarımızı aktaracağız. Zaten bu çerçevede bu dönüşüm. Çünkü BDDK tarafından tüm bu dönemde yapılan güncel mali bünye değerlendirme çalışmalarında da baktığımız takip hesaplarının arttırılması gerekir. Özellikle ağırlıklı inşaat sektörü, enerji sektörü, bankacılık sektörümüzü güçlendirmemiz lazım. Bilançoları güçlendirmemiz lazım. Özellikle bu nokta da 2019 yılı bu takipte gitti."
Türkiye'de son 17 yılda kaydedilen güçlü ve ekonomik büyüme, performans ve dönüşümün reel sektörün dönüşümüyle birlikte olacağını savunan Albayrak, şu görüşlerini paylaştı:
"Tüm bu değişim dönüşüm özelinde reel sektörün borcunun sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde bilançolarının iyileştirilmesiyle olacak. Bunu da inşallah düşen faizler, düşen maliyetler, yatırım noktasında daha cazip finansman yatırım alt yapısıyla ilgili destekler teşviklerle olur. Bu manada baktığımızda reel sektörün finansmana ihtiyacı var. Reel sektörün toplam gayri safi yurt içi hasılası toplam borç yüzde 60'larda. Bu oran yaklaşık yüzde 100'ün üzerinde olan Avrupa ortalamasının çok altında. Türkiye'deki kur riski tüm bu alanlara bakıldığında reel kaynaklarına bakıldığında bankacılık sektörü ve hane halkı kur riski açısından Türkiye çok iyi bir noktada. Kamunun borcunda sıkıntı yok. Hane halkının borcunda sıkıntı yok. Reel sektörün, özel sektörün yok. Tüm bu borçlanma noktasında Türkiye'nin finansal alt yapısı ve bilançosu bu açıdan çok iyi. Ben özellikle hane halkı örneğini hep veriyorum. Hane halkı toplam gayrisafi yurt içi hasılaya oranı borçlanma yüzde 15'lerde. Avrupa ortalaması dünya ortalaması yüzde 30, yüzde 40, yüzde 60, yüzde 70. Dövizle değil TL ile. Burada da sıkıntı yok. 2001, 2008 ve benzeri yaşanan süreçler bu anlamda Türkiye'nin bilançosu çok güçlendi. Döviz pozisyon açığına sahip reel sektör firmalarının durumu çok o anlamda bakıldığında döviz borcunu yönetme noktasında kapasite noktasına baktığımızda çok sağlam bir alt yapımız var. Bunları büyük ölçekli önemli ölçüde döviz gelirine sahip olması kur riski karşısında da Türkiye'nin ciddi bir risk taşımadığını ortaya koyuyor."
- "2020 yılı çok daha olumlu çok daha pozitif bir yıl olacak"
Albayrak, Türkiye'nin ekonomisinin güçlü olduğunu IMF'den yardım almadan yoluna devam ettiğini, Türkiye'nin kimseye el açmadan sıkıntılarını aştığını vurgulayan Albayrak, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu çerçevede kur atak saldırılarına rağmen bir yılda 3 seçime rağmen, pozitif büyüme trendiyle artık yoluna emin adımlarla devam ediyor. IMF ile görüşmeden bu süreci geride bıraktık, İnşallah, tüm bu göstergelere baktığımızda ekonomide toparlanmanın, reel sektöre yansımaya başladığını çok net görüyoruz. Özellikle bu noktada reel sektörün yanında sanayicimizin üreticimizin yanında kamu olarak sadece kamu bankalarıyla değil tüm kamu kurumlarıyla olmaya devam ediyoruz. Ülke olarak biz bir ve beraber olduğumuzda ki bunun en güzel örneği son 6 yılda yaşadığımız tüm bu süreçler, 15 Temmuz'u yaşadık. Ülkeye yönelik en büyük kapsamlı tarihsel hain bir operasyona karşı bütün Türkiye, Tokat başta olmak üzere, kenetlendiğinde namlunun karşısında dik durduğunda neleri başarabileceğimizi gösterdik. Öyle twitlerle yıkılacak bir ülke değiliz. 2020 yılı çok daha olumlu çok daha pozitif bir yıl olacak. "
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...