Avrupa Parlamentosu Üyesi ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Renate Sommer, Parlamento başkanlığına sunduğu önergesinde, DYH’ye kesilen cezanın ’orantısız şiddette’ olduğunu belirterek, Avrupa Komisyonu’nun cezayla ilgili gelişmeleri yakından izleyip izlemediğini sordu.
Renate Sommer, konuyla ilgili yazılı soru önergesinde, şu görüşlere yer verdi: "Muhalefeti destekleyen Doğan Medya Grubu ile Türk Başbakanı Erdoğan arasındaki ilişkiler, Doğan medya organlarının, İslami yardım kuruluşu Deniz Feneri tarafından toplanan yardımlarla ilgili Almanya’da meydana gelen skandal dahil, iktidardaki AKP çevresindeki iddiaları haberleştirmesinden dolayı, uzun bir süreden bu yana kopma noktasına gelmiştir. Bu haberlerden dolayı, Türk Hükümeti’nin başkanı tekrar tekrar Doğan gazetelerini boykot çağrısında bulunmuştur." Sommer, "17 Şubat 2009’da Türk mali yetkilileri Doğan Medya Grubu üzerine, Doğan Grubu hisselerinin Alman Axel Springer AG Medya Grubu’na satışı sırasında ortaya çıkan vergi kaçırma iddiasıyla ilgili orantısız şiddette, 382 milyon Euro ceza yükümlülüğü getirmişlerdir" dedi. Satışın 375 milyon Euro olduğuna dikkat çeken Renate Sommer, "Maliye yetkililerine göre, bu alım satım işlemiyle ilgili vergiler, 2006 sonu itibarıyla ödenmeliydi ancak Ocak 2007’ye kadar ödenmedi" dedi. Doğan Medya Grubu’nun bu cezayı kabul etmediğini belirten Sommer, verginin vadesinin 2007 başında hisselerin Axel Springer AG’ye transferi yapıldığı sırada dolduğunu ancak Axel Springer’le sözleşmenin, 2006 sonunda sonuçlandırıldığını kaydetti.
Avrupa Komisyonu, Doğan davasını izleyecek mi
AVRUPA Parlamentosu Üyesi ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Renate Sommer, Doğan Yayın Holding’e kesilen vergi cezasıyla ilgili sorularından ilkini, "Komisyon, eninde sonunda Başbakan’ın kontrolü altında bulunan Türk mali otoritelerinin hareketleri konusunda ne düşünmektedir" diye yöneltti. Yasal bakış açısı altında, Avrupa Komisyonu’nun bu olay karşısındaki konumunun ne olduğunu da soran Sommer, önergesinde "Komisyonun, itirazla ilgili kararı verecek tek hakimin selahiyetiyle ilgili seçimi kimin ya da nasıl yaptığına ilişkin bir bilgisi var mıdır? Komisyonun dava muameleleri sürecini yakından izleme niyeti var mıdır? Komisyonun özellikle Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğüne saygı açısından bu konuya ilişkin genel kanısı nedir?" dedi.(hürriyet)