Bu Yüzyılın Altını Gıda Olacak 

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Derneği (SETBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, ''Yüzyılın altını gıdadır, gıda stratejik bir ürün haline geldi. Gıda krizi, ayaklanma, hatta siyasi istikrarsızlık riskini de
beraberinde getiren büyük bir tehlike oluşturmaya başladı'' dedi.

SETBİR'in Sheraton Oteli'nde yapılan olağan genel kurulunun açılışında
konuşan Erdal Bahçıvan, bu çağda insanların açlık yüzünden ayaklanması,
ölmesinin, doğanın değil insanların ayıbı olduğuna dikkati çekerek,
krizin Türkiye'ye sıçramaması için gerekli tedbirlerin, uzun vadeli
stratejilerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere karşı tarımda üstünlük kurma
savaşı sürdürdüğünü anlatan Bahçıvan, tarım ürünlerinin, finansman ve
yatırım enstrümanı haline geldiğine, petrol ve menkul değer fonlarının
tarım ürünleriyle ilgili spekülasyonlar yaptığına, agro-enflasyonun
endişe verici boyutlara ulaştığına işaret etti.

Türkiye'nin tarım stratejisi çerçevesinde, tarımsal sorunlara uzun
vadeli çözümler üretmesi gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, tarımda ve
gıda sanayindeki dönüşümün, ''4 e'' olarak nitelendirilen ''ekonomik
güç, erişilebilir hammadde, eğitimli güç ve etkin örgütlenme'' ile
sağlanabileceğini kaydetti.

Hayvancılık teşviklerinin değiştirilerek, hayvan başına destek verilmesi
sisteminin getirilmesini eleştiren SETBİR Genel Başkanı Bahçıvan, bunu
''popülist bir yaklaşım'' olarak nitelendirirken, bunun yardım değil,
sosyal yardım olduğunu, çiftçiyi fakirliğe mahkum edeceğini, verim ve
kaliteli üretimi olumsuz etkileyeceğini öne sürdü. Bahçıvan, ''Hükümetin
amacı, ülkede hayvan varlığını artırmak değil, daha verimli, kaliteli ve
sürekli üretimin sağlanması olmalıdır'' dedi.

Hayvancılık sektörüne verilecek teşviklerin bir yıldan beri ödenmemesini
de eleştiren Erdal Bahçıvan, bu durumun devlete olan güveni sarstığını
belirterek, açıklanan teşviklerin zamanında ödenmesini istedi.

Sektörün, ürünleri pazarlamada yaşadığı sorunlara da işaret eden
Bahçıvan, üreticinin parasını 15-20 günde ödemelerine karşın,
kendilerinin marketlerden alacaklarını 3-6 ayda tahsil edebildiklerini,
çıkarılacak marketler kanununda bu konuda da düzenleme yapılması
gerektiğini vurguladı.

Ziraat Bankası'ndan da ''her yıl yaptığı karlılık ile övünmek yerine,
kabuk değiştirerek, gelişen sanayiye destek olmasını'' beklediklerini
ifade eden Erdal Bahçıvan, sektördeki kayıtdışılık nedeniyle yaşanan
haksız rekabetin boyutlarına dikkati çekerek, şu bilgiyi verdi:

-KİLOSU 5 YTL'YE SATILAN SUCUK İLE REKABET EDEMEYİZ''

''İçme sütünde 2 milyon ton, süt ürünlerinde 2,6 milyon ton olmak üzere
4,6 milyon ton kayıtdışı üretim vardı. Kayıtdışılık, kırmızı ette yüzde
50, gıda sektöründe ise yüzde 70'in üzerindedir. Kayıtdışılık, haksız
kazanç dışında, gıda güvenliğini ve halk sağlığını da tehdit ediyor.

Diğer taraftan denetimlerin yetersizliği nedeniyle, güya kayıtlı olan,
üretim izni olan hileli ürünler söz konusu. Karkas etin kilosu 9 YTL
iken markette kilosu 5 YTL'ye üretim izni olan sucuk satılıyorsa, gerçek
üretici bununla nasıl rekabet etsin? Üretim izni vermek yeterli değil,
bu üretim izninde yer alan çerçevede üretim yapılması denetlenmeli.''

Bahçıvan, THY'de yolculara sunulan yiyeceklerde de üretim izni veya
''içindekiler'' açıklaması bulunmadığını, turizm sektöründe otellerde,
nerede ve nasıl üretildiği belli olmayan yiyeceklerin sunulduğunu öne
sürerek, gıda zehirlenmesi olaylarının boyutunun uluslararası düzeye
çıkabileceği uyarısında bulundu.

Tarım sektöründeki örgütlenmenin yetersizliğine de işaret eden Bahçıvan,
süt birliklerinin sadece süt fiyatı üzerinden politika yapmasını
eleştirdi.

-AB İLE ''MEVZUAT'' DÜZEYİNDE KALAN UYUMA ELEŞTİRİ-

AB'ye uyum amacıyla yürütülen ve ''mevzuat düzenlemesi'' düzeyinde kalan
çalışmaları da eleştiren Bahçıvan, şöyle konuştu:

''Küçük birimlerde süt üretimi yapılmasını önlemeden, toplama merkezleri
taşıma için lojistik ağı kurmadan, üreticiye gerekli eğitim ve sağlıklı
hayvan vermeden, hayvan hastalıkları ile mücadele etmeden, nasıl çiğ
sütte bakteri oranının AB seviyelerinde olmasını gerektiren bir mevzuat
çıkarırız. Ve o sütü kullanmaktan başka şansı olmayan sanayiciyi
cezalandırırız. AB ile uyumun altyapısı hazırlanmadan uygulatılmaya
çalışılan mevzuat ile savaşmalıyız. AB'ye uyum, altyapı hazırlanmadan,
AB mevzuatını çevirip, bir günde yürürlüğü koymak değildir.''

Bahçıvan, altyapı hazırlanmadan çevre konusunda yaptırım getiren
mevzuatın yürürlüğe konmasının, ''çevresel kayıtdışılığı artıracağını''
öne sürerken, çevre konusunda da terör yaşandığını söyledi.

Sektörün görüşüne açılan gıda kanunu taslağını da eleştiren Bahçıvan, bu
düzenlemelerin sektörü ''temeli sağlam olmayan evlerde oturmaya mahkum
edeceğini'' belirterek, ''Bizler AB'nin kiracıları olmak istemiyoruz.
Sağlam evlerde, güçlü ev sahipleri olmak istiyoruz'' dedi.

SETBİR Başkanı Erdal Bahçıvan, ekonominin siyasi tartışmaların gerisinde
kalmasından duyduğu endişeyi dile getirirken de, ''dünyada gıda kaynaklı
krizler yaşanırken, ABD kaynaklı krizin etkileri yayılırken, uzun vadeli
stratejik planlamalar yapılması gerekirken, uzlaşma kültürü ve sağduyu
ile Türkiye'nin önünün açılması gerektiğini'' belirtti.

Genel kurulda, Erdal Bahçıvan başkanlığında tek liste ile seçime
gidilmesi bekleniyor.