HDP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı Demirtaş, Artı TV’den Fatma Yörür'ün sorularını yanıtladı.
'Köprüyü geçmelerine az kaldı. Erdoğan-Bahçeli kavgası yakın' diyen Demirtaş, 'Erdoğan MHP’ye seçimlere kadar ihtiyaç duyduğundan, gönüllerini hoş tutmaya çalışıyor. Yakın zamanda Erdoğan-Bahçeli kavgasına tanıklık edilirken ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak' ifadelerini kullandı.
Demirtaş'ın Artı TV'nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle;
"AKP TAM ANLAMIYLA OTORİTER BİR REJİM İÇİN SEÇMENDEN OY İSTİYOR"
- AKP'nin seçim beyannamesinde “Güçlü meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye” sözünü değerlendirir misiniz?
AKP’nin tek hedefi “güçlü lider ve tek adam”dır. Ne söylerse söylesinler bu gerçeği gizleyemezler. AKP tam anlamıyla otoriter bir rejim için seçmenden oy istiyor. Ama bunu maskelemenin telaşı içerisinde laf kalabalığı yapıyor sadece. Gerçek niyetlerini bilmeyen kalmadı zaten.
- Devlet Bahçeli af konusunda ısrar ediyor. Bahçeli’nin af talebi nasıl sonuçlanacak?
Allah Bahçeli’yi affetsin. Bayağı günah biriktirdi çünkü. Şu anda adil bir yargılama yapılmadığı için suçlanan, ceza alan yüz binlerce insan için mutlaka iyileştirici, onarıcı ve adaleti sağlayan düzenlemelere ihtiyaç var. Bu bir af mı olur, başka yasal düzenlemelerle mi yapılır bunu tartışmak gerekir mutlaka. Ama bu konuda bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğu ortada. Bunun sınırını da MHP gibi mafya sever bir parti belirleyemez elbette.
- Devlet Bahçeli’nin şu anda ülke yönetiminde etkisi nedir?
Abartıldığı kadar etkili değildir. Erdoğan MHP’ye seçimlere kadar ihtiyaç duyduğundan, gönüllerini hoş tutmaya çalışıyor. Yakın zamanda Erdoğan-Bahçeli kavgasına tanıklık edilirken ne demek istediğim daha iyi anlaşılacak. Köprüyü geçmelerine az kaldı.
"SANDIK TAŞIMA KARARI HDP OYLARINI HEDEFLİYOR"
- Valiliklerin 19 kent hakkında yaptığı sandık taşıma-birleştirme talepleri HDP'nin itirazlarına rağmen kabul edildi.
Bu karar, özellikle HDP ağırlıklı seçmenin seçime katılım oranını düşürme amaçlıdır. YSK kararları kesin olduğu için itiraz da mümkün değil. Bu durumda her türlü tedbiri alarak, seçmenlerin oylarını kullanabilecekleri hazırlıkları yapmak gerekecek. Seçmenlerimizin de bu tür engellemelere inat, ısrarla gidip oylarını kullanmaları gerekir. 1 oy bile çok çok önemlidir.
- Daha öne de seçilen milletvekilleri ve belediye başkanları tutuklanarak başka şehirlere taşındı. Siz artık Edirne’desiniz. Eşiniz de buraya taşınmayı düşündü mü? Çocuklarınız bu durumu nasıl yorumluyor?
Eşim buraya taşınmayı hiç düşünmedi. Ama anlatıldığı kadarıyla Edirne’de yaşamak oldukça makul bir seçenek aslında. Sakin ve hoşgörülü bir kent olarak biliniyor. Çocuklarım için her ay Diyarbakır-Edirne arasında mekik dokumak zor olsa da, 1 saatlik görüş uğruna katlanıyorlar buna. En çok da onlara reva görülen bu zahmete üzülüyorum.
- Edirne’den bir milletvekili bekliyor musunuz?
Bu seçimde olabileceğine inanıyorum.
- Özgürken de seçim çalışması yürüttünüz, tutuklu olarak da seçim çalışması yürütüyorsunuz? Bu deneyime ilişkin farklılıklar neler?
Doğrusu ben burada seçim çalışması yürütmüyorum, yürütemiyorum. Ciddi bir siyasi skandala imza atmış, hukuksuzluk timsali yargı kararlarıyla buradayım. Dışarıdayken bile eşit ve özgürce seçim kampanyası yürütemiyordum. Burada tam bir abluka içinde çalışma yürütmem imkansızdır. Ben sadece, çalışmalara çok küçük katkılarla motivasyon desteği verebiliyorum. Hali hazırda bu seçim süreci siyasi tarihe, AKP yargısının rezaleti olarak geçmiş durumdadır.
"EKONOMİYİ AKP İÇİ MİHRAKLAR YÖNETİYOR"
- İktidar, ekonomiden sorumlu bakan ‘dış mihraklar’ diyor. Bugün Türkiye ekonomisini kim yönetiyor?
AKP içi mihraklar yönetiyor tabii ki. Ekonomik krizin müsebbibi olarak kim olduğu belli olmayan bir dış mihraklar failini göstermek ucuz ve basit bir yanıltma operasyonudur. Krizin, AKP dışında hiçbir savunması yoktur. Bunu artık AKP'ye oy vermiş olanlar da kabul ediyorlar.
"MEDYA VE YARGI PESPAYELİĞİ"
- Medya HDP’ye yer vermiyor. Siz sokağa çıkamıyorsunuz? HDP’nin baraj sorunu olacak mı?
Türkiye'de medyanın içler acısı durumu yeni yeni ortaya çıkmıyor. Basının onurunu temsil eden özgür ve demokrat medyayı bir kenarda tutarsak, Türkiye basınının tarihi maalesef hep şanlı şerefli değil zaten. Her dönem devletçi, iktidar ve güç yanlısı, zulümleri görmezden gelen, hatta katmerleştiren bir tutum içerisinde oldular. Medya patronlarının iktidarlarla girdikleri rant ilişkileri ise haberciliği tam anlamıyla zorbalığın borazanlığına çevirdi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...