Hürriyet gazetesinin yayın yönetmeni dün ‘Biri bize bir şey mi dedi’ başlıklı bir yazı yazdı.
Bu, herkes tarafından gerçekten ibretle okunması gereken bir yazıydı.
Yayın yönetmeni, usta yazar Emin Çölaşan’ın susturulması yolunda kendilerine hükümetten bir baskı gelmediği iddiasında. Önceki gün, Deniz Baykal bu konuda konuşup, ‘Çölaşan’a baskı ahlaksız tekliftir’ demişti. Biz de gazetemizde bunu manşet yapmıştık.
Kimse tabii ki bu konuda yayın yönetmeninin doğruyu söylemesini, ‘evet bir baskı gelmiştir, biz de gerekeni yaptık’ itirafını yapmasını beklemiyor. Ana muhalefet partisi liderinin Çölaşan ile ilgili laflarını, Hürriyet’in haber yapmaktan kaçınmasını anlıyoruz da, ama Deniz Baykal’ın konuşmasında daha birçok önemli laf vardı. Dünkü Hürriyet’te bunlardan tek bir satır bile yok. Anlayacağınız; Hürriyet, Çölaşan olayını hiç açmama kaygısıyla Baykal’ın laflarını tümden sansürleyerek görmemeyi tercih etmiş. Sonra yayın yönetmeni, bir afralı bir tafralı ki hiç sormayın. Yazısında herkese gazetecilik dersi veriyor. Bu konuda bile, onun nasıl başarıp da duygusal yazı yazabildiğine şaşırmamak elde değil.
Yayın yönetmeni yazısını, ‘herkesin içi rahat olsun’ diyerek bitirmiş. Benim içim rahat da bir gün Hürriyet, Akşam’da ve Milliyet’te manşet olabilen bir haberi sansürlememe yoluna gitmeyi öğrendiğinde içim daha da rahat olacak. Üstelik Baykal’ın konuştuğu uçakta Hürriyet’i temsilen Ankara temsilci yardımcısı düzeyinde bir gazeteci de var. Bu, Çölaşan’a yapılanlar kadar utanç verici bir olaydır, bu da bir tür ahlaksızlıktır. Yazıklar olsun. Evet; bu konuda benim diyeceğim de bundan ibarettir. Anlayana...
Serdar TURGUT
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...