AKP ile MHP arasında gizli bir veya birden fazla protokol var mı? İki parti başörtüsü-türbanı serbest bırakma yolunda "yemin" ettiler mi? Bunu bir dava olarak görüp "davadan dönen kalleştir" türünde söz birliği yaptılar mı?
Üniversitelerde başörtüsü-türbanı serbest bırakmak amacıyla YÖK Yasası'na eklenecek hüküm konusunda AKP, MHP'yi oyalıyor mu?
Son günlerde bu tür soru, kuşku ve yorumlar gündemde...
Dünkü görüşmemizde MHP lideri Devlet Bahçeli'ye, önce bu soruları yönelttim. Bahçeli, "gizli protokol" iddialarından başlayarak şu bilgileri verdi:
Gizli protokol yok
"Anayasa ve YÖK Kanunu'nda yapılacak değişiklik konusunda AKP ile yaptığımız ön çalışma çarpıtıldı, konu saptırıldı. Ortada gizli bir veya birden fazla protokol yok. Konu öyle bir sunuldu ki, hayretler içinde kaldım. Sanki ortada gizli bir protokol varmış, bu bir dava olarak ele alınmış, davadan dönmemek üzere sözler verilmiş, bir tek silah üzerine el koyup yemin etmediğimiz kalmış!
Böyle haberler, yorumlar yapıldı. İnsaf etmek lazım. Böyle bir şey olabilir mi? Elbette yok. Yapılan, iki partinin Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri ile YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesinde değişiklik yapmak üzere bir mutabakata varmalarıdır. Bu da zaten bir basın toplantısıyla duyuruldu. Yapılan, bir mutabakata varıldığının kamuoyuna duyurulmasıdır. Hepsi bu. Sonra bu mutabakat çerçevesinde iki partiden arkadaşlar çalıştılar ve Anayasa ve YÖK Kanunu'nda yapılacak değişiklik hükümlerini kaleme aldılar ve imzaladılar. Sonra bu çalışma iki partinin genel başkanlarına sunuldu.
42. maddedeki değişiklik metni sonradan bir ilave ile değiştirildi ve son halini aldı. Aynı arkadaşlar imzaladılar. Daha sonra da bu metinler resmi teklif haline getirilip TBMM'ye sunuldu. Yapılan çalışma bundan ibarettir. Ama yazılanlardan anlıyorum ki bazıları, bizi bir siyasi kurum gibi görmek, kabul etmek istemiyorlar. O nedenle olsa gerek, 'davadan dönmeme sözü verdiler, bir tek silah üzerine el koyup yemin etmedikleri kaldı' gibi yazılar yazdılar."
Ek 17'nin arkasındayız
Bahçeli, Anayasa değişikliklerinden sonra YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesine eklenecek hüküm konusunda da MHP'nin bir tereddüdü olmadığını vurgulayarak şöyle dedi:
"Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri ile YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesine eklenecek hükümler konusunda MHP ile AKP bir mutabakata vardı. Anayasa değişiklikleri TBMM'den geçti, şimdi Cumhurbaşkanı'nın onayını bekliyor. YÖK Kanunu'nun ek 17. maddesine eklenecek metin de kanun teklifi olarak TBMM Başkanlığı'na aynı anda verildi ve o da Milli Eğitim Komisyonu'na havale edildi. Şimdi komisyonun toplanması ve bu teklifi görüşmesini bekliyoruz. Biz MHP olarak bir tereddüt içinde değiliz. Mutabakatımızın arkasında duruyoruz. AKP'den de mutabakatın arkasında durmasını bekliyoruz. AKP'nin de ek 17. madde konusunda varılan mutabakatın arkasında durması lazım. Bizim yönümüzden bir mesele yok. Sanıyorum CHP'nin, DSP'nin görüşleri kamuoyuna yansıyınca, Başbakan Erdoğan da 'Bir öneriniz varsa buna açığız' anlamında konuştu. Yoksa, MHP ve AKP'nin üzerinde anlaştığı metin komisyonda şu anda. Biz bu metnin arkasındayız."
Bahçeli, Anayasa Mahkemesi'ne ilişkin sürecin ayrı bir süreç olduğunu belirterek, "Ek 17. maddenin kanunlaşması için mahkemenin kararını beklemeye gerek yok" dedi.
Tarsus'taki olay
MHP lideri Bahçeli'ye, bu konunun üniversitelerde ve toplumda gerginlik yaratacağı endişelerini ve Tarsus'ta etekleri kısa diye kız öğrencilere kimyasal madde atılması olayını anımsattığımda şu yorumu yaptı: "Ben sürekli sağduyulu olunmasını, sakin olunmasını telkin ediyorum. Grup konuşmamda da bu hususu vurguladım. Tarsus olayını elbette incelettiriyoruz. Tabii bu konunun, bu tür olayların üzerinde durması gereken, öncelikle siyasi iktidardır. Basınımızın da olayları izlerken ve ekrana getirirken hassasiyet göstermesi yararlı olur. Tahrik edici görüntü ve yayınlardan kaçınmak gerekir."
İmam hatip konusu
Bahçeli'ye, başörtüsü-türbanın serbest bırakılmasından sonra imam hatiplilerin üniversiteye girişinde uygulanan farklı katsayının kaldırılmasına ilişkin bir düşünceleri olup olmadığını da sordum. Şu yanıtı verdi: "Biz gündemde olan somut bir sorunun çözümüne katkı sağladık. Katsayı meselesi şu an gündemde değil. YÖK zaten bir karar verdi. Ayrıca, esas olarak bizim değil YÖK'ün karar vereceği bir konu."
CHP oyu nereden aldı?
Bahçeli, MHP'ye oy vermiş sol kökenli seçmenlerden hayal kırıklığı eleştirisi geldiğini anımsattığımda ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bazı siyasilerin bu yöndeki eleştirileri söz konusu ama biz teşkilatımızda yaptığımız araştırmada bir tepki almadık. Eğer MHP bu kadar oyu, ulusalcılardan, orta soldan ve soldan aldıysa o zaman CHP oylarını nereden aldı? Belki içlerinde bize oy vermiş seçmenler de olabilir, çözüm önerilerimize ve katkılarımıza üzülmüş seçmenlerimiz de olabilir; ancak biz eskiden beri savunduğumuz ve inandığımız doğrultuda çözümler üretiyoruz, bunlar yeni görüşlerimiz değil."
Fikret Bila/Milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...