Başbakan Tayyip Erdoğan hakkında 'Sayın Öcalan' sözleri nedeniyle yapılan incelemede "Zamanaşımı dolmuştur, ayrıca suç kastı yoktur" diyen Ankara Başsavcılığı'nın verdiği takipsizlik kararı değişti. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 'zamanaşımı süresinin dolmadığı ve suç işlenip işlenmediğinin takdirinin de mahkemeye bırakılması gerektiği' gerekçesiyle kararı kaldırdı. Yargılama gerekliliğine işaret edilen karar kesin nitelik taşıyor. Bu nedenle takipsizlikte direnme hakkı olmayan Başsavcılığın, Erdoğan'ın dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle fezleke düzenleyip TBMM'ye göndermesinin mümkün olduğu bildirildi.
Erdoğan'ın, Avustralya'daki bir radyoda 2000 yılında yaptığı konuşmada Abdullah Öcalan'dan iki kez "sayın" ve şehitlerden de "kelle' diye söz ettiği ileri sürülmüştü. DTP yöneticileri 'Sayın Öcalan' ifadesini kullandıkları için mahkûm edilmeye başlanınca, başta CHP muhalefet Erdoğan'ın sözlerini gündeme getirmişti. Erdoğan aleyhine 10 ayrı suç duyurusu da yapılınca Ankara Başsavcılığı, TCK'nın 'Suçu ve suçluyu övmek' başlıklı 215. maddesi uyarınca Erdoğan hakkında inceleme başlatmıştı.
Erdoğan'ın konuşmalarının yer aldığı kasetleri inceledikten sonra kararını oluşturan Başsavcılık, hem 'söz konusu ifadelerin suç işleme kastıyla söylenmediği, dolayısıyla konuşmada suç unsurunun bulunmadığı' hem de 'zamanaşımının dolduğu' hesabıyla Erdoğan hakkında takipsizlik kararı vermişti. Takipsizlikle kapandı sanılan dosyada önemli bir gelişme oldu. Radikal'in edindiği bilgiye göre, Ankara Başsavcılığı'nın takipsizlik kararına itiraz edildi. Bu itiraz da yasa gereği Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'nca incelenerek karara bağlandı. Başkanlık, Erdoğan hakkındaki takipsizlik kararını hem "Zamanaşımı süresi dolmamıştır" hem de "Delillerin mahkemece takdir edilmesi gerekir" görüşleriyle takipsizlik kararını kaldırdı. Erdoğan hakkında yargılama gereğine işaret edilen karar, Başsavcılığa gönderildi.
Şimdi ne olacak?
Yargı çevrelerinde şimdi ne olacağı konusunda öne çıkan görüşler şöyle:
KARAR KESİN:
Takipsizliği kaldıran mahkeme kararı, itiraz üzerine verildiği için kesin: Başsavcılığın direnme hakkı yok.
YÜCE DİVAN PROSEDÜRÜ OLMAZ:
Erdoğan, soruşturulan suçu işlediğinde bakan-başbakan değildi. Dolayısıyla suçu görev sırasında işlediği kabul edilemeyeceği için, bakanlarla ilgili ancak TBMM Soruşturması yapılabileceğini şart koşan Anayasa maddesi uygulanmaz.
FEZLEKE ŞART:
Suç göreviyle ilgili olmadığından Başsavcılık işleme yetkili, ancak halen milletvekili olması nedeniyle Erdoğan hakkında yine doğrudan dava açamayacak. Başsavcılığın yapması gereken işlem, dava açılabilmesi için Erdoğan'ın dokunulmazlığının kaldırılması istemiyle fezleke düzenleyerek TBMM'ye göndermek.
Şimdi, gözler Başsavcılığın ne yapacağına çevrildi. Fezleke hazırlanır ve dokunulmazlığı kaldırılırsa Erdoğan iki yıl hapisle yargılanabilecek. "Sayın Öcalan" sözleri nedeniyle DTP'li Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk altışar ay hapse mahkâm edilmişti.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...