Hürriyet'ten Hande Fırat'ın haberine göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya ile yaşanan 'kesintili dönemin' 2019’da aşılabileceğini belirterek, “Bölgesel konularda, başta İdlip olmak üzere Suriye konusunda yaptıklarımızı hep şükranla anıyorlar. Gerek AB, gerek diğer bölgelerle işbirliğimizi güçlendirerek adımlarımızı atmaya devam edeceğiz” dedi.
Almanya’ya verilen 136 kişilik FETÖ listesi için “duyarlı davranılmasını” isteyen Erdoğan, “Ancak bunların terör anlayışları bize oranla farklılık arz ediyor. Bizi doğru anlama konusunda zorlanıyorlar” değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, Euro 2024 Avrupa şampiyonasının Almanya’da kalmasıyla ilgili, “Açık konuşayım; çok da önemsemedim. Neticede masraftan kurtulmuş olduk” görüşünü dile getirdi. Erdoğan, Suriye’de çözüm için 7 ülkeyle Small Group (KÜÇÜK GRUP) adlı bir oluşuma giden Trump’a tepki gösterirken, Merkel’le arasında geçen ilginç diyaloğu anlattı.
'‘BİZİMKİ DE SMALL’ DEDİM'
Habere göre Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
- İdlib başta olmak üzere Suriye’yi konuşacağız. Amacımız daha olumlu istikamette daha iyi yere taşımak. Şimdi bir small grup diye bir şey çıkardılar. ABD, Mısır, Suudi Arabistan, İngiltere, Ürdün, Almanya, Fransa toplam 7 ülke var. Bu toplantılara Türkiye’yi çağırmıyorlar. Hatta hatta Suriye’yi çağırmıyorlar. Suriye hakkında toplantı yapıyorlar, Suriye bu toplantıda yok. O da Trump’ın düzenlemiş olduğu toplantı. Ben de Sayın Merkel’e ‘Bizimki de small’ dedim.
'AMACIMIZ ÜZÜM YEMEK'
- Almanya’da yaşayan büyük bir Türk topluluğu var. Ayrımcılık ve İslam karşıtlığı maalesef temel bir sorun olmaya devam ediyor. Camilere ve derneklere yönelik saldırılar endişe verici bir durumda. Bu durum Avrupa değerleri ile de çelişiyor. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, eşitlik ve çoğulculuk kavramları bu yüzden sorgulanır hale gelebiliyor. Dolayısıyla bu tür sorunları görmezden gelmemek lazım. Köln’de 10 bine yakın vatandaşımız, cami açılışına gelmelerine rağmen bizi doğrudan dinleme imkanı bulamadılar. Alman makamları güvenlik önemli vesaire diyerek bunun mümkün olamayacağını ifade ettiler. Biz de açılışı sınırlı sayıda bir katılımla gerçekleştirmek durumunda kaldık. Ama bizim amacımız üzüm yemek. Camimizin açılışını en güzel şekilde yapalım dedik. Bunu da başardık.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
- (Almanya ziyareti) Karşılama, güvenlik ve devlet protokolü anlamında güzel ve başarılı bir ziyaret oldu. BM Genel Kurul toplantılarından sonra devlet ziyareti için malum Almanya’ya geldik. Almanya ile ikili ilişkileri geliştirmek ve bölgesel konuları ele almak üzere bu ziyareti gerçekleştirdik. Bizler pozitif bir gündemle geldik.
- Hem Steinmeier’in hem de Şansöyle Merkel’in ev sahipliği gerçekten memnuniyet vericiydi. İkili ekonomik ilişkilerimizi daha da ileri götürebilme hususunda bir mutabakat sağlayabildik diyebilirim. Hazine ve Maliye, Ticaret ve Enerji bakanlarımız 21 Eylül'de zaten buradaydılar. O zaman ön görüşmeleri yapmışlardı. 25 Ekim’de Alman Ekonomi Bakanı büyük bir iş adamı heyeti ile ülkemize gelecek. Bu tür temasları artıracağız. Türkiye’de yatırımı bulanan Alman firmaları ile çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu şirketlerin Türkiye’ye olan ilgisi memnuniyet vericiydi. Biz de onları teşvik etmeye devam edeceğiz.
