Tüm dünyada izlenme rekorları kıran, sinema uyarlamasıyla Oscar kazanan 'Chicago' Maslak TİM Gösteri Merkezi’nde müzikal severlerin karşısına çıkıyor. 1920’lerin ekonomik buhran yıllarında geçen 'Chicago', kendisini terk etmekle tehdit eden sevgilisini öldüren Roxie Hart’ın hikâyesini anlatıyor. Müzikalde baş gardiyan 'Mama'yı oynayan Zee Aha ile konuştuk...
■ Türkiye’ye hoş geldiniz, burası ziyaret ettiğiniz kaçıncı ülke?
Çok güzel bir ülke burası hayran kaldım. Kişisel olarak Afrika dışında her yere gittim.
■ Gezgin bir oyuncu diyebiliriz size o halde, kariyerinize şarkıcı olarak başlamışsınız sonra 'Chicago' müzikali ile yollarınız nasıl kesişti?
Çok genç yaşta tiyatro yapıyordum. Ondan sonra pop şarkıcısı oldum. Temel olarak Boy George ve Culture Club ile çalıştım. 15 yıl gibi bir süre bu birliktelik devam etti. Boy George’un da hayatının anlatıldığı 'Tabu' isimli bir müzikalde Londra’da sahne aldığım sırada, 'Chicago' müzikaline oyuncu arayan casting direktörü tarafından keşfedildim.
■ Baş gardiyanlık ruhu nasıl bir şey?
Çok sert, eğlenceli ama altında naif bir ruh yatan kadın Mama Morton. Kızlarına göz kulak olan onları kollayan biri. Elbette kendi çıkarlarını ön planda tutuyor ama, yine de kızlarını her zaman önemseyen biri. Kendisi orada olmasaydı kızların başına kim bilir ne gelirdi diye düşünüyor.
■ Gezdiğiniz ülkeler içinde müzikal kültürün olmadığı ülkelerde var elbette, bu durumda izleyici ile etkileşiminiz nasıl oluyor?
Biz de bu durumun farkındayız. Londra’da ve Amerika da yaptığımız gösterilerde, biraz daha cinselliği ön plana çıkarabilirsiniz. Müzikali sergilediğimiz yerlerdeki insanların kültürlerine çok saygı duyuyorum. Ve izleyicilerin algılarında müzikalin hangi kısımlarının ters geleceğinin de farkındayım. Bu nedenle müzikal kültürü olmayan ülkelerde daha kibar ve nazik olursak seyircinin bize geri dönüşü de aynı şekilde olur. Bunun bilincindeyiz.
'BÜYÜK BABAM TÜRKİYE'DE YAŞAMIŞTI'
Müzikalde Amos Hart’ı oynayan İrlandalı David Ganly sorularımızı yanıtladı
■ İlk kez ne zaman müzikal izlemiştiniz?
7 yaşlarımdaydım. 'Joseph And The Amazing Technicolor Dreamcoat', Andrew Lloyd Weber’in bir müzikali. O kadar çok renk vardı, o kadar parlaktı ki. Ben İrlandalıyım orada müzikal yoktu o zamanlar, bu ilk gittiğim müzikal beni çok etkilemişti.
■ Bu müzikal sizin kariyerinizin şekillenmesinde etkili oldu mu?
Elbette, gençken kilise korosunda soprano olarak şarkı söylüyordum. Ama bunu hiçbir zaman profesyonel olarak yapacağımı düşünmüyordum. Hukuk okuyacak iken 19 yaşımda bir filmde 2 günlük bir rol almıştım. Hukuku bırakıp drama okuluna gittim.
■ Türkiye’ye ilk gelişiniz mi ?
Evet ilk gelişim ama büyükbabam Türkiye’de yaşamıştı. 2. Dünya Savaşı’nda büyükbabam donanmada iken Singapur’da esir düşmüş. Dönüşte yolu İstanbul ile kesişmiş ve burayı çok sevmiş. Beş yıl limanda çalışmış. Fakat işin ilginç yanı o İstanbul’da yaşarken eşi İngiltere’de onun öldüğünü düşünüyormuş. Hiç haber vermemiş sağ olduğunu. O nedenle aile için aslında kötü bir hikâye bu. Ama kesinlikle bir müzikal hikâyesi olabilir.
HaberTürk
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |