Fatih Dönmez, Türkiye Petrolleri'nde petrol ve gaz arama faaliyetlerine hız verdiklerini belirterek, "Güneydoğu'da bir takım güvenlik gerekçesiyle arama yapılamayan yerler vardı. Teknik olarak gidilmesi uygun olmayan. O kapsamda aramaları artırdık şu anda hem Hakkari'de hem Siirt'te yeni arama bölgelerimiz, sondajlarımız var" dedi.
Dönmez, ABD'nin İran için uygulamaya koymayı planladığı doğalgaz ambargosu için de "Yaklaşık 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Ülkenin arz güvenliği açısından ihtiyacımız var" dedi.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Didem Özel Tümer'in haberine göre, Dönmez gazetecilere şu açıklamalarda bulundu:
'GÜNEŞ ENERJİSİ DEPOLANACAK'
— Rüzgarda ve güneşte her yıl bin MW kurulu gücümüzü artırmak gibi bir hedefimiz var. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları'na (YEKA) devam edeceğiz. YEKA ihalelerimizden bir tanesine güneşle ilgili kısmen depolama şartı getirdik. Onun ilanlarına çıkacağız. Bin MW'lık geçen sene yaptığımız Konya Karapınar'dakine benzer yapıyoruz. 3 bölgede yapacağız. Niğde Bor, Urfa ve Hatay'da yer seçtik. Buradan da 90-100 MW'lık bir batarya teknolojisiyle burada üretilenin depolanması ve akşam saatlerinde şebekeye verilmesiyle alakalı bir çalışma da yürütüyoruz. 90-100 MW'lık batarya ile bir yerde depolama herhalde dünyada da en büyük kapasiteli depolama alanlarından da biri olacak gibi gözüküyor. 'Batarya management software' dedikleri batarya yönetim sistemi var. Yazılımla bunlar denetleniyor. Onun Türkiye'de yerlileşme imkanı var. Haziranda yaptığımız araştırmaya göre Ankara'da ortalama bir ev için sistem kendisini 7 senede geri ödüyor.
'SİNOP SANTRALİNDE FİZİBİLİTE SUNULDU'
— Sinop'ta (nükleer santral için) Japonlar ile çalışmalarımız var. Şimdi onlar fizibilite çalışmasını Temmuz'da yapıp sundular. Bizim ekibimiz, o fizibiliteyi inceliyor. Üçüncü santral de büyük ölçüde Trakya gibi gözüküyor. Orada Çinliler ile görüşmemiz devam ediyor. Orada da fizibiliteler çıkacak. Yer seçimi için en az 25-30 kriter birlikte değerlendiriliyor. Yapımından daha çok bu tip izinler zaman alıyor.
'ELEKTRİK FİYATI İÇİN MALİYETE BAKILACAK'
— Fiyat ayarlaması için maliyetlere bakacağız. İki fiyat ayarlaması yaptık. Maliyet artışları, kur ve petrol fiyatlarındaki artış zorunlu kıldı. Elektriğimizin yüzde 30-35'ini hala doğalgazdan elde ediyoruz. Doğalgazda da dışa bağımlıyız. Son iki yılda petrol fiyatları 40-45 dolardan 70-80 bandına geldi. Kur, neredeyse iki kat arttı. Onun etkisiyle doğalgaz fiyatları ve neticesinde elektrik fiyatlarına yansımış oldu. Bu da tüketiciye yansımış oldu. Ama biz bunu yine minimumda tuttuk. Gazda Avrupa ortalaması kilovat saati 7.62, biz de de 2 cent. Avrupa'nın en ucuzu.
ALTIN ÜRETİMİ ARTACAK'
— Bizim madenlerimizin uluslararası geçerliliğe sahip kişiler tarafından sertifikasyonun yapılması gerekiyor, aksi takdirde finansman sağlayamayız. Borda ciddi bir çalışma var. Dünya rezervlerinin aşağı yukarı yüzde 75'i bizde. Dünyanın yüzde 57'sini biz satıyoruz. Bor bizde biraz yakıt gibi algılanıyor. Enerji kaynağı gibi algılandı.
Bor aslında kimyasal bir tuz. Tek başına bir yerde kullanılmıyor. Mesela cama kattığını zaman ısıya dayanıklı oluyor. Demir çelikte kullanabiliyorsunuz. Seramikte kullanabiliyorsunuz. Gübre de olabiliyor. Deterjan sanayinde de kullanılıyor. Türkiye'de altın üretimimiz yıllık 25-30 ton civarında, bunu artırmak da istiyoruz. Biz ülke olarak biraz altına meraklı bir ülkeyiz, 100 tonun üstünde ithal ediyoruz.
'İRAN AMBARGOSU'
— 2013'teki yaptırımlarda doğalgaz dışarıda tutulmuştu. Sadece petrol vardı. Şimdi bu yeni yönetim doğalgazda var mı yok mu onlarda tartışıyorlar. Biz yaklaşık 10 milyar metreküp doğalgaz alıyoruz. Ülkenin arz güvenliği açısından ihtiyacımız var. İkincisi; hukuki açıdan baktığımızda, ortada bir kontrat var. O kontrata göre satıcının da alıcının da yükümlülükleri var. Yani o benim istediğim miktarda gazı vermek, ben de bedelini ödemek zorundayım. Bu arada orada al ya da öde maddesi de var. Tüm uluslararası bu gaz kontratlarında bunlar zaten var. Eğer gazı almazsanız bedelini ödemek zorundasınız. Bir de hukuki böyle durum söz konusu. Bu iki yönden baktığımızda zaten bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...