Dave Prowse, Yıldız Savaşları serisinin en sevilen “Star Wars A New Hope-Yeni Bir Umut”, “The Empire Strikes Back-İmparator”, “Return Of The Jedi-Jedi'in Dönüşü” bölümlerinde Darth Vader’ı canlandıran İngiliz aktör. Prowse şu an 75 yaşında. Geçen hafta dünyada ilk defa yayımlanacak Darth Vader Özel Çizgi Roman’ı tanıtım için İstanbul’daydı. Darth Vader, Amerikan Film Enstitüsü tarafından hazırlanmış AFI’s 100 Year “100 Heroes and Villains” listesinde sinema tarihindeki en önemli üçüncü kötü karakter. Ama pek çoğumuz için ilk sırada. Yıldız Savaşları’nda imparatorluğun gerçek yüzünü yansıtan ve yarı mekanik yarı insan Sith Lordu Darth Vader seride gücün kötü yüzünü yansıtıyordu. Prowse ayrıca 1968 tarihli “The Champions” dizisinde, 1975’te çocuklara trafikte güvenliği öğreten bir süper kahraman “Green Cross Code Man”de de oynadı. Hatta bu rolle 2000’de İngiliz Şövalyelik Nişanı aldı. 1971 tarihli efsane Otomatik Portakal’da bodyguard, 1972'de Vampire Circus’ta sirk görevlisi, “The Horros of Frankenstein” ve “Frankenstein and the Monster from Hell” filmlerinde de Frankenstein rollerindeydi. Küçük bir rol olsa da “Casino Royale”de de görünmüştü.
Darth Vader en sevilen kötü adam. Ona hayat veren Dave Prowse’yi ise çok azımız tanıyor. Ama o bu durumdan çok rahatsız değil. Filmin en popüler zamanında bile sokakta dolaşırken “fark edilemeyen bir yıldız” olmaktan gurur duymuş. Stanley Kubrick gibi bir isimle de çalışan Prowse, onu “hayalleriyle yapabileceklerinin sınırını iyi bilen, sert ve aman vermeyen biri olarak” anlatıyor. Kubrick’in “Otomatik Portakal” filmiyle de gerçekten aktör olduğunu söylüyor.
- “Darth Vader” rolüne bürünüp, o kostümü ilk kez giydikten sonra dünyanız değişti. Aynı dünyaya uyanmadınız sanki. Bugünleri hayal edebiliyor muydunuz?
- Hayatımdaki büyük kırılma film beyazperdeye yansıdığında hemen başlamadı. Zamanla her şey büyüdü, sonra bir anda çığ gibi patlayıverdi.
- Filmi çekerken bunu hissetmiş miydiniz?
- Böyle olacağını düşünmemiştim. Çünkü “Yıldız Savaşları” ikinci sınıf bir uzay filmiydi. Sette eksiklikler vardı, Kimse aslında ne yaptığını bilmiyordu. Teknolojinin o dönemde nasıl olduğunu siz düşünün. Biraz hasbelkader başladı ama şans bizden yanaydı.
- Darth Vader maskesiyle sizi dünya tanıyordu. Ama gerçek hayatta pek tanınmıyordunuz. Sokaklarda dev posterler, reklamlar... Şöhreti maskenin ardında yaşamak özgürlük müydü yoksa ilk zamanlarda daha çok tanınmak ister miydiniz?
- Ben “fark edilemeyen bir yıldız” olmaktan gurur duyuyordum. Darth Vader bendim ve bunun verdiği tatmin, filmin zirve yaptığı dönemde bana yetiyordu. Zaten istediğim zaman görünür olma şansım da vardı. Ama film yapımcısı için herhangi bir aktördüm. Kimse Darth Vader’in böyle bir kahraman olacağını beklemiyordu.
- En son kostümünüzü ne zaman giydiniz?
- Tam ekipmanla 2000 yılında filmin bilgisayar oyununun tanıtımı için giydim.
- Bir takım da evinizde var mı?
- Filmde kullandığım maskem ve kaskım var ama tam köstümüm yok.
- “En sevilen kötü adam Darth Vader”, bunu nasıl yakaladınız?
- Kötüler de sevilir. Maskenin ardında olsam da, mimiklerim olmasa da beden dilim insanlara sempatik ve çekici geldi.
- Günümüz sinemasına baktığınızda hangi “kötüyü” seviyorsunuz?
- Smallville dizisinin kötü adamı Michael Rosenbaum yani Lex Luther favorim. Artık iyi kötüler yok.
- Stanley Kubrick ile “Otomatik Portakal” gibi kült bir filmde çalıştınız. Hep okuruz, Kubric zor bir yönetmen, gerçek bir efsane. O günlere dair aklınızda neler var?
- Tek kelimeyle büyük bir adam. Hayalleriyle yapabileceklerinin sınırını iyi biliyor. Oyuncusunu tanıyor, tanımaya çalışıyor. Doğru zaman, doğru yer, doğru kişi fenomeni onun için söylenmiş olmalı. Kubrick’in setinde ağlayan erkek oyunculara sıkça rastlardınız. Çok sert ve zor bir adamdı. İstediğini almadan bırakmazdı. Kısa bir sahne de olsa onu defalarca çekmeniz, onun istediği şekliyle defalarca yaşamanız gerekirdi. Ondan herkes korkardı.
- Sizi ağlattı mı?
- Ağlatmadı ama çok bekletti. Randevularına hep geç kalırdı ya da benimkilerine geç kaldı, bilemiyorum. Onunla çalıştığım dönemin büyük bir çoğunluğu onu beklemekle geçti. Sonuçta Stanley Kubrick zor bir adam, iyi bir dost. Hep derim “ben Kubrick’in filminde aktör oldum” diye.
- “Yıldız Savaşları” serisinin en çok sevdiğiniz bölümü hangisi?
- Beşinci bölümü çok seviyorum, altıdan ise nefret ediyorum. Zaten tüm bölümleri en fazla iki kere izlemişimdir. Ben Yıldız Savaşları’nı yaşadım, belki de o yüzden onu izlemeyi sevmiyorum.
- Superman’i canlandıran Christopher Reeve’i kondisyon çalıştırmışsınız ama hikâyenin aslı farklı sanırım.
- Superman’ı oynayacak birini arıyorlardı. Ben de vucüt geliştirmede tanınmış biriydim. Beni denediler ve kabul ettiler. Hatta ilk reklamlarda ben oynuyordum. Pek bilinmez ama kostümün ilk rengi turkuvaz ve mordur mesela. Her şey yolundaydı ki beni aradılar ve rolü benden aldıklarını söylediler. Çok sinirlendim, üzüldüm.
- Rolü neden aldılar peki?
- Ben İngilizdim. Bir Amerikan kahramanını bir İngiliz canlandırmazdı! Neden buydu işte... Ama iki hafta sonra arayıp Christopher’i çalıştırmamı istediler. Biraz düşündüm ve her şeye rağmen kabul ettim. Yapımcıya “bu adam kime benzesin?” diye sordum. Cevapları komikti; “sana benzesin.”
- Pişman değilsiniz ama. Çünkü bir Amerikan kahramanı olmak yerine dünyanın en sevilen kötü adamı oldunuz? Bence bu çok daha gurur verici.
- Aynı fikirdeyim.
Cumhuriyet
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...