Ece Koşal'ın haberi
Çanakkale'ye bağlı Yenice ilçesi, Nuri Bilge Ceylan'ın çocukluğunu geçirdiği ve ilk filmlerini çektiği yer. Bu küçük ilçenin akıbetini öğrenmek için Yenice'ye gittiğimizde, gördük ki Ceylan da Cannes'da aldığı ödülden sonra ailesiyle birlikte soluğu burada almıştı. Ama Yeniceliler bu başarıdan pek haberdar değildi..
Yenice, Nuri Bilge Ceylan'ın büyüdüğü, nereye giderse gitsin hiç kopmadığı, Koza, Kasaba ve Mayıs Sıkıntısı filmlerini çektiği küçük bir ilçe. Cannes Film Festivali'nde En İyi Yönetmen Ödülü'nü aldıktan sonra, Ceylan'ın üzerinde bu kadar etkisi olan bu ilçeyi merak ettik ve yola düştük. Yenice'ye adım atar atmaz merkezindeki Garaj Taksi'deyiz. Burası, Nuri Bilge Ceylan'ın Mayıs Sıkıntısı filminin bir sahnesinde de görünen taksi durağı. Şoför Recep Önel anlatıyor: "Bilge'yi (Yenice'de herkes Bilge diyor) çok eskiden beri tanırım. Sık sık gelip gider..." Cannes'da ödül aldığında ne hissettğini soruyoruz. "Ödül aldığını hiç duymamıştım. Haberimiz olmadı. Biz burada bütün gün öylece otururuz. Bir televizyonumuz bile yok," yanıtını veriyor; TIME dergisinde 'Cannes'da şöhret oldu, evinde kimse tarafından önemsenmiyor' başlığıyla yayımlanan haberi kanıtlarcasına... Arkasından anlatıyor: "Bilge burada, dün gece geldi!" Bunun üzerine kendimizi Nuri Bilge Ceylan'ın kapısının önünde buluyoruz ve eşi Ebru Ceylan ile annesi Fatma Ceylan'ı kapıdan çıkarken yakalıyoruz. "Şimdi köylere gidiyoruz, bizi akşama arayın," diyorlar. Ve biz de başlıyoruz, Nuri Bilge Ceylan'ı ve Çanakkale'ye bağlı bu ilçeyi Yeniceliler'den dinlemeye... Yenice'de ödülden haberdar olanlar -ki bunlar çoğunlukla Ceylan'ın arkadaşları- en çok ödülünü alırken söylediği "Ödülü tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum," cümlesine vurulmuş. Ayrıca bir Türkün almasından ziyade bir Yenicelinin bu başarıyı göstermiş olmasından mutlular. Nuri Bilge Ceylan'ın burada en çok gittiği yerlerden biri Öğretmen Evi. Hatta film çekimleri sırasında ekibiyle birlikte burada kalmış. Öğretmen Evi'nin müdavimleri "Küçük bir ekibi vardı ama çekimlerden sonra herkes burada yayılırdı. Bir tek Bilge inmezdi. Odasında otururdu, herkes yattıktan sonra inerdi," diyorlar. Mahalleden arkadaşı, sınıf öğretmeni Nail Günay, Ceylan'ı "Filmleri gibi sessiz sakin biri," diyerek tanımlıyor ve anlatıyor: "Çocukken de hep ketumdu. Konuşmayı sevmez. Ama kasıntı veya popüler biri olduğu için değil; hep böyleydi. Bu arada gençliğinde hızlı solcuydu." Küçüklüğünden beri Yenice sokaklarında babası gibi bisikletle dolaşan Nuri Bilge Ceylan, son gelişinde siyah cipinin içinde görülüyor. Nereye gitsek, "Dün buradaydı," veya "Sabah buradan geçti," ifadeleriyle karşılaşıyoruz. Arkadaşı öğretmen Şuayip Odabaşı, "Sabah evlerine gittim, babası Mehmet Emin Bey evdeydi ama kapıyı açmadı. Oğlu tembihlemiş herhalde," diyor. Ardından çocukluk anılarını anlatmaya başlıyor. Örneğin Kasaba filminin en etkileyici anlarından biri olan, sobanın üzerine asılan ıslak çoraptan damlayan su sahnesi, Ceylan'ın küçüklükten gelen gözlemlerine dayanıyor. Rivayete göre bir gün yağmur yağarken, ateş yakmış ve damlalar ateşe düşerken nasıl ses çıkardığını izlemiş. Bir başka rivayete göre ise yine bir gün arkadaşlarına "Gelin yanımıza hiç yiyecek almadan, karşıdaki dağda bir hafta kalalım," demişti. Amacı bir yandan da en büyük tutkusunu gerçekleştirmek, yani fotoğraf çekmekti. Oraya gittiler ama tahmin ettiklerinden önce döndüler... Bu hatıraları Ceylan'dan değil, arkadaşlarından dinledik. Çünkü Nuri Bilge Ceylan kesinlikle röportaj yapmama kararı almıştı. Ödülünü aldıktan sonra ailecek baba evine dinlenmeye gelmişti. Ve kimseyle konuşmak istemiyordu. Ama en azından babasının Yenice'ye bağlı Çakıroba Köyü'ndeki, Ceylan'ın filmlerine de mekân olan tarlaya ailesiyle yaptığı geziden birkaç kare fotoğrafa sahip olabildik...
