Günay, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılına varmadan yapacağımız en büyük armağan Türkiye uygarlıklarının en büyük ayak izlerini kapsayan büyük bir müzenin yapılmasıdır'' dedi.
Günay, Müzeler Haftası dolayısıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye'de 1982 yılından beri Müzeler Haftası'nın kutlandığını hatırlatarak, bu hafta Türkiye'nin her yanında müzeler haftası dolayısıyla etkinlikler düzenlemeye gayret edeceklerini söyledi.
Müzelerin, geçmişle ilgili bazı tarihsel objelerin gelişigüzel depolandığı ya da sergilendiği sıradan mekanlar olmadığını vurgulayan Günay, ''Müzeler, bir bakıma geçmişle gelecek arasında önemli bir bilinç köprüsü, bir bakıma özenle üzerinde durmamız gereken, özenle saklamamız ve geleceğe taşımamız gereken tarihin mücevher kutularıdır'' diye konuştu.
Çok farkında olunmasa da Türkiye'nin bu mücevher kutularının içini doldurabilecek çok önemli objelere sahip olduğunu belirten Günay, bu açıdan Türkiye'nin zengin bir ülke olduğuna işaret etti. Günay, 99 müze müdürlüğü, bağlı birimlerle 189 müze ve 129 kadar da açık hava müzesi niteliğinde düzenlenmiş ören yerleri bulunduğunu bildirdi. Bunların sayısının daha artması ve her bakımdan daha da güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Günay, denetleme çalışmalarının yanı sıra 2007-2008'de bakıma alınmış çok sayıda müzeyi yeniden hayata katmaya çalıştıklarını bildirdi. Günay, hem bir yandan bakıma alınan 15'e yakın müzeyi 2010 yılına kadar açmaya, 10'a yakın müzeyi de ilk defa hayata katmaya çalışacaklarını kaydetti.
Müzekart uygulamasına da değinen Günay, 2007 yılında 18 milyon insanın müzeyi gezdiğini, bu rakamın 2008'de 22 milyonu aştığını ve önümüzdeki yıllarda bu sayının daha da artmasını sağlamaya çalışacaklarını kaydetti.
Müzelerdeki eserlerin yüzde 10'una yakın eserlerin sergilenebildiğini, depolama koşullarının ve sergileme koşullarının da mükemmel olmadığını belirten Günay, ''Bu bizim eksiğimiz değil. Bize bu mirası şimdiye kadar taşıyanların, bu kültür ve tarih mirasına yeterince özen göstermemelerinin bir sonucu. Bunu gidermeye çalışıyoruz'' diye konuştu.
Son yıllarda uzman personelin taşraya gönderilmesi konusunda önemli ilerlemeler kaydettiklerini anlatan Günay, geçmiş yıllarda uzman personelin bakanlığın merkez kadrolarına alındığını, şimdi ise yeni alınan 100'yüze yakın uzman personeli taşraya gönderdiklerini dile getirdi. Günay, bu yıl sonuna kadar Anadolu'nun her yerindeki röleve müdürlüklerinde, koruma kurumu müdürlüklerinde gerekli kadroları sağlamaya çalışacaklarını ifade etti. Bakan Günay, şunları kaydetti:
''Anadolu'yu gezdiğim zaman müzelerimizi depolarına kadar inceliyorum. Bazı yerlerimizde küçücük imkanlar içinde arkadaşlarımızı inanılmaz gayretler sergiliyorlar. Onları kalbimle selamlıyorum. Bazı yerlerde de arkadaşlarımız bir rutini sürdürmek içine teslim olmuşlar. Onları da burada yüksek sesle kınadığımı ve üzüntülerimi yüksek sesle ifade ettiğimi bir kez daha tekrar etmek istiyorum. Bir vatan sevilirse, bir vatanda iş yapanlar, yaptıkları işi severse o vatan yükselir. Vatan gayretli insanların omuzları üzerinde yükselir diyor şair. Bunu hep birlikte yapmamız gerekiyor.''
