Henüz 11 yaşında tarikat yurduna verildiğini söyleyen gencin, yurtta başından geçen olaylar dikkat çekti.
BATUHAN ÇOLAK'IN YAZISI ŞÖYLE:
Tarikat yurdunda kafalarına çekiçle vurulan çocuklar!
Enes Kara'nın intiharıyla gözlerin çevrildiği tarikat yurtları, İstanbul Esenler'de bulunan bir erkek öğrenci yeniden gündemde. Yurtta küçük çocuklar, kandil gecesi yumruklanarak dövüldü. Şiddete maruz kalan ailelerden sadece birinin şikayetçi olduğu bilgisi var.
Esenler'deki şiddet olayında konunun en can alıcı kısmı kamera görüntüleriydi. Kamera görüntülerinin ortaya çıkması da şiddete maruz kalan çocuklardan birinin bir şekilde o görüntüleri alıp, ailesine iletmesiyle oldu. Belki görüntüleri alamasa şiddete uğramaya, hayatı boyunca yaşayacağı bir psikolojik bozulma sürecine sürüklenecekti.
Köşemi, 11 yaşındayken İstanbul'da bir tarikat yurduna zorla verilen ve şu anda 21 yaşında olan bir gencimize bırakmak istiyorum. Anlattıklarından çok etkilendim. Sizler de okuyunca hak vereceksiniz:
"Öncelikle şu an 21 yaşındayım. Tarikat yurduna 11 yaşında başladım, 14-15 yaşlarında ayrıldım. İlk başta ailem tarafından zorla gönderildim, gittiğim hafta dayak yemeye başladığım için ailemden zorla beni yurttan almalarını istedim ve eve döndüğümde ailemin "Korkaksın, diğer çocuklardan farkın ne" ya da "Evde mutlu olacak mısın gör bakalım" gibi ithamlarından dolayı yurda geri dönmek istedim ve o günden beri 4 yıldan biraz daha uzun süre o yurtlarda kaldım.
'Rabıta' adını verdikleri saçma bir ritüeli de öğrettiler. Bu ritüel, en az birkaç yıl yurtlarda kalmış kişilere veriliyor ve verilirken 'Anlattıklarımızı sakın başkasına anlatma, cehenneme gidersin, Üstad seni kovar gibi şeyler' söylüyorlar. Dahası, bu ritüeli aldıktan sonra 'Bir gün bile uygulamazsan cehenneme gidersin' gibi şeyler de söylüyorlar. Tabii, bunları herkes bilmez zira gizli saklı öğretilen bir şey. Örneğin, bana bunlar yaptırılırken boş bir odada baş başa anlatıldı. Etrafımıza bile kimseyi almıyorlardı. Ben onlara, 'Rabıta yapmam boşa anlatıyorsunuz' dememe rağmen 'Yaparsın yaparsın' diye zorlamışlardı.
Yurdun hep asi çocuğu olduğum için, abuk subuk tehditlerine karşı geldiğim ve dediklerine inanarak boyun eğmediğim için hocalar tarafından yurtta sevilmeyen kişiydim.
Şimdi, bu gibi detayların pek önemli olduğunu düşünmüyorum. Elbette beni psikolojik açıdan çok etkileyen şeyler var ancak insanların ilgilendiği kısım genellikle zorbalık, dayak vesaire oluyor. Ben onlardan bahsedeceğim. Dilerseniz ekstra rezil şeyler de anlatabilirim tabii. Mesela içinde farenin gezdiğine bizzat şahit olduğum ekmek kutusunu hocaya haber vermem ve altından birkaç ekmek parçası alıp bir tek onlara değmiştir, gerisini dağıt demesi gibi şeyler.
Bizim yurdumuz kaçaktı. Ormanın kenarında bir apartmanın birkaç dairesinden oluşuyordu. Bir kız yurdunun bağlantısı gibiydi, cemaat içinde o kız yurdunun adı geçerdi. Yani bizim resmi olarak bir adımız yoktu. Kız yurdunun 10-15 kişilik erkek grubu olarak düşünebilirsiniz. Sanırım bir ara resmi yurt izni almaya çalışmışlardı ama yurt binası yıkık dökük bir şey olduğu için alamamışlardı...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...