Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un, Turktime Yönetim Kurulu Başkanı Talat Atilla ve Genel Yayın Yönetmeni Ersin Tokgöz’e yaptığı özel açıklamaların ikinci bölümü…
TURKTIME: Genel seçimlerden sonra Ak Parti’den milletvekili adayı olamayanlar ya da rahatsız olanlar sizin partinize geldi. Yerel seçimlerde aynı şey oldu. Bunların birçoğu daha önce sizin partinizdeydi. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
NUMAN KURTULMUŞ: Yıllar önce Fazilet Partisi’nden yenilikçi gelenekçi tartışmaları başlamışken şöyle demiştim: Bu bir dönemdir, gelir geçer. Bir gün bütün arkadaşlarımızla birlikte “nerede kalmıştık?” diyerek tekrar bir araya gelir ve yolumuza devam ederiz. Bizim temel iddialarımızı önemseyen, yeniden büyük Türkiye’nin kurulması için mücadele eden herkese kapımız da yüreğimiz de açıktır.
TURKTIME: Ak Parti’yi desteklemeyen basının bir bölümü sizi desteliyor. Bundan nasıl bir sonuç çıkaralım?
NUMAN KURTULMUŞ: Biz görüşlerimizi herkese söylüyoruz. Bizim görüşlerimize kim ne kadar yer verir, sayfalarına taşır bu bizim tespit edeceğimiz bir şey değil. Medya kuruluşlarındaki yönetici arkadaşların karar vereceği bir şey. Biz her şart altında herkese aynı şeyleri söylemeye devam edeceğiz.
TURKTIME: Ekim 2008’de genel başkan seçildiniz. O dönemde Saadet Partisi’nin oyları en dip noktadaydı. Şu anda en azından yüzde 10 beklentisi var. Bu süreç nasıl gelişti? Bunun sebebi sizce siz misiniz?
NUMAN KURTULMUŞ: Hayır. Hiçbir siyasi hareket tek bir kişiye mal edilemez. Benim genel başkan seçilmemin bir ivme kazandırdığı doğrudur. Ama siyaseti şahıslar üzerinden yapmayı uygun bulmam. Şahıslar geçicidir. Hatta partiler de. Önemli olan siyasi kararlılığın yürütülmesidir. Ama şu açık ki bir ivme kazanıldı. Bunu üç kademede görmek gerekir. Bir, geniş kamuoyunda benim ismimle ilgili beklentiler vardı. Bu karşılandı. Medya cephesindeki hareketlilik de belki bunun yansıması. Ayrıca ben şunu asla yapmadım, yapmayacağım. Toplumu bölerek çatışmacı bir üslupla siyaset yapmak ilk başta kolay gibi görünüyor. Ama bu, memlekete yapılacak en büyük kötülüktür. Mesela ben bu ayrışma sürecinde Ak Partili kardeşlerimizi rencide edecek hiçbir şey söylemedim. Hatta CHP seçmenini de. Mesela bir toplantıda “içinizde Ak Parti’ye oy verenler var mı” dedim. Solunun büyük bir kısmı başını salladı. Ama onlar o zaman bizim toplantımızdaydı. Seçmenin tamamı bizim vatandaşımızdır. Herkesin gönlünü kazanacak bir noktadayız. Sanırım bu ivmede bütünleştirici siyasi duruşumuzun büyük katkısı oldu.
“BAŞBAKAN’IN DAVOS RESTİ İMAJDI, GELDİ GEÇTİ!”
TURKTIME: Peki bu muhalefet tarzı ne kadar etkili bir tarz?
NUMAN KURTULMUŞ: Ben muktedir siyaset tabirinin üzerinde çok duruyorum. Siyasetin en büyük gücü muktedir olmaktır. Mesela Gazze’de yaşanan insanlık dışı olaylar üzerine bir miting yaptık. Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük mitinglerinden birisiydi. Onlarca miting organize etmiş birisi olarak söylüyorum, böyle bir miting görmedim. Hem olağanüstü bir kalabalık vardı ama herkes sanki tek kişiydi. Hiçbir siyasi istismar yapılmadı. Ben konuşmaya başladığımda “Başbakan Numan” diye bağırdılar, “Durun, burası siyasi bir miting alanı değil, Gazze ile dayanışma mitingi” dedim. Hükümete yuh çekildi “hayır” dedim, “biz hükümeti eleştirmiyoruz, Filistin’le dayanışma için buradayız.” Şunu gördük tekrar; milletimiz temel iddialarımızda bizimle birlikte olmaktan asla gocunmuyor. Biz İstanbul’da ne kadar oy lığımızı biliyoruz. Ama İstanbul’da aldığımız oyun beş katı insan vardı o mitingde.
TURKTIME: Siz böylesi bir miting organize ettiniz, siyasi mesaj vermediniz belki ama Başbakan bir Davos çıkışı yaptı ve sonrasında tüm bu hassasiyeti siyasi bir şova dönüştürüp kendi hanesine yazdı. Bu bir rol çalma mıydı?
NUMAN KURTULMUŞ: Bizim için aslolan, hak bildiğimizi yapmaktır. Ben o gün orada dokuz maddelik eylem planı açıkladım ve orada da oylattık bunu. Dedik ki; “Sayın Başbakan bunları yapın.” Biz bunları 23 gün boyunca her gün söyledik. Sayın Başbakan sonunda dedi ki “bakkal dükkanı yönetmiyoruz, bekara karı boşamak kolaydır.” Başbakan ne kadar görmezden gelirse gelsin Davos’taki o çıkışta milletimizin çok büyük bir hassasiyeti vardır. Saadet Partisi’nin de ortaya koyduğu bu vakur tarzın olağanüstü etkisinin olduğu kanaatindeyim. Ancak puan almak öyle olmaz. Dünyada büyük bir haksızlık varsa bunun karşısına çıkmak ve politik bir eylem yapmakla olur. Davos çıkışından sonra Başbakan’ı ilk tebrik eden benim.
TURKTIME: Ama sonrası? O çıkışa rağmen İsrail ile ilişkilerde hiçbir şeyin değişmediği eleştirileri var…
NUMAN KURTULMUŞ: İsrail 1967’den beri kendisine fırça atılmasına alışık bir devlettir. Bir tepeyi işgal ediyor, BM dahil herkes bağırıyor, çağırıyor, onlar yarabbi şükür diyorlar yollarına devam ediyorlar. İsrail’in gücü politik gücü değil. Dünyanın beşinci büyük ordusu. Asker başına en çok silah İsrail ordusuna düşüyor. Arkasında ABD gibi büyük bir abisi var. Bunların hepsi doğru. Ama İsrail’in en büyük gücü, karşısında politik bir kararlılık olmaması. Başbakan’ın üslubuyla söylersem, orada posta koymak milletin gönlüne su serpti de, reklamın dediği gibi imaj hiçbir şeydir, susuzluğunu gider. O bir imajdı, geldi geçti. Türkiye’nin İsrail karşısındaki 5 maddelik eylem planını söyledik. Eğer Başbakan bunu yapmazsa oradaki tavrın hiçbir anlamı kalmaz.
“İSRAİL KONUSUNDA AK PARTİ’NİN KURAN KURSUNDA CHP’NİN ENSESİNDEYİZ!”
TURKTIME: Sonrasına baktığımızda anlamı kaldı mı peki?
NUMAN KURTULMUŞ: Maalesef üç tane bakanımız Başbakan’ın o tavrından sonra aynen şu cümleyi söylemişlerdir: Hiç merak etmeyin, bundan sonra İsrail ile stratejik ilişkilerimiz artarak devam edecektir. Bu sözler Başbakan’ın o tavrını otomatik olarak sıfırlamış oldu, görüntü olarak kaldı. Ama biz isteriz ki bu politik kararlılığı sürdürsün. Başbakanın bu tavrı göstermesinin en büyük sebebi Saadet Partisi’nin öncülüğünde milletimizin gösterdiği olgun tavırdır. İkincisi, biz 4 ocakta basın toplantısı yaptık. Anadolu imam hatip liselerinin kapatılması ile ilgili MEB’in genelgesini eleştirdik. Sevinerek ifade ediyorum ki aynı akşam MEB genelgeyi geri çekmek zorunda kaldı. Yine biz küresel krizi konuşurken ısrarla bunun bir iktisadi kriz değil, uygarlık krizi olduğunu söyledik. Yine sevinerek görüyorum ki Ak Parti’nin genel başkan yardımcıları ve ileri gelenleri konuşmalarında evet bu bir uygarlık krizi demeye başladılar. Siyaset sonuç alma meselesidir. Sonuçta biz muktedir siyasi üslubuma devam edeceğiz.
TURKTIME: CHP önce çarşaf dedi, şimdi de Kuran kursu. CHP’nin bu politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
NUMAN KURTULMUŞ: Biz Kuran Kursu tartışmasıyla ilgili tavrımızı ortaya koyduk. Bundan da sonuç alacağız. Gerekçeleri ne olursa olsun CHP’nin kuran kursu ile ilgili açılım yapmış olmasını fevkalade olumlu buluyoruz. Nasıl ki Başbakan’ı Davos meselesinde tebrik ettiysek, CHP ve Baykal’ı da aynı şekilde tebrik ederiz. Ancak bunun da bir imajdan ibaret olmaması koşuluyla.
“CHP KURAN KURSU AÇILIMINDA SAMİMİYSE İPTAL ETTİRDİĞİ GENELGEYİ GERİ GETİRSİN!”
TURKTIME: Sizce imaj mı?
NUMAN KURTULMUŞ: Bunu hep soruyorlar. Ben bilemem. Kalplerini Allah bilir. Burada eylem söylem birliği önemli. Bundan sonra ensesindeyiz. Nasıl ki Başbakan’ın Davos’taki çıkışında samimi olup olmadığını İsrail ile ilgili politikalarında görecek, takip edecek, yaptıkları her yanlışta millete şikayet edeceksek, CHP’nin yaklaşımının da samimi olup olmadığını takip edip göreceğiz. Şu anda Türkiye’de 15 yaşın altındaki çocukların Kuran öğrenmesi yasaktır. Suçtur. 2003 yılının kasım ayında Diyanet tarafından çıkartılan bir genelge vardı. Orada akşam Kuran kurslarının açılması öngörüldü ama bir ay geçmeden CHP ve yandaşlarının yapmış oldukları propaganda sonrasında hükümet tırstı, geri adım attı ve genelgeyi geri çekti. Şimdi CHP’ye diyoruz ki madem samimisiniz genelgeyi derhal geri getirin. Ayrıca şu anda 1452 tane kur an kursu kapalıdır. Kuran kurslarının temel sıkıntılarından birisi de eğitmen açığıdır. Bir zamanlar Demirel camiler açık. Ezan okunuyor derdi. Şimdi aynı söylemi Sayın Başbakan devraldı. İyi de, 1452 tane kuran kursu kapalı. Açık olanların da eğitmenleri yok. Bu anlamda baktığınızda CHP yerden göğe kadar haklı. Ama eğer samimiyse bu üç konuda bir şey yapsın. Biz parlamentoda olsak bunları bir günde yaparız. Yapmazlarsa yakalarına yapışır milletin önüne getiririz. İşte CHP’ye pas, al üç konu ve bunları yapın. Ben Baykal’a geçen Pazar günü bu konuda başbakanın üstüne gidin dedim. Benim derdim Kuran kursları ile ilgili sıkıntının aşılmasıdır. Kim aşarsa aşsın. Siz yapın, eğer Ak Parti yapmaz, geri çekilir, korkar tırsarsa seçim geliyor. Meydanlarda çıkıp diyeceğim ki kuran kurslarının açılmasını CHP istedi Ak Parti açtırmadı.