'NELER OLACAĞINI SÜREÇ GÖSTERECEK'
- (İadesi istenen terör örgütü üyeleri) İsimlerin tamamını bilmiyorum ama külliyetli bir liste. Almanya’da 136 kişilik bir liste. ABD’ye iletilen listede ise sayı o kadar değil. Almanya’ya PKK ile ilgili daha önce 4 binin üzerinde ismin olduğu klasörler verilmişti. ABD’ye de biliyorsunuz ki 85 koli belge ilettik. Daha sonra Sayın Trump, belgelerden ziyade isimlerin iletilmesini istedi. Biz de 20’nin üzerinde isim bildirdik. Neler olacağını önümüzdeki süreç gösterecektir. Ancak bunların terör anlayışları bize oranla farklılık arz ediyor. Bu hususta bizim gibi bir sorun yaşamadıkları için bizi doğru anlama konusunda zorlanıyorlar.
- Almanya’yla ilgili meselelerden biri de, PKK, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlerin Türkiye karşıtı eylemleri konusunda yeterince duyarlı davranılmaması. Alman makamlarının bunlara karşı daha etkin mücadele vermelerini bekliyoruz. Bu beklentilerimizi de kendilerine bizzat ilettik. Ulusal güvenliğimize tehdit teşkil eden yapılara karşı etkin mücadele bizim temel hakkımızdır. Türkiye’de tutuklu bulunan bazı kişilerle ilgili onların söylediklerine karşılık olarak da, gerçek bilgileri bize sormalarının daha isabetli olacağını ifade ettik. Hadiseleri Türkiye’de kabine karşıtı ya da başkan karşıtı olanlardan dinleyerek değil, resmi kanallardan da dinlemelerinin, ona göre atılmasının daha doğru olacağını anlattık. Hükümete karşı olanlarla yürümekle sağlıklı sonuçlar alınamayacağını belirttik. FETÖ konusundaki yaklaşım farklılığı ortada. Bu, Merkel ile yaptığımız ortak basın toplantısında da açıkça görüldü. Yeterli delil olmadığından söz ediyorlar. Tüm delilleri kendilerine verdiğimiz halde, mahkeme kararlarını ilettiğimiz halde, bunların adeta yok sayılmasını anlamak mümkün değil.
- (Ekonomi) Ülkemizde durumu toparlamaya başladık.
- (Almanya Cumhurbaşkanı ile yemek) Akşam yemeğindeki konuşmada o tür bir yaklaşım sergilenmesi çok şık olmadı. Biz sizinle görüşmeyi yapmışız, bu konuları da görüşmüşüz. Akşam yemeğinde yapılan bir konuşmada onları tekrar dile getirmenin gereği yoktu. Almanlar bile herhalde bundan rahatsız oldular. ‘Steinmeier yanlış yaptı, Erdoğan da haklı tepkisini ortaya koydu’ şeklinde konuşanlar olmuş. Biz bizim ülkemizde, bir misafirimizi yemeğe davet edip, ondan sonra böyle bir girişimde bulunmayız. Medya şöyle der, şunu yazar şeklinde yersiz yaklaşımlarla ya da iç politika adına o tür tavır sergilenmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.
