Bekir Coşkun'un 6 Nisan 2007 tarihinde yayınlanan "Ses… Ses…" başlıklı yazısında darbe çağırısında bulunduğunu belirten Mazlumder Kocaeli Şubesi Başkan Yardımcısı Nigar Gümrükçüoğlu ile yönetim kurulu üyelerinden Emine Güncay, Kocaeli Adliyesi önüne gelerek önce basın açıklaması yaptı sonra suç duyurusunda bulundu.
Türkiye'nin tepeden inme hukuk dışı uygulamalardan en çok nasibini alan ülkelerden birisi olduğunu belirten Gümrükçüğoğlu, yer yer hak ve özgürlüklerden ilerleme kaydedildiğini gözlemlendiği zamanlarda bile halkın başında sürekli bir suni darbe kılıcı gezdirildiğini söyledi. Gümrükçüoğlu şu açıklamada bulundu: "Ülke tarihinde her on yılda bir demokrasiye balans ayarı vurularak kaşıkla ekilenler kepçeyle toplanmıştır. Her 10 yılda bir kazanılmış hak ve özgürlükler en az bir 10 yıl geriye götürülürken, darbeler en son bir yeni kostümle post modern yüzüyle karşımıza çıkmıştı. Kısacası darbeler hak ve özgürlüklerin üzerine bir karabasan gibi çöküp halkın tepesinde çöreklenirken kimlerin ekmeğine yağ sürdüğüne hepimiz şahidiz." dedi.
Son dönem yaşanan gelişmelerin kimi bozguncuların huzurunu bozduğunu ifade eden Gümrükçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hürriyet Gazetesi Köşeyazarı Bekir Coşkun 6 Nisan 2007 tarihli yazısında darbe için gerekli şartların oluştuğunu ve kendini Atatürk devrimlerinin ebedi bekçileri olarak görenlerin bunlar karşısında sessiz kalamayacağını belirtiyor. Devrim yasalarına hakaret, rejime karşı hareket Cumhuriyete ihanet'in olmamasının ancak darbeyle engel olabileceğini belirten coşkun büyük olaylarının gelişeceğine de işaret ediyor. Darbe çağırısı düdüğünü kendinde gören köşe yazarı darbenin asıl muhatabı olan sivillerinde gaflet düştüğünü ifade ediyor. Şüphesiz çok darbe geçirdi. Çok darbe atlattı. Bu ülke birini öbürüne kırdırma senaryolarında rol oynayan bu halk acı ve adaletsizliğe doydu artık. Bu halkın hikmeti kendinden görerek Cumhuriyet bekçiliğine soyunanlara pirim verecek kredisi yoktur."
Açıklamanın ardından Gümrükçüoğlu, Kocaeli Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu.
İşte BEKİR COŞKUN'un 6 Nisan 2007 tarihli olay yazısı...
SES... SES...
TÜRKİYE'de bundan böyle darbe olmaması için şu üç şeyin mutlaka var olması gerekli:
- Demokrasi.
- Hukuk.
- Bilinçli ve örgütlü toplum.
Bu üçü var mı?
Yok...
Darbe olması için ise şu üçünün olmaması gerekiyor:
- Devrim yasalarına hakaret.
- Rejime karşı hareket.
- Cumhuriyete ihanet.
Bu üçü var mı?
Var...
*
Bu "yok"lar ile "var"ların esrarengiz tel örgüleri arasındadır korktuğumuz darbeler.
Aslında bizler Erbakan'ın, "Kanlı mı olacak, kansız mı?" sorusunun yanıtını yaşıyoruz şu günlerde.
Erbakan'ın yetiştirdiği, ondan daha zeki ve kamuflajlı veletleri, onun başaramadığını başarıyorlar.
Evet...
Kansız oluyor...
Pekiiii; kendini Atatürk devrimlerinin ebedi bekçisi sayan ve elinde silahlı güç olanların, tüm bu olanlar karşısında sessiz ve seyirci kalmalarına ihtimal veriyor musunuz?..
Hayır...
*
Önümüzdeki günler büyük olaylara gebe.
Patron kuruluşlarının, esnaf ve işçi örgütlerinin, medyanın, üniversitelerin, aydınların pısırık, ikiyüzlü ve çıkarcı tavırları, demokratik olmayan müdahaleler olasılığını artırıyor.
Çünkü; bu karşı devrim durdurulmasına durdurulacak.
Burada Erbakan'ın, "Kanlı mı olacak, kansız mı?" sorusunun karşı versiyonu söz konusudur:
"Darbeli mi olacak, darbesiz mi?.."
Hangisi?..
Siviller her zaman gaflete düştükleri için, darbeler her seferinde Türkiye'yi beterin beterine sürükledi.
O zaman laik cumhuriyetin çocukları yükseltin sesinizi...
Ses...
Ses...
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...