İsmail Küçükkaya / Akşam
Erdoğan'la Baykal'ın adaylar satrancı
Yerel seçim ateşi giderek büyüyor. Özellikle büyükşehir adaylıkları için “kıyasıya bir rekabet” yaşanıyor. Yarış, yalnızca partiler arasında birbirlerine karşı değil, aynı zamanda aynı partideki aday adayları içinde de sürüyor. Uzunca yıllardır parti içi rekabetin bu kadar yükselmesine tanık olmamıştık. Baksanıza, düne kadar “favori” gösterilen isimler bile “vize” alamıyor. Üç dönemdir belediye başkanlığı yapan bir partilinin adı açıklanmıyorsa orada ciddi bir problem var demektir. Olmasaydı şimdiye dek çoktan anons edilmez miydi? Bir lider kendi adayını yıpratmak istemez. Halihazırdaki başkan uzun süre yeniden aday gösterilmiyorsa bu, bir ölçüde yıpranmaya yol açar. İnsanın aklına, “Acaba bunun arkasında başka partiden aday olmayı engelleme düşüncesi de var mı” sorusu geliyor.
Yerel seçimlerde adaylıklar konusunda Ankara’nın durumunu biliyoruz, İstanbul’la yatıp kalkıyoruz, “İzmir’i de görelim” dedim. Cumartesi günü Deniz Baykal’ın Ege turuna katıldım. Önümüzdeki haftanın siyasi gündemine ilişkin ipuçları yakalamaya çalıştım. Deniz Bey’in söz ve tavırlarından, siyaset sahnesinin bu bölümünde, gelecek bir haftada hangi oyunun perde alacağını, hangi repliklerin konuşulacağını anlamak istedim.
Deniz Bey, “İzmir adayını, ismi hariç her türlü özelliğiyle” tarif etti. Baykal’ın hafta sonunda, “Aziz Kocaoğlu ile devam edeceğiz” diyeceği tahmin ediliyordu, olmadı. Heyecanı son ana kadar diri tutmayı, bu arada Erdoğan’ın İzmir adayını öğrenmeyi bekliyor.
Baykal’ın gözü ve kulağı Ege’de, aklı ise Ankara’daydı. AKP’nin Ankara adayının kim olacağına ilişkin son gelişmeler sürekli olarak Baykal’a aktarılıyordu. AKP’nin MKYK toplantısıyla ilgili bilgi akışı sağlanıyordu. Deniz Bey’e “kesin Veysel Tiryaki” haberleri iletildi, o da “emin olmayın, son dakikaya kadar zorlanacaklar” karşılığını verdi. Temkinli olmayı tercih ediyordu.
Baykal Ankara’da rahat, kendisi açısından en iyi adayı koydu, şimdi Karayalçın’ın karşısına kimin çıkacağını görmek istiyor. Seçimi kazanacaklarına inanıyorlar, “olmasa bile yüksek oranlı oy alacağız” düşüncesindeler. Çankaya adayları ise sır gibi saklanıyor. Hem AKP’nin hem de CHP’nin Çankaya’da öne süreceği isimler hayli kritik. Liderler birbirlerini kolluyorlar. Adeta, birbirlerinin hamlelerini kollayan satranç ustaları gibiler. Baykal, kendi belediye başkanı Eryılmaz’la ilgili suç duyurusunda bulunarak rakibinin hiç beklemediği bir atak gerçekleştirdi.
AKP’ye rakı fabrikası sahibi aday olur mu?
Baykal AKP’nin İzmir adayını merak ediyor. Teşkilatına “kazanmak yetmez, İzmir’de ciddi oy artışı bekliyorum” talimatı veriyor, çıtayı yüksek tutuyor. AKP de İzmir’e asılıyor. Nükhet Hotar, Cemil Şeboy, Fatih Dalan, Selim Gökdemir ve Süha Tanık gibi isimler konuşuluyor. Mahmut Özgener ikna edilemiyor. Ekrem Demirtaş ve Ahmet Vefik Alp isimleri de dillendiriliyor. Ekrem Demirtaş “benim rakı fabrikam var, beni aday göstermezler” diyormuş. AKP il teşkilatından da sürpriz adaylar konusunda nabız yoklanıyormuş. MHP İzmir’de İl Başkanı’nı aday göstermiş. Bu zaten dinamik olan teşkilatların çok çalışacağı anlamına gelir. Sağdaki oy dengesi bakımından önemli gelişme. Aynı durum Ankara’da geçerli. MHP’nin Ankara adayı Beypazarı Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Sevilen, çalışkan ve dürüst bir isim. Milliyetçi muhafazakâr camiadan tahminlerin ötesinde oy alırsa, AKP’nin işini zorlaştırır.
Bana kalırsa Aziz Kocaoğlu artık İzmir adayı olarak gösterilme noktasında. Dürüstlüğü ve mütevazılığı bunda belirleyici olmuş. Zaten bu seçimde dürüstlük konusunun temel tercih noktalarından birisi olacağını düşünüyorum. Başbakan Erdoğan’ın adaylık kararlarında bu hassasiyet nedeniyle acele etmediğine inanıyorum. Şaban Dişli ve Dengir Fırat’la ilgili tasarruflar hiç de yabana atılacak cinsten değildir.
Baykal, İzmir’deki konuşmalarında sürekli yolsuzlukla mücadele ve dürüstlük vurgusu yaparak, Kocaoğlu’nu övdü.
Baykal, Ergenekon’u konuşacak
İzmir şehir içinde otobüste sohbetimizde Deniz Bey, son birkaç günde Zaman Gazetesi’nde “Uzun zamandır Baykal Ergenekon’la ilgili açıklama yapmıyor. Ergenekon’un ne kadar ciddi bir dosya olduğunu o bile anladı” mealinde yazılar çıktığını belirtirken, “böyle yazıyorlar, olur mu hiç? Nasıl olsa hakimler devreye girdi diye susuyorum, yanlış yere çekiyorlar. Bir-iki güne kadar konuşayım da Ergenekon’un ne kadar boş olduğunu yine hatırlatayım” dedi. Bu tavrı ilginç buldum.
Baykal İzmir’de bir dizi açılış gerçekleştirdi. Bunlardan birisi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin konser salonuydu. Hakikaten güzel ve çağdaş bir salon yapmışlar. Açılış resepsiyonuna bir saat kala Baykal, Aziz Kocaoğlu’na takıldı, “takım elbiseli gelebiliyor muyuz, ütüsüz pantolonla salona alıyor musun?” diye sordu, gülümsedi. Ardından “kendin için smokin getirt, bu akşam smokinli ol” talimatını verdi. Söze girdim, “çarşaf açılımınız var, smokini de unutmuyorsunuz” esprisi yaptım. “Tabii” dedi, “İzmir’in de bir standardı var” diye ekledi.
Yerel seçimler sadece heyecanlı değil aynı zamanda renkli geçeceğe benziyor.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |