En Son Dine Merak Sarmıştı ANCAK...

2001-2003 yılları arasında Siirt Cumhuriyet Savcılığını yürüten Gültekin Avcı'nın son kitabı "Kürt Buhranı" çıktı. Avcı, kitabında, ülkemizin en önemli gündem maddeleri arasında yer alan "Kürt Sorunu" hakkında önemli değerlendirmelerde bulunuyor.

PKK terör örgütünün son zamanlarda Güneydoğu Anadolu halkını, manevi değerlerine hitap ederek yanına çekme çabası içerisinde olduğunu belirten Gültekin Avcı kitabında, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın yüce dinimiz İslamiyet hakkında söylediği çirkin sözlerin de bölge halkına iyi anlatılması gerektiğinin altını çiziyor.

Kitaptan Öcalan'ın İslamiyetle ilgili sözleri

"Ayet ve sünnetleri materyalist analiz çerçevesinde değiştirmek gerekir"

"Camilerde tiyatro oynanmalı! Namaz bir tiyatrodur!"

Bebek katili Apo, Kurban bir vahşet diyor!

Öcalan: "Günümüzün Allah'ı bilimdir."

"İslam inancı bir hastalık!"

"İslam dini Kürt'leri ezdi!"

"Öcalan: Muhammed'in kişiliği çelişkili!"

"Kürtler İslamlaştkça Kürtlüklerini unutuyorlar!"

Kitaptaki konu başlıklarından bazıları ise şunlar:

Apo'nun çocukluk hayali: "Ben hava kuvvetleri komutanı olacağım."

Abdullah Öcalan'ın karısı Kesire Yıldırım, MİT'çi Ali Yıldırım'ın kızıydı. Öcalan bir MİT mensubunun kızıyla evliydi.


MİT, PKK'yı kurması için Öcalan'a 10 Milyon lira verdi.

Dağlıca'daki saldırısında iletişim cihazlarına uydudan karartma uygulandı.

PKK, APO'yu mehdi ilan etti.

Yazar Gültekin Avcı, yeni kitabı "Kürt Buhranı"yla okuyucusuyla buluştu. Avcı, yeni kitabında son dönemlerin en önemli gündem maddelerinden olan Kürt Sorunu'nu tüm yönleriyle masaya yatırıyor. Kürt sorununu; terör örgütünün dini kullanarak bölgede etkin olabilme çabalarından, Kürtlerin Devlete ve terör örgütü Pkk'ya bakışına, Dinci terör örgütü Hizbullah – PKK'nın eylem stratejilerine ve sorunun çözüm yollarına kadar birçok noktasıyla irdeleyen Gültekin Avcı'nın son kitabı "Kürt Buhranı" Metropol yayınlarından okuyucusuyla buluştu.

Son yıllarda – batılı ülkelerin de yardımıyla –siyasal kimliğe bürünme çabası içerisine giren terör örgütü PKK, aynı zamanda bölge halkımızın dini kimliğini kullanarak insanımızı saflarına çekme politikası yürütmektedir. 1991 yılında PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın talimatıyla kurulan "Kürdistan İslami Hareketi" son dönemde faaliyetlerini hızlandırmıştır. Bunun en güçlü kanıtı ise DTP'nin bölgede düzenlediği mitinglerde sözde imamların, ellerinde Kuran-ı Kerim'le boy göstermesidir. PKK'nın dini kullanarak bölge halkının gözünde prim kazanma çabasına kanıt kuşkusuz, sadece DTP mitinglerinde boy gösteren PKK'lı imamlar değildir. Gelin sosyalist ve ateist bir yapıda bulunan PKK'nın, Abdullah Öcalan'ın Kürt'leri kurtarmak için Allah tarafından görevlendirildiğini savunan broşürlerine bir göz atalım:

"Yeri - göğü, taşı - toprağı, canlı - cansız bütün varlıkları yoktan var eden, vardan da yok edecek olan, ay ve güneşin şavkıyla tüm karanlıkları aydınlatan, iyi ile kötüyü ameline göre cezalandıran ya da mükâfatlandıran en son dinimiz olan Müslümanlığı yeryüzüne yaymak için Hz. Muhammed (s.a.v)'i yaratan ve bu gün de katliamcı, barbar, zulümkâr faşist Türk egemenlerine karşı Kürdistan halkının önderliği yapmasını emrettiği Abdullah Öcalan'ı başımıza önder eden yüce rabbimize şükürler ederiz. Yine yüce Allah'ımızdan dileriz ki zalimlere ve kâfirlere karşı, ezilen mazlum halkların, hak sahibi insanların başından, hak arayan böyle önderleri eksik etmesin."

Yazar Gültekin Avcı kitabında ayrıca terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın Papa'ya yazdığı ve Hıristiyanlık dinine hayranlığını ifade ettiği mektuba da yer veriyor. S. 216

Avcı kitabında, Siirt Cumhuriyet Savcılığını yürüttüğü 2001-2003 yılları arasında Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük terör cezaevi olan Siirt E Tipi Cezaevi'nde birebir görüşmeler yaptığı PKK ve Hizbullah terör örgütü mensuplarının fikir ve olaylara bakış açılarına da kitabında genişçe yer veriyor.

Kitabında "Türk Kürt kucaklaşması "DİN" ile gerçekleşir" tezini savunun Gültekin Avcı, konuyla ilgili şu ifadelere yer veriyor:

Ortak medeniyet figürlerinin en aktifi ve sürükleyicisi din olgusudur. Evet, aynı tarih birlikteliğine sahip Türk'ler ve Kürt'ler Müslüman'dır ve İslam kendisine mensup olanları kardeş ilan etmiştir. İki Müslüman'ın küs olmasını bile üç günle sınırlı tutmuştur. Ve yüzyıllardır aynı dini vecibeleri istikametinde beraber ölmüşler ve beraber doğmuşlardır. Bu itibarla doğu politikasında din paydasının altı kalın bir çizgiyle belirtilmeli, bu hususta gereksiz kaygılar içine girmemek gerekmektedir. S. 375