Mümtaz'er Türköne'nin yazısı:
DYP-Anavatan ittifakı
1991'de, Refah Partisi, MHP ve IDP ile ittifak yaparak girdiği seçimde, beklenenin çok üzerinde oy alarak herkesi şaşırtmıştı. RP'yi marjinal bir parti olmaktan çıkartan, bir miktar da AK Parti'yi 2002'ye taşıyan temel kırılma anı 1991 seçimleridir.
RP üç yıl sonra büyük şehirlerde ezici bir zafer kazanmış ve bir yıl sonra 95 seçimlerinde Türkiye'nin en büyük partisi haline gelmişti.
Bugün merkez sağdaki ve merkez soldaki ittifak arayışlarına giren partiler acaba ne umuyorlar?
Bu arayışlarının arkasında, ittifak eden iki ülkenin ordularının yaptığı muharebe planlarına benzer hesaplamalar bulunuyor. İki ordunun toplamı ile karşı tarafın mevcudu ve ateş gücünün mukayesesi gibi, partilerin seçmen tabanlarına dayanarak seçim sonuçları hesaplanıyor. Siyaset üzerine askerî vesayet gölgesi düşünce, partilerin ittifak eden ordular gibi duruma vaziyet etmeleri doğal. Ama hesaplamaların hepsi yanlış; çünkü siyaset savaş değil, karşı taraftakileri imha ederek değil, gönüllerini kazanarak yapılıyor. Her seçimin kendi dinamikleri ve dengeleri vardır. Bu seçimde denge hali üçlü bir sacayağı üzerine oturacak. AK Parti, en güçlü ayağı oluşturacak. Öbür ayakta CHP yer alacak. MHP, DYP ve diğer partiler ise son ayağı oluşturacak. AK Parti dışındaki partilerin üzerinde seçime girmeyen ama, seçim atmosferini tanzim etmeye niyetlenen bir "Devlet Kurumları Partisi" yer alacak. Bu kurumsal güç artık açıkça bir parti hüviyetinde; zira seçim ittifakları da dahil olmak üzere kampanyaları oluşturmaya niyetli görünüyor. Bu seçimin özgün dengesi AK Parti ile Devlet Kurumları Partisi arasında oluşacak. Bu dengenin halkın tercih ıskalasına demokrasi ile bürokrasi arasında bir tercih olarak yansıyan; ama her hal ve şartta iki renkli bir referandum olarak gerçekleşeceğini unutmamalıyız. Demokrasiyi sadece AK Parti omuzlayacak; diğer partiler bürokrasiden devraldıkları yük nispetinde ezilecek.
Üçlü sacayağı şeklinde kurulan başlangıç dengesinin, sandığa yaklaştıkça AK Parti ile CHP arasında ikili bir dengeye dönüşeceğini, diğer partilerin oluşturduğu ayağın çökeceğini öngörebiliriz. CHP'nin AK Parti'ye yönelttiği sert ve keskin muhalefetin bu süreci hızlandıran bilinçli bir tercih olduğu anlaşılıyor. Özgün dengeler seçimi iki ana kutba doğru itiyor. Devlet Kurumları Partisi, MHP, DYP ve Anavatan gibi partileri ezerek yok ediyor. Seçmenler bir partinin askerleri değiller. Yönetime sadece oyları ile müdahale eden halk, bu fırsat önüne çıktığı zaman kılı kırk yarıyor. Önümüzde duran ittifak alternatiflerinin hiçbiri, aritmetikteki toplamalar gibi sonuç vermeyecek. Siyasette, nüanslar arasındaki rekabet karşı kutupta yer alanlara göre daha sert geçer. Partiler sadece liderlerinden ve merkezdeki yöneticilerinden ibaret değil. İttifak demek, seçimde daha iyi sonuç elde etme bahasına, taşradaki farklı çıkarları ve seçkinleri de uzlaştırmak demek. Bunun ne kadar zor olduğunu, taşra politikası yapanlar bilirler.
Disipline ve belirli standartlara göre işleyen bir orduyu yönetmek ile siyaset yapmak, iki farklı dünyada yaşamak demek. Askerlerin elindeki pahalı ve karmaşık silahlardan etkilenebilirsiniz, ama bu silahları kullanmak üzere eğitilmiş olanların siyasî yeteneklerine güvenerek yola çıkarsanız, yarı yolda kalırsınız. Yakın tarihimiz, askerin ipiyle kuyuya inen siyasetçilerin geri kalan hayatlarını o kuyunun dibinde tamamladıklarını gösteriyor. Bugüne kadar "askerî hedef" haline gelen siyasetçilerin nasıl devleştiklerini de yaşayan örnekleri ile hatırlayalım.
İyi asker siyasetten anlamaz. Anlarsa iyi asker olamaz. Basiret sahibi siyasetçi de, kasatura ile her şeyin yapılabileceğini; ama üzerine oturulamayacağını bilen siyasetçidir. DYP ile Anavatan arasındaki ittifak arayışı, askerî mantıkla düşünülünce 9 ile 3'ün toplamıdır. Ancak siyasî zekâ bu ittifakın, Anavatan'ın ölüsünü DYP'ye taşıtmak olduğunu kavrayabilir. Bu ittifak, iki taraftaki doku uyuşmazlığı olan oyları AK Parti'ye taşır. Tek başına iddialı bir şekilde seçime giren DYP ise zaten barajın altındaki Anavatan oylarını alacak, ittifak durumunda kaçacak oylardan daha azını AK Parti'ye kaptıracaktır.
zaman
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...