TURKTIME: Toplumun geniş bir bölümünde bu açılımlar sadece seçim polemiği olarak görülüyor…
NUMAN KURTULMUŞ: Her ikisi de bunu seçim polemiği olarak sürdürür bir şey yapmazsa millet bunu görür. İnsanlar şeffaftır. Ne kadar süslü laflar ederlerse etsinler milletimiz nihayetinde görür. Şimdi iki partiyi de test edeceğiz. İsrail konusunda millet Başbakan’ı takip ediyor. Siz hem orada o lafı edeceksiniz hem de Milli Savunma Bakanınız üç gün sonra verilen bir soru önergesi karşısında; 131 bin tane uçak sorti yapmış Türkiye’deki üslerden havalanmış. Bunlardan 6 bin tane uçuşun nereden kalktığı nereye gitti, içinde ne taşıdığı belli değil derse milletimiz kalkıp demez mi bu uçaklardan kaçlı Irak’ı vurdu, Gazze’yi vurdu? Dolayısıyla CHP’yi kuran kursu, Ak Parti’yi İsrail konusunda milletimiz gözlüyor, nefesimiz de arkalarında.
TURKTIME: Sizin kişisel görüşünüz ne yönde?
NUMAN KURTULMUŞ: Zaman bırakacağız. Endişem şudur; bunların bir seçim malzemesine dönüştürülüp seçimden sonra Türkiye’nin gündeminden kaldırılması. Ama takipçileri olacağız.
“22 TEMMUZ’DA ÜYELERİMİZ BİLE BİZE OY VERMEDİ, ÇÜNKÜ…”
TURKTIME: Genel başkan olduktan sonra en dikkat çekici söyleminiz “Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim” oldu. Kimi işaret ettiniz bununla?
NUMAN KURTULMUŞ: 2008 kongresinde bir ilk oldu. Normalde siyasi parti liderleri milletten, partililerden söz alır. Türkiye siyasetinde ilk defa bir genel başkan, seçildiği kongrede millete söz verdi. 15 maddelik bir sözdü. Bunlardan biri de Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim sözüydü. Bu 15 maddelik söz tamamen kendi kendimi bağlamak üzere verdiğim sözdür. Ben bu sözleri veriyorum, eğer yanlış yaparsam beni uyarın dedim. Ben bunu derken kimseyi kastederek söylemedim. Bizim siyasetnamelerimiz aynı zamanda nasihatnamedir. Dolayısıyla bu söz Türkiye’deki bütün siyasetçilere de bir nasihattir.
TURKTIME: Saadet Partisi’nin İstanbul belediye başkanlığı için Erhan Göksel’in isminin geçtiği konuşuldu. Teklif götürdünüz mü Göksel’e?
NUMAN KURTULMUŞ: Hayır. Öyle bir şey olmadı. Parti içinde de adaylığı gündeme gelmedi.
TURKTIME: Geçen seçimlerden önce sayın Kutan bir hesap yapmış, sadece SP üyelerinin bile oy vermesi halinde yüzde 6-7 oranını bulacağınızı söylemişti. Ancak seçimlerde SP Kutan’ın dediği oranın çok altında kaldı. Yani sizin üyelerinizin bile çoğu size oy vermemişti. Buradaki yanlış ne? Hesap mı?
NUMAN KURTULMUŞ: Doğrudur. 22 temmuzda partimize üye olanlar bile Saadet Partisi’ne oy vermediler. Ama 22 Temmuz’un çok çok özel şartları vardı. Türkiye’de insanlar bir yıl boyunca cumhurbaşkanlığı seçimlerine kirlendi. 27 nisan darbesi, öyle elektronik muhtırası falan değil açıkça bir darbedir, ile millet kamplaşmanın içerisine sokuldu. O kamplaşma içerisinde normalde Saadet Partisi’ne oy verecek insanlar da Ak Parti’ye oy verdi.
BİRİNCİ BÖLÜM:
RP, 28 ŞUBAT'TA TANKIN NAMLUSU İLE ORTAĞININ HANÇERİ ARASINA SIKIŞTI!
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...