MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, önceki akşam MHP'yi izleyen gazetecilerle yemekte bir araya geldi. Bahçeli sorulara şu yanıtları verdi:
SORU- MYK toplantısı sonrası yazılı açıklamanız geldi. Orada eski ve marazi siyasetçiler diyorsunuz. Bunlar kimlerdir. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu var ama…
CEVAP: Kamuoyunda yeni partileşme sürecine ilişkin değerlendirmeler yapılırken bazı isimler sunuluyor. Bunlar gerçekten kurucu mu olacaklar, sonradan mı katılacaklar, siyaset olarak ne düşünüyorlar, stratejileri, ufukları nedir? Bu konular üzerinde herhangi bir görüş ortaya konmuyor. Sadece ve sadece dört beş isim üzerine konuyu geliştirmeye çalışıyorlar. Bunların arasında yarın siyasette yeni oluşumlar içerisinde yer alıp almayacağı kesinleşmemiş ama siyasetin çok eskileri olarak kabul edilen hayatları yapıcılıktan ziyade yıkıcılıkla geçen, siyaseti nefisleri uğruna yapan insanlardan da çok söz ortaya çıkıyor. Kast ettiklerimiz onlardır. Yoksa henüz daha dört isim var. Bu isimlerin dışında kim oldukları belli değil. Yarın o dört isim ne yapacak onu da bilemiyoruz. Çünkü çok partili siyasi hayata geçtiğimiz günden bu yana yüzü aşkın siyasi parti kuruluşu oldu. Bunlardan bazıları kendi kendisini kapattı, bazıları Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Bazıları ise sonuç almamakla beraber tabela olarak kaldı. Bütün bunların hepsini dikkate aldığınızda, geçmiş sohbetlerde de değerlendirdik: İki kavram üzerinde öncelik kazanmak suretiyle tartışma başlatıyorlar. Bunlardan bin tanesi, 'siyaset tıkanmıştır'. İkincisi, 'yeni bir siyaset oluşumuna ihtiyaç vardır'. Bu alışkanlık haline geldi. Eğer herhangi bir parti veya siyasal yapıyı tartışmaya açmak, zedelemek istiyorsanız bu iki kavramı kullanmak durumundasınız. Bunları kullanmadığınız taktirde tartışmaya katılan olmuyor. Bunu kimler yapıyor, geçmişte siyasette bulunan hatta etkin konumda olan, yüksek sorumluluklar taşıyan insanlar bu özelliklerini kaybettikten sonra kendileri lokomotif olmak yerine, lokomotif olabilecekleri öne çıkararak, "yıpranırsa bunlar yıpransın, kurabilirlerse bunlar kursun, eğer kurduklarında başarı sağlama ihtimalleri varsa ben de katılırım" düşüncesi ile hareket ediyorlar. Çok değişik alanlarda siyasi hayatta yıldız olabilecek toplumda önemli önderlik görevini üstlenebilecek çok kişi bu siyasi tıkanıklık ve siyasette yeni oluşumlara ihtiyaç var kavramları altında ezdiler.
Bunları saymak mümkün, çok partili hayata geçtikten sonraki döneme ele alırsanız çok önemli isimler var. Kimler var derseniz, mesela bir Mehmet Yazar Bey var. Kayserili değerli bir işadamı. Sonrasına baktığınızda Aydın Menderes, Cem Boyner var. Cem Uzan var. Say sayabildiğin kadar. Ama bunların hiçbirisi siyasette olamadı. Bunlar üzerinden siyaseti rakip gördükleri insanları yıpratmak için kullananlar ise biraz evvel söylediğim kavram kapsamındaki insanlardır. Bunlar hiç tükenmiyorlar. Siyaset yenilenmiyor ama bunlar kendilerini yeniliyorlar. Bugün de aynı şeylere şahit oluyoruz. Burada bahsettiğimiz isimler bellidir. Şuan için kamuoyunda tartışılan isimlerdir. Ama kendilerinin ifadesine göre 2019 yılında başaracaklarını söylüyorlar. Ona da pek zaman kalmadı. Yani şimdi Eylül ayının sonuna doğru geldik, Ekim, Kasım bilemedin Aralık ayı içinde siyaseten yeni oluşumlar kendilerini hissettireceklerdir. Onları yakinen takip ediyoruz. Buna ihtiyaç var mıdır, o tartışılabilir. Programları ne olacak tartışılabilir. Siyasi partiler yelpazesinin etkin yerlerinde yer alacaklar mı, onlar da tartışılabilir. Ama şimdi bu konuların hepsi konuşulmuyor sadece bazı çevreler siyasi iktidarı yıpratmak maksadıyla bu yeni oluşumlardan bahsediyorlar. Bugünkü siyasi iktidarı kast etmiyorum, geçmiş dönemde de bu böyleydi. Siyaset tıkanmıştır niye tıkansın? Meclis açık, siyasetçiler hayatta bu siyasetin neresi tıkandı? Bunu anlatan yok.