- (Can Dündar) Toplantı ve gösteri hakkından bahseden bir ülkenin salon toplantısına izin vermekten çekinmiş olması tabii ki manidar. Bunu özgürlükle bağdaştırmak zor. Ama öbür taraftan da Türkiye’de 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birinin (Can Dündar) hukukunu aramaya soyunuyorlar. Ne alakası var bunun sizinle? Türkiye’de mahkum olmuş birisi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması var. Size düşen onu bize iade etmektir. Ayrıca Türkiye’de tutuklu 5-10 Almanın kendilerine verilmesini istiyorlar. Ben de onların belirli suçlardan yargılanmakta olduklarını anlattım. Almanya’da suç işleyen Türkler nasıl yargılanıyorlar ise bizde de suç işleyen kişi yabancı da olsa yargılanıyor. Kendilerine Türkiye’nin de bir hukuk devleti olduğunu hatırlattım.
'MASRAFTAN KURTULMUŞ OLDUK'
- (Euro 2024’ün Almanya’ya verilmesi) Açık konuşayım. Çok da önemsemedim. Bu hep böyle dönüyor. İki dünya kupasını veriyorsun, bir Avrupa kupasını veriyorsun. Aynı ülkede bunu yapıyorsun. Türkiye’ye gelince şöyle böyle diyorsun. Tesis ise bizim şu anda Almanlardan geri kalan bir halimiz yok. Çok modern ve kilometre olarak çok daha iyi tesislerimiz var. Hayırlı olsun. Neticede masraftan kurtulmuş olduk.
KAHVALTININ KONUSU
- Merkel ile yaptığımız kahvaltıda tüm bu konuları ele aldık. Ağırlıklı konumuz ekonomiydi. Müşterek olarak neler yapabiliriz bunların üzerinde durduk. Bu konu ile ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanı’mız muhataplarıyla, Maliye ve Hazine Bakanı’mız muhatapları ile çalışmaları yapacaklar. Savunma sanayine yönelik birçok adımları atabilme şansımızın olduğunu görüyorum. İleri teknoloji konusunda birçok adımları atabileceğimizi görüyorum. Aynı şekilde Sağlık Bakanlıkları olarak da müşterek Bazı adımları atabileceğimizi görüyorum. MR, tomografi gibi araç gereçleri var. Bunların birçoğu Siemens ile ilgili. Bunu da Siemens’in Başkanı ile görüşme imkânımız oldu, belki bunların Türkiye’de ortak üretimi söz konusu olabilir. Değişik yerlerde Siemens’de bazı yatırımlara girme imkânı da olabilecek. Bunları inşallah görüşeceğiz. Bu sabah Merkel ile kahvaltıda, raylı sistem konusun da kendileri ile konuştuk. Kendileri de notlarını aldılar. Bize düşen budan sonra bunun takipçisi olmak.
- (CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Niye gidiyorlar, borç para için gidiyorlar, borç para dileniyorlar' yorumlarına ilişkin) Gülünç. Birleşmiş Milletler’de yaptığımız konuşma ortada. Borç aldıysak nereden borç almışız bunu da söylesin. Bizim bu tür ziyaretlerde maksadımız, yabancı yatırımları ülkelerimize çekmeye yönelik adımlar atmaktır. Kaldı ki, biz görevi devraldığımızda hatırlarsanız Türkiye’nin IMF’e 23.5 milyar dolar borcu vardı. Kimler almıştı o borcu? Geçmişte CHP’nin de koalisyon ortağı olduğu dönemlerin bir borç yüküydü o. Bizim dönemimizde sıfırlandı o borç. Birilerinin iddialarının aksine, bizim IMF ile şu an herhangi bir işimiz olamaz. Biz şu anda ülkemizdeki durumu zaten toparlamaya başladık. Çok kısa zamanda bu sıkıntıyı atlatacağız, 2019’a da çok daha ciddi, çok daha farklı bir şekilde gireceğiz.
ABD Başkanı Donald Trump'un izlediği politika hakkında konuşan Erdoğan, "Küresel düzlemde Trump yönetiminin, tek taraflı politikalarının Avrupa’da da rahatsızlık yarattığını görüyorum. Gerek AB gerek diğer bölgelerle işbirliğimizi güçlendirerek adımlarımızı atmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...