Emre Aköz / Sabah
Topluma müdahale
Yeni Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Işık Koşaner'in, makamı devralırken söylediklerini irdelemeye devam edelim. Şöyle demişti Koşaner:
" Küresel güçler tarafından kurgulanan ve ülke içi medya, bazı akademik ve sermaye çevreleri ile sivil toplum örgütleri içine yuvalanan postmodern bir tabakanın oluşturduğu propaganda ve etki ağı; ulusal birlik, ulusal değerler ve güvenlik parametrelerinin zayıflatılması ve çözülmesi yönündeki gayretlerini sürdürmektedirler. "
Askerler konuştuğu zaman, " siyasete müdahale ediyorlar " sözünü sık sık duyarız. Genellikle de haklıdır bu itiraz.
"Ülke sınırlarını korumaları için" silah kullanma izni verilen ve yine aynı amaçla maaş ödenen bürokratların, siyasete karışmaları, adeta ikinci bir hükümet gibi davranmaları Türkiye'nin kötü talihi işte.
Ancak Koşaner'in yukarıya aldığım sözleri, hani neredeyse "klasik" hale gelmiş 'siyasete müdahale etme' alışkanlığının ötesinde anlamlara sahip gibi gözüküyor.
Bu kez siyasete değil, " topluma müdahale " söz konusu.
Geçen gün de belirttiğim gibi, ekonomik ve toplumsal gelişme ile ortaya çıkan ve yeni fikirlere, yeni değerlere sahip bir yeni zümre var.
Koşaner'in " postmodern tabaka " dediği bu zümre adeta düşman ilan ediliyor.
Peki, bu iç düşmana karşı ne yapılacak? Onunla nasıl mücadele edilecek?
Bu ve benzeri soruların cevabını biliyoruz aslında: Bir yıl önce, Eylül 2007'de, kısaca " Eylem Planı " ya da " Lahika " denilen bir planın " yürürlüğe konduğu ", bir süre önce basına yansımıştı.
Durum ortaya çıktığında, Genelkurmay, " Böyle bir plan yoktur " demedi.
Onun yerine, " Komuta düzeyi böyle bir planı onaylamadı " demekle yetindi.
Peki, onaylanmadığı söylenen plan "ilk olarak" kime sunulmuştu? O sırada Genelkurmay İkinci Başkanı olan Koşaner'e!
Hatta basında, " Belgenin sızdırılma amacı, Koşaner'in Kara Kuvvetleri Komutanı olmasını engellemek " diye yorumlar bile yapılmıştı.
Çok uzun ve ayrıntılı olduğu için buraya alamadığım 'Eylem Planı'na göz atarsanız, "postmodern tabaka" başta olmak üzere, askerin hoşlanmadığı zümrelere karşı nasıl mücadele edileceğini görürsünüz. ( Google'a " Taraf gazetesi " ve " Lahika " yazın, hemen karşınıza çıkıyor.)
Olayın 'ironik' bir yanına da değinelim: Plan dahilindeki eylemlerin yapılabilmesi için bölüm sonlarına, " Faaliyetlerin maliyetinin karşılanmasına ihtiyaç vardır " ibaresi eklenmişti.
Yani toplumu şekillendirmek amacıyla yapılacak eylemler, yine toplumdan toplanan vergilerle finanse edilecekti!
İşin bir başka ilginç yanı da, " Askeri harcamalar denetlensin " talebini en çok dile getiren toplumsal kesimin, tam da Koşaner'in "postmodern tabaka" adını verdiği zümrenin olması!
" Orduyu millet denetler " türü söylemlerin niye tutturulduğu, yukarıda değindiğim bağlantıyla iyice ortaya çıkıyor işte.
Millet gibi geniş ve muğlak bir kavrama atıfta bulunarak statükonun devamını sağlıyorsunuz.
Bu arada, " Milli iradenin şekil bulduğu yer, Meclis değil mi, o halde Meclis ve Sayıştay bu işi yapmalı " diyen "postmodern tabakayı" da iç düşman ilan edip susturmaya çalışıyorsunuz.
Olup biteni, " Bana yardım et de, seni bir güzel döveyim " cümlesiyle özetleyebilir miyiz?