"SİYASET TIKANINCA EN SESSİZ KALAN İNSANLAR BUNLARDIR"
Ama siyasetin tıkandığı dönemde de en sessiz kalan insanlar bunlardır. Siyasetin tıkandığı yerler neresi, darbelerin olduğu yıllar. Darbeler olduğunda hiçbir şey söylemiyorlar. Suyun durulmasını bekliyorlar. Darbe sonrası yeniden siyasi hayata dönüşte bir yer bulabilir miyim çabası içerisinde oluyorlar. Siyaset bu anlayıştan sıyrılmalı. Bu kargaşa ortamını yaratmaktan vazgeçmeli. Artık fikri yönden, kadro yönünden kristalize olmuş, siyasi partiler yelpazesinin etkin yerlerini kapsayan siyasi partiler var. Bunlar demokrasinin güçlü akım ve alanlarıdır. Burayı güçlendirmek gerekir Yani bir bunlar siyasetin iktidara talip olan nehirleridir. Bu nehirleri küçük dereciklere, çaylara parçalamak yerine nehirlerin debisini yükseltmek lazımdır. Bugün yapılacak şey nehirlerin debisini yükseltmek daha başarılı bir kadro ile daha ufku geniş ideolojik bakışlarla Türkiye'yi geleceğe taşıyacak bir anlayışı hakim kılmaktır. Böyle bir şey yoksa parçalanıyorlar ve sonra ayıkla pirincin taşını…Büyük Değişim Partisi için televizyonlardaki tartışmalar aklıma geliyor. Aydın Menderes ve partinin kadrosu yan yana oturuyor, karşısında yirmi gazeteci, televizyoncu. Ortada değişim yok ama kaybolmuş, siyasetten elini ayağını çekmek mecburiyetinde kalmış, Başbakan görevini üstlenmiş değerli Adnan Menderes'in evlatları kayboldu gitti. Kemal Satır'lar, Turan Feyzioğulları… Bir çok şahsiyetler böyle oldu.
"SİYASİ BİR İKTİDARI YIKMAK İÇİN FİGÜRAN OLARAK GÖREVLENDİRİLDİLERSE BUNA İHTİYAÇ YOK"
Bunlara yenilerini eklemek için siyasi tarihi çok iyi takip edip yorumlayacaklarsa 'taş yerinde ağırdır" diyerek yerinde kalmaları ve mücadelelerini orada sürdürmelerinde ülke açısından fayda var. Yok siyasi iktidarın bir takım çevrelerin projesi olarak kendilerini o projenin figüranları haline getirip geriletmek, yıkmak için görevlendirilmişse buna ihtiyaç yok. Yani böyle bir şey yapsalar ne olur bir siyasi partinin iktidarını engellemek için çaba göstermiş olurlar. Yerlerine kendilerinin ikame olma şansı olmuyor. Yakından baktığımız vakit Türkiye'de artık bundan vazgeçmek gerekiyor.
"GİZLENMİŞ HEDEFLERİ: CUMHUR İTTİFAKI"
SORU: Efendim 2015 yılında sizin partiniz hedef alınmıştı. Kongre sürecine gidildi. Aynı şey acaba belli başlı isimler tarafından AK Parti iktidarına ve Cumhur İttifakına yönelik bir amaç taşımakta mıdır?
CEVAP: O gizlenmiş hedef. Gizlenmiş hedeflerini açığa vurmakta güçlük çekiyorlar. O bakımdan orası biraz flu gözüküyor. Ama figüranlar belli oluyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |