Dünyanın en önemli sinema olaylarından Cannes Film Festivali, bugün Woody Allen’ın yönettiği 1930’lar Hollywood’unda geçen, başrollerini Kristen Stewart ve Blake Lively’nin paylaştığı ‘Cafe Society’ ile başlıyor. Son yılların kağıt üzerinde en heyecan verici seçkisine sahip festivalde, ‘Mad Max: Fury Road’la tozu dumana katan yönetmen George Miller başkanlığındaki jürinin işi zor. Nitekim jüri bugün basın toplantısında filmlere bakışlarıyla ilgili ipuçları verecek.
Sosyal meselelere eğilim
Cannes’da bu yıl Altın Palmiye ödüllü yarışta dünya sinemasının dev isimleri yer alıyor. Panama belgelerinde adının geçmesiyle gündeme gelen İspanyol yönetmen Pedro Almodovar, Yarışmadaki yeni filmi ‘Julieta’yla bu sefer sinemasıyla tartışılacak. Film, bir anne kız ilişkisini merkeze alan bir dram. İki Altın Palmiye ödülüne sahip olmak gibi bir avuç yönetmene nasip olmuş bir başarıya sahip Belçikalı Dardenne Kardeşler de yeni filmleri ‘La Fille Inconnue’yle yarışmadalar. Politik sinemanın diğer önemli ismi İngiliz yönetmen Ken Loach da ‘I, Daniel Blake’le seçkide yer alıyor. Loach, devlet yardımı alan orta yaşlı marangozu merkeze alan filmiyle bir kez daha sosyal meselelere eğilecek.
Yarışmaya son dakikada eklenen İran sinemasının Oscarlı yönetmeni Asghar Farhadi, ülkesinde çektiği yeni filmi ‘Forushande’yle tiyatrocu bir çiftin turnede ayrılmasını gösterecek. Uzun bir aradan sonra çektiği yeni filmi ‘Elle’ ile yarışma seçkisinde karşımıza çıkan ‘Temel İçgüdü’ ve ‘Total Recall’un Hollandalı yönetmeni Paul Verhoeven, Isabelle Huppert’in başrolünü üstlendiği bir gerilim sunacak.
Dünya sineması takipçilerinde büyük heyecan yaratan Romanya, bu yıl iki güçlü temsilcisiyle Cannes’da yarışıyor. İkinci filmi ‘4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün’le Altın Palmiye’ye uzanan Cristian Mungiu’nun aile ilişkilerine odaklandığı ‘Bacalaureat’ ve ‘Moartea domnului Lazarescu’nun yönetmeni Cristi Puiu’nun yönettiği baba figürünü kaybeden bir ailenin etrafında dönen ‘Sieranevada’, Romanya sinemasının yarışmadaki temsilcileri.
Fransız sinemasının ağırlığı bir kez daha yarışmada beklendiği gibi hissediliyor. Cannes’dan daha önceden kazandığı ödüller bulunan Bruno Dumont yeni filmi ‘Ma Loute’la, diğer önemli bir Fransız sinemacı Olivier Assayas ‘Personal Shopper’la, Nicole Garci ‘Mal de pierres’yle ve Alain Guiraudie ‘Rester Vertical’la, Altın Palmiye yarışındaki Fransız sinemacılar olarak dikkat çekiyor. Cannes Film Festivali, 22 Mayıs’taki ödül töreniyle sonlanacak.
Almanya’nın dönüşü
Güney Kore’nin önemli yönetmeni Park Chan-Wook yeni filmi ‘Agassi’ ve Filipinler’in önde gelen sinemacılarından Brillante Mendoza yönettiği ‘Ma’ Rosa’ ile Altın Palmiye için yarışıyorlar. Bir süredir Altın Palmiye yarışında filmi olmayan Almanya, bu duruma Maren Ade’nin yönettiği ‘Toni Erdmann’la son verdi. Yarışmadaki ABD yapımı filmler ise bağımsız sinemanın ikon yönetmenlerinden Jim Jarmusch’un imzasını taşıyan ‘Paterson’, Jeff Nichols’ın yönettiği ‘Loving’
ve Sean Penn imzalı ‘The Last Face’ olarak sıralanıyor.
milliyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...