2 yıllık bir aranın ardından bir kez daha sizlerle kucaklaşmanın memnuniyeti içerisindeyim. Denizli bağımsızlığın, özgürlüğün, hürriyetin kıymetini iyi bilir. Buradan bir kez daha tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim, Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler buyuruyor.
Türkiye 16 Nisan’da tarihi bir tercihte bulunacak. Eski yönetim sisteminde hükümetler Meclis’te kuruluyordu. Şayet Meclis’te bir parti çoğunluğu elde edememişse işte o zaman tıkandık demektir. Ne oluyordu, koalisyonlar. Otellerde kurulan hükümetleri, milletvekili pazarlıklarını hepimiz biliyoruz. medya patronlarının hükümet kurup yıktığı dönemleri hatırlayan çoktur. O zaman hükümetlerin ortalama ömrü 9 aydı. Böyle bir durumda istikrar güven olur mu? 1960 darbesinin ardından ülkemizde öyle bir sistem kurulmuştur ki, hiçbir sorumluluğu olmayan cumhurbaşkanı başbakan vardı.
1960 darbesinin ardından öyle bir sistem kurulmuştur ki, cumhurbaşkanları ile başbakanlar adeta birbirlerini yediler. Bakıyorsunuz, Gazi Mustafa Kemal İnönü ile kavgalıydı ve istifasını dahi istemiştir. Aynı şekilde İnönü kendi Başbakanı ile kavgalıydı. Ne zaman ki rahmetli Menderes geldi, istikrar geldi. Gerçi ana muhalefet gençlerin parlamentoya girmesini istemiyor ama biz istiyoruz. Genç, dinamik bir parlamentonun nasıl olacağını 16 Nisan’da göstermeye hazır mıyız? Hani ana muhalefetin başındaki soruyor ya? Herkes uzaya giderken Türkiye ne yapıyordu diye? O zaman Türkiye bu kavgalarla uğraşıyor. Bak 15 senedir Türkiye nasıl kalkınıyor?
Ana muhalefet gençlerin parlamentoya girmesini istemiyor ama biz istiyoruz. İnşallah genç dinamik bir parlamentonun nasıl olacağını göstereceğiz. Türkiye siyasi ve ekonomik krizlerden başını kaldıramamıştır. 15 senedir, Türkiye nasıl kalkınıyor? Çünkü artık koasliyonlar diye bir şey olmadı. Bizler ülkemizi sıçrattık. 75 üniversitemiz varken üniversite sayısını 181’e çıakrdık. Şu anda üniversitesi olmayan il yok. Üniversitelerdeki öğrencilerimizi dilenci durumuna düşürüyorlardı, ciddi burs ve krediler vermeye başladık. Kimse eli boş dönmez. İlla da burs deme, krediyi iş bulduğun zaman ödemeye başlıyorsun. 270 bin derslik ilave ettik ilk ve orta öğretime.
AP Daily Sabah’ı yasakladı. Hani sizde basın özgürlüğü vardı? Neden yasakladınız? Hesabını vereceksiniz. Tayyip Erdoğan’a diktatör de, Erdoğan size faşist diyince rahatsız ol. Size rahat yok. Siz Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör dedikçe, o da size nazi, faşist diyecek.
‘Hayır’ diyene de saygı duyarız ama ‘hayır’ diyenlere bakmak lazım. Kimler hayır diyor bu önemli. Kandil’deki PKK terör örgütünün başındaki ‘hayır’ diyor. İmralı’daki ‘hayır’ diyor. Pensilvanya’daki FETÖ’cü ‘hayır’ diyor. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Bizim ne içeride, ne dışarıda kavga etmek, aramızı bozmak gibi bir niyetimiz yok. Bizim memleketimize dair sorumluluğumuz var. Biz bu milletin, yurt dışındaki kardeşlerimizin, soydaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin bütünlüğüne halel gelirse o zaman kıyamet hepimiz için kopmuş demektir.
Bazıları Erdoğan’dan sonra ne olacak diyor, bu farklı bir şey, biz köhne, eski sistemin yerine yeni sistem getirelim diyoruz. Öyle bir sistem kuralım ki kim gelirse gelsin ülkemizi çok daha ileri taşıyacak yapıyı elinde bulsun, bizim derdimiz bu. Bu milletin yarısından fazlasının teveccühünü kazanmak kolay değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine karşı çıkanların asıl itirazı, bu sistemde milletin kendilerine teveccüh etmeyeceğini biliyor.
Almanya’nın istihbarat başkanı açıklama yapıyor. Bir istihbarat başkanı açıklama yapamaz. Diyor ki; biz bu olayların arkasında FETÖ’yü görmedik diyor. Bunu önce muhatabına sor. Türkiye’nin milli istihbarat teşkilatına sor. Sen kimsin ya! Haddini bil! Bu ne demek biliyor musunuz? Almanya’nın en üst düzeyinde olanlar diyor ki, ben söylemiyorum sen söyle! Bu, bu demektir. Siz kime bir kötülük yaparsanız, karşılığını bulursunuz! Daha güçlü bir Türkiye için yönetim sistemini yeniliyoruz. Değişimden korkmadık, bugün de korkmuyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çok önemli ve faydalı bir değişimdir. Son dönemde Avrupa ülkeleri ve AB ile yaşadığımız sorunlar, bizim demokrasi, insan hakları talebimizden kaynaklanıyor. Düşünün, 1963, 2017.. AB, 54 senedir kapısında bekletiliyor. Neden? Bakın Ab içinde bir tane müslüman ülke yok. Türkiye’yi hazmedemiyorlar. Bize nüfusunuz kalabalık diyorlar! Almanya’nın nüfusu da bizim kadar. Bize neden numara yapıyorsunuz? Vatandaşlarımıza yapılan muamelenin Avruğa değerlerine uymadığını söylüyoruz. Eğer Avrupa böyle bir yanlışa düşerse en büyük zararı kendisi görür. Ben bunu söyleyince rahatsız oluyorlar. Bizim yaptığımız Avrupa’yı yanlışları sebepleriyle ikaz etmekten ibarettir. Söylediklerimiz Avrupalılara acı geliyorsa, bilsinler ki biz onları dost kabul ediyoruz onun için söylüyoruz. Türk arkadan hançerlemez, kuyu kazmaz. Avrupalılar merak etmesinler, biz ne söylüyorsak açıkça söyleriz. Bir Türk atasözü vardır: Dost acı söyler!
Sözcü
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...