Gitmekle kalmak arasında...
Nuri Bilge Ceylan'ın Yenice'deki baba evinin 50 metre yukarısındaki kahvedeyiz. Kimse bırakın Nuri Bilge Ceylan'ın aldığı ödülü, ismini bile bilmiyor. Sonra annesinin, babasının adını söyleyince hatırlıyorlar... Ama ünlü bir yönetmen olduğundan haberleri yok. 72 yaşındaki Mehmet Şipka, kasabalılığa özgü gitmekle kalmak arasındaki ikilemi hatırlatıyor: "Burada doğdum ve büyüdüm. İzmir ve Ankara'da 10 yıl askeriyede memur olarak çalıştım. Sonra toprağıma geri döndüm. Zaten herkesin bir gidip geri gelme hikâyesi var." Niye geri dönüyorlar peki? "Bir kere doğası çok bakir. Ayrıca dükkânın önünde malın durur, gece bile kimse almaz. Kapını kilitlemene gerek yoktur," diyorlar. Şikâyetlerini ise şöyle anlatıyorlar: "Yenice büyüdü ama gelişme yok. Çünkü buranın insanı tembel. O yüzden burası da gelişemez."
Kendini hiç seyretmedi
Nuri Bilge Ceylan özellikle ilk filmlerinde oyuncu seçimlerini hep kendi çevresinden yaptı. Öğrencileri canlandıracak oyuncular için sınıfları tek tek dolaştı. Kasaba'daki okul içinse öncelikle Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nu seçmişti. Duvarlarını, sıralarını inceledi ve eski bir görüntüsü olduğu için burada karar kıldı. Çekimlere başlamadan önce hizmetlinin duvarları boyamasının üzerine arayışlar yeniden başladı. Mayıs Sıkıntısı'nda çaycı rolünü canlandıran Yakup Çakıl'ı ise Öğretmen Evi'nde buldu. Eskiden gerçek hayatında da terzilik yapan, sonradan çaycılığa geçer Çakıl, nasıl rol teklifi aldığını şöyle anlatıyor: "'Sana rol versem oynar mısın?' dedi. İşini de iyi biliyor! Taktı koluna beni, gezdirdi, 'Beni büyük dertten kurtaracaksın,' dedi. Sonunda ikna etti." İşin ilginç tarafı Yakup Çakıl filmde kendini hiç izlememiş. "Filmde beni ne kadar gösteriyor bilmiyorum, hiç seyretmedim ki kendimi! Ödülden de tesadüfen haberim oldu. Popstar Alaturka'yı izliyordum. Osman Tan, Nuri Bilge Ceylan'ın ödül aldığını söyledi." TIME'ın bahsettiği kültür erozyonu veya hızlı tüketilen ürünlerin yarattığı alışkanlık, burada da kendini gösteriyor.
Okul artık bomboş
Ceylan'ın ilk filmlerinde önemli yer tutan Çakıroba Köyü, babasının doğduğu yer. Annesi ise yan köy olan Nevruz'dan. Çakıroba'da konuştuğumuz 70 yaşındaki Ali Özbir, köyün 300 yıl önce kurulduğunu anlatıyor. Mehmet Emin Ceylan'ın beyaz badanalı evini gösteriyor. Ama evde kimseyi bulamıyoruz. Köyde 10 yıl öncesine kadar eğitim veren bir okul varmış. Şimdi taşımalı eğitime geçildiği için, burası çocukların oyun mekânı olmuş durumda. Köylüler, bu okulun Kasaba filminde kullanılan okul olduğunu söylüyor...
(Sabah)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...