-BAŞKENTE ''TÜRKİYE UYGARLIKLAR MÜZESİ''-
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin önemli bir merkez olduğunu, ancak buranın sonuçta bir ''bedesten'' olduğunu ifade eden Günay, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ankara gibi 7 medeniyete ev sahipliği yapmış, Cumhuriyet'in başkentinin tarihini böyle bir bedestene sıkıştırması kabul edilemez. Elbette buranın imkanlarını çoğaltmaya çalışacağız. Elbette burayı en değerli bir mücevher kutusu gibi özenle saklamaya çalışacağız ama Ankara'ya yepyeni, büyük Türkiye Uygarlıklar Müzesi yapacağız. Bununla ilgili bir çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili bilim kurulu, danışma kurulu çalışıyor. Hipodrom sahası üzerinde bir çalışma yapıyoruz. Arazi tespitleri ve müzenin kapsamı üzerinde bilim insanları çalışıyorlar. bu yılın sonunda bir proje yarışmasına geçeceğimizi tahmin ediyorum. Türkiye Cumhuriyet'in 100. yılına varmadan yapacağımız en büyük armağan Türkiye uygarlıklarının en büyük ayak izlerini kapsayan bir büyük müzenin, Batı'daki müzeler gibi günlerce gezebileceğiniz, insanların sadece onu görmeye başka ülkelerden geleceği bir büyük müzenin yapılmasıdır. Bu hayalimizi gerçekleştireceğiz. Cumhuriyet'in 100. yılında Ankara'ya böyle büyük bir müze armağan edeceğiz.''
''Depo Müze'' adında yeni bir uygulama yapmaya çalıştıklarını, buraların sadece depo olmayacağını aynı zamanda teşhir, uzmanlık ve restorasyon merkezi gibi kullanılacağını kaydeden Günay, İstanbul'da bir yer tespiti yaptıklarını kaydetti.
Troya'da müze yapılması için proje yarışması başlattıklarını da belirten Günay, müzelerin Türkiye'nin turizminin, Türkiye'nin zenginliğinin en önemli ifade merkezleri olduğuna dikkati çekti. Müzelerin değerini bildikleri, daha fazla olması gerektiğinin farkında olduklarını ifade eden Günay, geçmiş yıllarda böyle bir bilinç eksikliğinin yaşandığını belirterek, tarihi yapıların yanına ''ur gibi dikilmiş binaları'' eleştirdi.
-ANKARA VALİSİ ÖNAL-
Ankara Valisi Kemal Önal da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin Ankara'nın yüz akı olduğunu, müzenin mevcut durumundan 10 kat daha iyi olması gerektiğini dile getirdi.
''Zaman zaman yapılanları görmekten mutluluk, yitirilenleri görmekten de üzüntü duyuyorum'' diyen Vali Önal, ''Kaybettiklerimiz'' adıyla bir kitapçık çıkarılarak sahip çıkılmayan tarihi eserlerin hatırlanmasının sağlanacağını bildirdi. Önal, Kurtuluş Savaşı'nın merkezi Ankara'da tarihi eserlerin yitirilmesinin tasvip edilecek bir şey olmadığını söyledi.
Vilayet binasını restore ettiklerini, birini müze birini de kütüphane yapmak istediklerini anlatan Vali Önal, ''Ancak müzeye koyacağımız bir şey yok. Bu, Türk müzeciliği adına beni çok üzen bir durum'' diye konuştu.
Konuşmaların ardından Günay, müzecilik alanında başarılı işler yapmış Bolu, Çorum, Konya, Side ve Şanlıurfa müze müdürlerine plaket verdi.
Bakan Günay ve Vali Önal, daha sonra Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde İsviçre Havaalanı'nda kaçırılırken yakalanan 400 eserin bulunduğu sergiyi açtı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |