Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda beka sorununu gündeme getirdi. Yapılan yazılı açıklamada ayrıca AKP’nin Tekirdağ Milletvekili Mustafa Şentop’un TBMM Başkan adaylığının da destekleneceği açıklandı.
Bahçeli’nin tweetleri şu şekilde;
Merhum Peyami Safa siyaseti; “Hayatın ta kendisi” olarak görmüş ve göstermişti. İnsanın bütün halleri, hayatın bütün yönleri elbet siyasetin yakın veya uzak ilgi sahası içindedir. Siyaset yalnızca karar ve kaynak yönetimi değil, aynı zamanda hayatın idare ve idamesidir.
Haktan, hakikatten ve halktan yana siyaseti kötülemek; ahlaklı, hamiyetli ve vicdanlı siyasetçiyi kötü göstermek bir bakıma hayat dediğimiz karmaşık süreci baltalamak, insanı tepeden tırnağa batırmak demektir. Asıl ve yakın tehlikelerden birisi de budur.
Hz.Mevlana, “Her sedefte inci bulunmaz” demişti. Her siyaset ekolünde, her siyaset adamında aranan ve arzulanan adanmışlık, fedakârlık, hasbilik, ölçülülük ve millilik farikaları bulunamaz. Doğru siyaset kadar siyasetin doğru yapılması da bir fazilet ve fikir pırıltısıdır.
Tecrübe, sadece başımıza gelen hadiselerin yekûnu değildir. Esasen tecrübe, başımıza gelenlerle ne yaptığımız, ne yapacağımız, neyi başaracağımızdır. Tecrübeli siyasetçi demek, pek çok badireyi yenmiş, beka ve birliğe samimiyetle yüreğini koymuş adam gibi adam demektir.
Beka, tasarlanmış bir propaganda kavramı, dönemsel ihtiyaçlara cevap veren bir söylem aparatı, içi dolmamış/doldurulmamış bir ifade aracı, gerçeklerin maskelendiği hamaset sığınağı değildir. Aksi iddialar ise tamamıyla hezeyandır.
Beka, Şems-i Tebrizi'de misal olarak şöyle anlatılır: “Kötü huyların yok olup onun yerine Allah'ın vasıflarının ağır basması ve böylece Allah'a yaklaşıp ebedi olunması.” Beka demek var olmak, diri kalmak, bağımsız yaşamak, ebediyetin ufkuyla buluşup bütünleşmek demektir.
Bugün aldığımız patlıcan, biber, patates mesela bir kilogram az, iki kilogram çok olabilir. İşimiz yoksa yarın olur, yoksulsak gün gelir varlığa kavuşuruz. Yani konu az yedim, çok yedim konusu değildir. Bunların hepsi aşılır, ama beka giderse dünyamız gider, hayatımız söner.
Hacı Bektaş-ı Veli diyor ki: “İman bir hazine, iblis bir hırsız, akıl ise hazinedardır. Hazinedar giderse hırsız hazineyi çalar.” Esir bir kalbin imanı olur mu? Kiralık bir aklın inandırıcılığı mümkün mü?
İşte kalpte iman, millette beka, devlette akıl, şehide vefa Türk milletinin tarihi vasfı ve vakarıdır.
Bekayı bilmeyen milleti bilmez, tehditleri görmez, tarihten anlamaz, ecdadı tanımaz. Bakınız ne diyordu Gazali: “Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.” Beka özdür, payidar milli ömürdür. Kabukla uğraşan, kalburla elenip gitmeye de mahkumdur.
Yusuf Has Hacib demişti ki: “Yola çıkan insan yol üzerinde ev yapmaz. Göç eden insan eşyasını evde bırakmaz. Sen bir konuksun, bu dünya da bir konuk evi.” İnsan fanidir, devlet bakidir, milletin bekası ise daimidir. Buna hizmet ve riayet boynumuzun borcudur.
Dileğim milli beka hedefine herkesin kilitlenmesi, dürüst ve namuslu her siyaset adamının milli bekaya sahip çıkmasıdır. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti ancak bu sayede varlığını temin ve tescil ettirecektir. Bu nedenle zillette hayır yoktur, zilletle gidilecek yol yoktur.
Unutmayalım ki, “Başını acemi berbere teslim eden pamuğu cebinden eksik etmeyecektir.” Tecrübe bekayla önemlidir, Türkiye sevdası her şeyin önündedir. Hz. Ömer ne kadar isabetli söylemiş: “Dört şey asla geri gelmez: Söylenen söz, atılan ok, geçmiş hayat, kaçırılmış fırsat.”
Bir olursak, birlikte duruş gösterirsek hiçbir dış tesir, hiçbir müessir mihrak düşüşümüzü sağlayamayacaktır. Sayın Deniz Baykal'ın uzun bir aradan sonra gerçekleştirdiği Milletvekili Yemin Töreni'ne damga vuran beraberlik ruhu keşke hayatın her alanına yansımış olsaydı.
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi isminin Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak değiştirilmesinde gösterilen uyumun, anlayışın, işbirliğinin ve hoşgörünün hem kalıcı olması, hem yaygınlık kazanması huzursuzluk ve gerginlik tortularını kazıyıp atacaktır
Daha çok müşfikliğe, daha fazla muhabbet ve mutabakata ihtiyacımız olduğu kesindir. Çatık kaşlarla bir yere gidemeyiz, asık suratlarla, sıkılı yumruklarla, çatışmacı anlayışlarla, kamplaşmış vicdanlarla uzun mesafeleri kat edemeyiz.
Büyük ozanımız Yunus, asırlar önce hepimize tavsiye ve öğüt niteliğinde şunları söylemişti: “Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz.”
Göze nur gönülden gelirmiş. Sadırdan satıra, siretten surete sevgi ve saygıyla bütünleşip Türk milletinin asalet ve kudretini bütün dünyaya ispat etmek elimizdedir. Diyor ya Hacı Bektaş-ı Veli, “Okunacak en büyük kitap insandır.” Bu kitabı gönülden okursak hiç kimse bizi ayıramaz
Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi isminin Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olarak değiştirilmesinde emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, TBMM'de grubu bulunup da destek veren her partiye, her milletvekiline teşekkür ediyorum.
TBMM'nin 29'uncu Başkanı'nın seçileceği yarınki özel oturuma Milliyetçi Hareket Partisi tam kadro halinde katılıp AK Parti'nin değerli adayı Tekirdağ Milletvekili Sayın Mustafa Şentop'u eksiksiz destekleyecektir. Şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.
Son olarak, vefatından büyük bir üzüntü duyduğum saygın tarihçimiz Prof.Dr. Kemal Karpat'a Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyor, ailesine, bilim camiasına ve aziz milletimize başsağlığı temennilerimi iletiyorum. (sözcü)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...