Bahçeli'nin açıklamalarının satırbaşları şöyle:
"12 Temmuz Pazartesi günü partimizin MYK ile MDK ortak toplantısını gerçekleştirdik. İç ve dış gelişmeleri tüm boyutlarıyla ele aldık. Aynı zamanda partimizin önümüzdeki süreçte yapacağı siyasi çalışmaları, stratejileri gözden geçirdik. MHP sahadadır, kafadadır, kalptedir. Biz çıkarlarımızın değil ülkülerimizin peşindeyiz, biz yalanın değil hakikatin izindeyiz. Halkın, Hakkın yanındayız.
MHP'nin siyasi Türk tarihinin selamıdır, Türk kültürünün seslenişidir. Siyaseti hizmet yarışı yerine, zillet parkuruna dönüştürenler bizi anlayamaz. Bizim anlayışımıza göre siyaset mecburiyet, mensubiyet olmasının yanı sıra insan hizmetin cümlesidir. Siyasetin doğru olması kadar bu siyaseti taktik ve tevzi edecek zamanlamanın da doğru olması lazım. Ara rejim özlemi duyanlar, demokrasiye silah çekenler bize yabancı ve uzaktır. Milli ve demokratik ilkeler neyi gerektiriyorsa bundan sonra da yapacağımız odur. Bizim dedikodu aşına karnımız toktur.
Son günlerde Cumhur İttifakı'nı hedef alan alçak kapmayanlarına kulağımız tıkalıdır. Cumhur İttifakı dünden daha güçlü şekilde ayaktadır. Cumhur İttifakı Kuva-i Milliye ruhudur. Cumhur İttifakı Türk milletinin duruşudur. Bu duruş icazetli, ipotekli bir duruş değil.
Akıllarınca ittifakımızda çatlak arayanlar, her konuyu çarpıtanlar nal toplamaya devam edecektir. Türk milletinin ruh kökünden doğan erdemli bir ittifakın çatlaması değil, mihrakları çatlatması doğaldır. Biz siyasetin çuvalı patlatmamak olduğunu söylemiştik, aynı görüşteyiz. Cumhur İttifakı koltuk sevdasıyla, para pul kaygısıyla kurulmadı.
15 TEMMUZ MESAJI
15 Temmuz inancın, kahramanca direniştir. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'dür. Yıllarca TSK'ya sirayet eden FETÖ'cüler, Türk milletine silah doğrultmuştur. 15 Temmuz FETÖ kalkışmasına karışan kim varsa, kim ortak olmuşsa Türk askeri değildir, asla da olmamıştır. Türk askeri şereflidir, onur sahibidir. FETÖ'cü teröristler 3'üncü bin yılda Asya'nın Hıristiyanlaşması için görevlendirilmiş insanlığın yüz karalarıdır. Üzerinde yaşadığımız topraklar tarih boyunca Türk milletinin kanıyla mühürlenmiştir. Aziz milletimiz asırlardan beri bağımsızlık onuruna düşkün var ola gelmiştir.
Bizim bizden başka dostumuz yoktur. 15 Temmuz darbe teşebbüsüne batılı ülkeler kesin bir tepki koyamamıştır. Dış bağlantıları konusunda yayın söylenti ve yorumlar malumun ilamıdır. Bu darbe mekaniğinin arkasında Türkiye'ye kin ve nefret besleyen odakların olduğu tartışma olmayan bir gerçektir.
15 Temmuz'un sis bulutu dağılmamıştır. Kripto damar kurumamıştır. Demokrasi, hukuk, insan hakları ve özgürlük konularında mangalda kül bırakmayan kuşkulu ülkeler darbecilere sahip çıkmaktadır. Katilleri beslemektedir. Bu olacak iş midir? Bu durum maruz görülecek bir hal midir? Pensilvanya'daki terörist inleri dağıtılmadan milli yüreklerde alev sönmeyecektir. İmralı canisi nasıl Türkiye'ye getirilmişse Fethullah Gülen de aynı şekilde Türkiye'ye getirilmelidir. Başka çözüm, seçenek yoktur. Eğer ABD, FETÖ'yü Türkiye aleyhine imal etmemişse Gülen'i Türkiye'ye iade etmelidir.
CHP VE İYİ PARTİ'YE FETÖ TEPKİSİ
İP başkanı FETÖ'cüleri kast ederek 'Ne kadar gariban varsa içeride' diyerek ucube bir değerlendirme yapmıştır. Bu şahsın gariban dedikleri cuntacılardır, gazi Meclis'i bombalayan canilerdir, soruları çalan hırsızlardır, kumpasçı polislerdir, kalemini ve vicdanını satan savcı ve hakimlerdir. Bu ağır kusurlu ve sorumsuz zihniyet garibanı bilmesek bize yutturacak. CHP yönetimine göre 15 Temmuz tiyatrodur, masaldır, düzmecedir. Asıl darbe 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL'dir. Bu barbarlığa tiyatro diyenler de aynısıdır. CHP ile İP, HDP'nin yörüngesine sabitlenerek FETÖ ile tek yumurta ikizine dönmüşlerdir. Bunlar Türkiye'nin bazı çevrelerin hizasında toplanmıştır.
Mağdurlar ile mahvımızın projesine piyonluk yapanları tefrik etmek şarttır. Sözde KHK mağdurlarına destek vermektedir. CHP emperyalizmin dolmuşuna binmiş, melanet yolculuğuna çoktan çıkmıştır. Bu CHP yönetimi Milli Mücadele döneminde görev almış olsaydı vatanı devrederdi. Kılıçdaroğlu yalan ve iftira kampanyasına her gün bir yenisini eklemektedir. Dün demiş ki, 'Bahçeli bütün bürokratik kadrolarını devlete yerleştiriyor.' Milliyetçi ülkücü hareketin vatansever mensupları, Türkiye'nin zencileri değildir. Bu ülkeye liyakat ve ehliyet kriterlerine bağlı şekilde hizmet eden kardeşlerimizin hakkını savunmak bizim için haysiyet meselesidir. Bizi devlete sızan karanlık örgütlerle bir tutmak, aynı görmek, fişlemeye çalışmak en adi cinayettir.
12 Eylül sonrası dava arkadaşlarımızın çile ve işkencelere maruz kalmaları karşında devlete en küçük sitem etmedik. Boğazımıza bağlanan yağlı urganlardan şikayet yerine Allah'ın dediği olur dedik. Devlete ebet müddet kutlu bir geleceğe ulaşsın da olan bize olsun diye haykırdık. Ey Kılıçdaroğlu, iddialarınla ilgili bir bildiğin, tespitin var da açıklamıyorsan namerdin ağababasısın. Bizim kadrolaştığımızı, koltuk sevdasına kapıldığımızı iddia edenler bildiklerinizi paylaşmazsanız iftiracısınız.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...