CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Brüksel'de partisinin AB temsilciliğinin açılışını yaptı. "AB karşıtı olduğumuz algılama hatası" diyen Baykal, "AB sürecinin bugünlere gelmesinde alınan kararların altında bizlerin imzası bulunuyor. AB yetkilileri bizim tutumumuzu çok iyi biliyorlar. Hükümetin bize yönelik suçlamalarına tercüman olmuyorlar'' diye konuştu. CHP'nin AB karşıtı olduğu iddialarının 2004'teki AB zirvesinden sonra Kıbrıs ile ilgili olarak yaşanan tartışmadan kaynaklandığını savunan Baykal, şöyle dedi: "2004'te bize müzakere süreci tanınırken Kıbrıs konusunda bir taahhütte bulunmamız istendi. Başbakan Erdoğan tereddütlere düştü. Ben, Ankara'da basın toplantısı yaptım. 'Sakın imzalama. Atla uçağa gel' dedim. Ama başbakan imzayı attı. Şimdi 2009 sonuna kadar o imzanın gereği yerine getirilmezse acaba üyelik müzakereleri askıya alınır mı tartışmasının içindeyiz ve biz CHP olarak 'Beyler ne dondurması devam edecek bu ilişki' demek üzere Brüksel'deyiz. Biz her sorun kendi koşulları içinde çözülsün istiyoruz. Belki CHP'nin AB karşıtı olduğu iddiası buradan çıkıyor."
'BASIN BASKI ALTINDA'
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile görüşen Baykal, AB'nin prestijli düşünce kuruluşu "Avrupa Politikalar Merkezi'nde" ise, CHP'nin AB vizyonu hakkında konuştu. Toplantıda, Ergenekon davası, laiklik, terörizmle mücadele, dış politika olmak üzere bir çok konuda hükümetin uygulamalarını eleştiren Baykal şu mesajları verdi:
* Eskiden Batı yanlısı muhafazakârlık vardı. Avrupa, ahlaksızlık kaynağı olarak görülmüyordu. Şimdi ise muhazakârlığın Ortadoğu değerlerine göre dönüştürüldüğüne tanık oluyoruz.
* Laiklik bağı eksik. İslami bir toplumda laiklik otomatik bir gelişme değildir. Ülkeyi yönetenler ise laikliğe yeteri hassasiyeti vermiyorlar. Belki de başka tercihleri var.
* Ordu laik sistemin tek bekçisi değildir. Laikliği korumak toplumun, siyasetçilerin işi. Biz ordunun müdahalesini istemiyoruz. Laik sistemimizi, sivil yollarla korumalıyız.
* Türkiye'de basın şu ana kadar olmadığı kadar baskı altında. Basının yüzde yetmişi hükümetin kontrolünde. Hükümeti eleştiren gazetelere karşı boykot çağrıları yapılıyor.
* Binnaz Toprak adlı bir akademisyenin araştırmasına göre eskiden özgürlük sembolü olan türban şimdi mahalle baskısının sonucu haline geldi. Bu baskının bir sonucu olarak Türkiye'nin bazı şehirlerinde alkollü içkiler yasak.
Öte yandan AP'de 8 İngiliz üye tarafından "İşçi Partili Türk Dostları Grubu" kuruldu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...