Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zay Cün, Pekin’de Türk gazetecilerle yaptığı görüşme sırasında, olaylardan sonra “Türkiye’de düşünmedikleri ve görmek istemedikleri gelişmeler” olduğunu söyledi. Bazı basın organlarının “sorumsuzca” haberler verdiğini, Çin polisi ve Çinlilerin Uygurları öldürdüğü şeklinde “yalan haberler” yayıldığını savunan Zay, basın organlarından “zedelenmiş olan ilişkilerin normale dönmesi ve tekrar rayına oturması için yardım beklediklerini” ve “sağduyulu çaba harcanması gerektiğini” ifade etti.
Urumçi’deki olaylarla ilgili olarak “katliam” ve “soykırım” gibi ifadeler kullanılmasını da eleştiren yetkili, ülkeler arasındaki ilişkilerin insanlar arasındaki ilişkiler gibi olduğunu kaydetti. Zay, “Yanlış anlama olması normaldir, önemli olan bunu gidermektir” diye konuştu.
Türkiye’de Rabiya Kadir’e vize verilebileceği şeklinde haberler çıkmasına ilişkin olarak da bakan yardımcısı “Kadir’in bir bölücü olduğu” suçlamasında bulundu. Zay, “Rabiya Kadir, iki üç yıldır Türkiye’ye gitmeye çalışıyor ancak Türk hükümetinin vize vermediğini biliyoruz. Bundan sonra da vermeyeceğini umuyoruz” dedi.
Gül’ün kazanımlarına halel gelmesin
Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Zay, son yıllarda Türkiye-Çin ilişkilerinin karşılıklı yarar temelinde geliştiğini, ekonomik ve ticari temasların yoğunlaştığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kısa bir süre önce Çin’e yaptığı ziyareti anımsatan Zay, bu ziyarette ikili dostluk ve işbirliğinin yeni bir seviyeye taşındığını ve önemli anlaşmalar imzalandığını söyledi. Bakan yardımcısı, Devlet Başkanı Hu Cintao‘nun ziyaret sırasında Gül’e Türkiye ile ilişkilere stratejik açıdan ve uzun vadeli olarak baktıklarını söylediğini hatırlattı.
Bir soru üzerine de bir süre önce Türkiye’de bulunan Çin Eximbank heyetinin Türk tarafından kaynaklanan bir sıkıntıdan dolayı planlanandan önce Çin’e döndüğünü söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün ziyareti sırasında imzalanan anlaşmaların son olaylardan etkilenmemesini arzuladıklarını ifade eden Çinli Bakan Yardımcısı, Çin tarafı olarak Türkiye ile aralarındaki ilişkilere büyük değer verdiklerini, bunun “içten gelen bir duygu” olduğunu ve Çin halkının Türk halkına karşı art niyeti olmadığını kaydetti.