E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Beyin ölümünün geri dönüşü... 

Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Hastanesi Yöneticisi Doç. Dr. Koçoğulları beyin ölümüne ilişkin, açıklamada bulundu.

17.05.2017 - 00:30
Beyin ölümünün geri dönüşü...

Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Doç. Dr. Cevdet Uğur Koçoğulları, beyin ölümü ilan edildikten sonra uyanan hiç kimse olmadığını belirterek, "Bu yanılgı, toplumda koma ile beyin ölümü tabirlerinin karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. Beyin ölümü yasal olarak deklare edildikten sonra geri dönüşü olmayan bir süreçtir." dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Koçoğulları, beyin ölümünün çoğu zaman aileler için çok zor bir durum olduğunu söyledi.

"Destekler durdurulursa kısa bir süre içinde tüm organ fonksiyonları kaybeder"
Beyin ölümünün, hastanın kalp, akciğer ve diğer organlarının desteklenmesine rağmen beyin fonksiyonlarını tamamen, geri dönüşsüz şekilde yitirmesi şeklinde tanımlandığını ifade eden Koçoğulları, "Ailelerin, yakınlarının içinde bulunduğu bu durumu anlaması ve diğer insanlar için yaşam olabilecek organ bağışı seçeneği hakkında bir karara varması önemli." diye konuştu.

"Beyin ölümü, beyin, beyincik ve tüm yaşamsal merkezlerin bulunduğu beyin sapının fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak yok olması durumudur. Beyin ölümü koma veya bitkisel hayat tabirleriyle aynı şey demek değildir. Beyin ölümü, tıbbi ölüm halini ifade eder. Beyin ölümünün geliştiği durumda kalp, böbrekler, akciğer ve karaciğer, solunum ve yaşam desteği sağlanması halinde kısıtlı bir süre daha çalışmaya devam eder. Ancak bu destekler durdurulursa kısa bir süre içinde tüm bu organ fonksiyonları da kaybedilir. Beyin ölümünün tanınması ve tanımlanması kritik bir süreçtir. Beyin ölümünün doğru, eksiksiz ve zamanında tanımlanması büyük önem taşımaktadır."

Koma ve bitkisel hayatla, beyin ölümünün aynı kavramlar olmadığına dikkati çeken Koçoğulları, şöyle devam etti:

"Koma ve bitkisel hayat tabirinin altında beyin sapı fonksiyonlarının hala olduğunu gösteren bulgular vardır. Kişinin solunumu ve muhtemelen bazı organ fonksiyonları hala beynin kontrolü altındadır. Ancak beyin ölümünde beynin hiçbir fonksiyonu kalmamıştır. Beyin ölümü ilan edildikten sonra uyanan hiç olmamıştır. Bu yanılgı, toplumda koma ile beyin ölümü tabirlerinin karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. Beyin ölümü yasal olarak deklare edildikten sonra geri dönüşü olmayan bir süreçtir. 'Öldüyse neden kalbi hala atıyor?' diye sorulabilir. Kalp, beyin fonksiyonlarını göstermiyor olsa da oksijen desteği sağlandığında kısıtlı bir süre daha atmaya devam eder. Bu süreç geri dönüşümsüz olduğu için nihayetinde kalp duracak ve tüm organlarda fonksiyon bozukluğu gelişecektir. Hastanın yasal, tıbbi ve geri dönüşümsüz olarak öldüğü andan, kalbinin durduğu ana kadar olan bu dönem, organ bağışıyla başka insanlara ışık olunabilecek bir süreçtir. Bağışlanan her organ, yapılan her nakil aslında kurtarılan bir hayatı ifade eder."

Koçoğulları, bu dönemde, sürecin tanısının kesin olması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Beyin ölümü kesin tanısı için, beyin hasarına yol açan hastalık veya süreçlerin ulaşılabilecek bir tedavisi olmamalı veya tüm tedavi girişimlerine yanıtsızlık bulunmalıdır. Hasta anestezik ilaçların, bilinç düzeyini etkileyebilecek ajanların, elektrolit dengesizliklerinin ve metabolik bozuklukların etkisinde olmamalıdır. Bunların yanında diğer tıbbi gereklilikler sağlandıktan sonra beyin ölümünün temel bulgularının değerlendirilmesine geçilir. Beyin ölümü klinik tanısının üç temel bulgusu derin koma durumu, beyin sapı reflekslerinin kaybolması ve solunum yokluğu testidir."

AA

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Diyabet ve obeziteye umut olacak
Harvard Üniversitesi'nde çalışmalar yürüten Doç. Dr. Furkan Burak, obeziteye ...
'Ailesinde kanser olanlar taramadan geçmeli'
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arhan: "Aile bireylerinden ...
'Türkiye'deki her ilacın kimliği var'
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, önemli açıklamalarda bulundu.
 
Susuz kalan vücutta oluşan belirtiler
Vücudunuzun susuz kaldığını gösteren başlıca belirtiler nelerdir ?
Türk Kızılayı 9 Milyon insana derman olacak
Türk Kızılayı Genel Başkanı Kerem Kınık, "Bu ramazan ayında nasip olursa ...
'Danışman eczane' dönemi
"Smart Eczane" projesiyle, kronik hastalıkları bulunanlara gelişmiş danışmanlık hizmeti verilecek.
 
Vatandaşlara çok kritik uyarı
Sivas Halk Sağlığı Müdürlüğü, yaz aylarıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ...
17 yıl sonra diyalizden kurtuldu
17 yıl boyunca böbrek yetmezliğinden dolayı haftada 3 gün dörder saat ...
Sıcak havaya aldanmayın
Çocukların, hava sıcaklığının arttığı şu günlerde vücut dirençlerinin ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
twitter
MHP
eyfel kulesi
seçim
Çankaya Köşkü
Almazbek Atambayev
Yükseköğretime Geçiş Sınavı
Kocan Kadar Konuş
Şota Arveladze