2013 yılında İzmir'deki Gezi Parkı protestoları sırasında gözaltına alınan ve sonrasında 5 ay tutuklu kalan Süleyman Göksel Yerdut, gözaltı sırasında kolunun kırılması nedeniyle polis hakkında suç duyurusunda bulunmuş ancak savcılık 'sıra dışı' bir karara imza atarak Yerdut hakkında "İşkence kanıtı olsun diye kendi kolunu kırdı" ididasında bulunmuştu.
Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşınan kırık kol davasında 4 buçuk yılın sonunda karar çıktı. AYM, polislerin karakolda Yerdut'a 'ters kelepçe takıp işkence' ederek kolunu kırdıklarına hükmetti. Yerdut 15 bin lira manevi tazminat kazandı, söz konusu polislerin de yargılanmasının önü açıldı...
Süleyman Göksel Yerdut, 2013 yılında İzmir’deki Gezi Parkı protestoları sırasında gözaltına alınmış ve karakolda kolu kırılmıştı. Çıkarıldığı mahkece tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilen Göksel Yerdut, gözaltı sırasında kolunun kırılması nedeniyle polis hakkında suç duyurusunda bulunmuş ama savcılık ‘sıra dışı’ bir karara imza atarak, Yerdut hakkında “İşkence kanıtı olsun diye kendi kolunu kırdı” ididasında bulunmuştu. Yerdut, savcının iddiasının aksine, kolunun gözaltına alındığı sırada polis tarafından atılan tekme nedeniyle kırıldığını savunmuştu.
YEREL MAHKEME DE SORUŞTURMAYA GEREK GÖRMEMİŞTİ
Savcının takipsizlik kararına yapılan itiraz da, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde aynı yılın Kasım ayında reddedilmişti. Kolu kırılan Yerduk avukatı aracılığıyla konuyu Anayasa Mahkemesi'ne taşımıştı.
“TERS KELEPÇE TAKIP TEKMEYLE KOLUMU KIRDILAR”
Süleyman Göksel Yerdut, gözaltına alınmasına kadar hiçbir sağlık probleminin bulunmadığını, gözaltına alındığı sırada kendisine ters kelepçe uygulandığını, sağlık raporu alınmasından sonra bir polis memuru tarafından koluna tekme atıldığını, bir diğeri tarafından ise ayaklarına tekme atıldığını, zor kullanılarak parmak izinin alındığını, gördüğü kötü muamele sonucu kolunun kırıldığını, hapishanede kaldığı sürede tedavisinin gereği gibi yaptırılmaması nedeniyle kolunun iyileşmediğini ve tahliye olduktan sonra ameliyat olmak zorunda kaldığını belirterek şikayetçi olmuştu. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında koruma altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile Anayasa’nın 36. maddesinde koruma altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri süren Yerdut, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştu.
AYM DOSYAYI KARARA BAĞLADI: İNSAN HAYSİYETİYLE BAĞDAŞMAYAN MUAMELE
Dosyayı karara bağlayan Anayasa Mahkemesi, Ceza infaz kurumunda gerekli tedavinin yapılmaması nedeniyle insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddiayı ‘kabul edilemez’ bulurken “Gözaltı işlemleri sırasında insan haysiyetiyle bağdaşmayan muameleye maruz kalındığına ilişkin iddianın” ‘Kabul edilebilir olduğuna’ yani şahsın kolunun işkence ile kırıldığına hükmetti. Yine Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı yönünden usul yükümlülüğünün de ihlal edildiğine hükmedildi.,
POLİSLER YENİDEN YARGILANACAK
AYM, söz konusu dosya için “Yeniden yargılama (soruşturma) yapılsın” diyerek İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Süleyman Göksel Yerdut’a da 15 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verildi. Oy çokluğuyla alınan karar sonrası, o dönem Zelyut’un karakolda kolunu kıran polislerin yargılanmasının da önü açılmış oldu.
(sözcü)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |