Sabotaj davasının geçen hafta yapılan duruşmasında yargılanan sanık askerler, soruşturmanın “FETÖ Kumpası” olduğu iddiasında bulundu. Soruşturma kapsamında Çiğli Ana Jet Üssü'nde geçen sene 5 asker eğitim uçuşuna hazırlanan uçaklarda kablo kesiklerinin fark edip, üslerine bildirmelerine rağmen, iş yükü nedeniyle tahribat yapmakla suçlanıyordu. Soruşturmaya delil olarak ise bir Twitter hesabında yazılan ihbar mektubu gösteriliyordu.
Geçen hafta görülen duruşmada soruşturma yargılanan sanıklar dikkat çeken iddialarda bulundu.
Sanık Hava Uçak Bakım Astsubayı Kıdemli Başçavuş E.A., ile sanık avukatları; soruşturma emrini veren, soruşturmayı yürüten, istihbarat ifadelerine katılan ve aleyhlerinde tanıklık yapanların tamamının FETÖ üyesi olduğunun ortaya çıktığını, 15 Temmuz sonrası TSK’dan ihraç edilerek cezaevine konduklarını kaydetti.
Bu isimlerin; 15 Temmuz darbe girişimini yöneten subaylardan olduğu iddia edilen Çiğli 2’inci Ana Jet Üs Komutanı Hava Tümgeneral Kubilay Selçuk, Ankara ve İstanbul’u bombalayan uçakları koordine ettiği öne sürülen Üssün Kurmay Başkanı Albay Ramazan Elmas ile Marmaris’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oteline saldırı düzenleyen MAK Timi’ni yönettiği ifade edilen “Paşa” lakaplı Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu olduğu kaydedildi. Söz konusu soruşturmayla kendilerine kumpas kurulduğu izleniminin ortaya çıktığı, bunun mahkemece göz önüne alınması talepleri de tutanağa geçti.
Sanık E.A. ifadesinde davanın tanıklarından Astsubay Kıdemli Çavuş Y.S.C.'un da İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü üyesi olmaktan halen yargılandığını vurgulayarak diğer isimlere de dikkat çekti: “Mahkeme dosyasına soruşturma aşamasında giren 12 Kasım 2014 tarihli 2.Ana Jet Üs Komutanlığı tarafından düzenlenmiş olan 823 kuyruk numaralı uçağın hasarına ilişkin soruşturmasın başlatılmasına dair yazılı emirde, halen FETÖ/PDY mensubu olmaktan yargılanan ve ihraç edilen Tümgeneral Kubilay Selçuk ile Kurmay Albay Ramazan Elmas’ın imzaları vardır. Ayrıca bu konuyla disiplin soruşturmasını icra edenlerden FETÖ/PDY mensubu olmaktan yargılanıp ihraç edilen Astsubay Kıdemli Başçavuş Zekeriya Kuzu, kendisine bu konuda herhangi bir görevlendirme yapılmadığı halde istihbaratçılar tarafından 3 Mart 2015’te tanık A.T'in ifadesi tespit edilirken yazman olarak görevlendirilmiştir. Keza aynı şekilde 4 Mart 2015 tarihinde tanık S.D.'nin istihbaratçılara ifadesi tespit edilirken de Zekeriya Kuzu yazman olarak görevlendirilmiştir. Belirtmek isterim ki istihbaratçılar tarafından bizler bakımından da uygulandığı üzere ifade alınırken ifadeyi alanların isim ve kimlik bilgileri tutanakta genellikle olmaz. Ancak bu uygulamanın aksine Zekeriya Kuzu’nun ifade almakta aslen görevli de olmadığı halde isminin açıkça belirtilmiş olmasının (Adı geçenin FETÖ/PDY örgütünün sözde Çiğli üs imamı olduğu cihetle tutanaklarda adını görecek soruşturmada görevli diğer örgüt mensubu personele bir mesaj gönderme amaçlı) olduğunu düşünüyorum” diye belirterek tüm bu verilerin kendilerine bir kumpas kurulduğu izlenimini yaratmakta olduğunu ve mahkemece göz önüne alınmasını istediklerini ifade etti.
Malatya’da; geçen 24 Şubat'ta F-4 tipi iki savaş uçağının, 5 Mart’ta da Konya'da aynı tip uçağın düşmesiyle Türkiye’nin sarsıldığı günlerde, İzmir Çiğli 2.Ana Jet Üssü’nde ilginç bir soruşturma yürütüldüğü ortaya çıktı. Hürriyet’in gündeme getirdiği soruşturmanın başlatılmasının nedeni ise 16 Nisan 2014’te Twitter (Hangarınsesi) hesabında çıkan bir iddiaydı.
Olaylar şöyle gelişti: Geçen sene Çiğli 2.Ana Jet Üssü’nde uçuşa çıkmadan önce kontrole alınan bir uçakta kablo kesiği tespit edildi. Bunun üzerine olayın aydınlatılması için askeri savcılıkça soruşturma başlatıldı. Soruşturma sürerken 9 Şubat’ta uçuş öncesi kontrol görevi verilen iki astsubay kontrolünü yaptıkları uçağın hem sağ, hem de sol kanat altındaki iniş takımlarına ait (uplock switch) kablonun kesik olduğunu fark etti. Daha önceden yürütülen bir soruşturmanın varlığı ve bunun da uçuş emniyetini etkileyecek durum olması nedeniyle iki astsubay gördüklerini hemen komutanlarına bildirdi. Bu olay da soruşturma kapsamına alınıp araştırılırken durumu komutanlarına bildiren iki astsubay önce askeri eşyayı kasten tahrip suçundan şüpheli sıfatıyla 6 Mart 2015’te Hava Kuvvetleri Komutanlığı Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne tutuklanmaları talebiyle sevk edildi. Mahkeme huzuruna çıkan iki astsubay, mahkemenin verdiği “suçun maddi unsurlarıyla birlikte oluşmayabileceği, dosya kapsamında bulunulan aşamada belge, bilgi veya yazılı sözlü delil bulunmadığı, kaçma şüpheleri olmadığı” kararıyla serbest bırakıldı.
Askeri savcılığın hazırladığı iddianameye göre 5 şüpheli asker “iş yükü nedeniyle” uçaklarda tahribat yapıyordu. İddianamede delil olarak ise bir Twitter (Hangarınsesi) hesabından yazılanlar gösterildi.
Hürriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...