TBMM’den geçmesi planlanan düzenlemeleri yazdık. Ancak tasarıya girmek isteyenler de var. Bağ-Kur’dan geriye doğru borçlanma hakkı isteyen çiftçiler ile staj ve çıraklığı borçlanmak isteyenler bunlar arasında.
Vergi kaydı, esnaf oda-dernek kaydı veya şirket ortağı olanlara, 2008 yılına kadar 5 defa geriye doğru borçlanma imkânı sağlandı, 6’ncısı da yolda, ancak tarımla uğraşan vatandaşlara bu hak hiç verilmedi; taslakta yine kapsam dışı tutulmuş. Tarımla uğraşan ancak Ziraat Odası’na kayıt yaptırmayan veya sattığı ürün için hiç tevkifat belgesi almayan çiftçiler, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan tarımsal destekleme almakta ancak Sosyal Güvenlik Kurumu tarım sigortası kapsamında sayılmamakta, neden olarak da Ziraat Odası kaydının olmaması gösterilmektedir. Ziraat Odası kaydı yaptırsa da geriye doğru sigortalılık hakkı verilmemektedir. Muhalefetin, 6111 sayılı torba kanun hazırlıklarında bu konu hakkında vermiş olduğu önergeler kabul görmedi.
GERİYE DOĞRU OLSUN
Kahramanmaraş- Elbistan’da yaşayan Yunus Amca, 2002 yılından beri tarımsal destek aldığını, ancak üretiminin büyük olmadığından Ziraat Odası kaydı yaptırmadığını, sattığı ürün için de müstahsil makbuzu almadığını belirterek “Tarım Bakanlığı beni çiftçi sayıyor fakat Sosyal Güvenlik Kurumu saymıyor” diyor ve torba kanunda kendilerine de en az 2002 yılına kadar geriye doğru borçlanma hakkı verilmesini istiyor. Ancak bakanlıktan aldığı ‘Sarı Kart’la balıkçılık yapan sigortalı sayılırken, aynı bakanlıktan tarım desteği alanlar ise sigortalı olamıyor. Destek alana sigorta yok Çiftçilerle staj yapanlar borçlanma hakkı istiyor
BORÇLANMA İLE EMEKLİLİK 4 SENE ÖNE ÇEKİLEBİLİR
Sosyal güvenlik sisteminde iki tür prim ödeme şekli ve bildirimi vardır. Bunlardan ilki iş kazası-meslek hastalığı sigortası da denilen “kısa vadeli sigorta”, diğeri de yaşlılık-malullük-ölüm sigortası denilen “uzun vadeli sigorta”dır. Emeklilik olarak bilinen primler de uzun vadeli sigorta primlerini içerir. Kısa vadeli sigorta, sadece çalışılanstaj yapılan sürede çalışanınstajyerin başına gelebilecek meslek hastalığı ve iş kazası içindir. Primlerini de (stajyer ve çıraklarda) okulları öder. Normalde staj süresi sigortalılığı, emeklilik için başlangıç kabul edilmiyor. Ancak SGK’nın 2010/106 sayılı genelgesine göre, meslek lisesi stajı veya çıraklık sigortası başlangıcından sonra doğum yapanlar, isterlerse doğum borçlanması ile emekliliklerini 4 sene öne alabilirler. SGK, emeklilik primi ödenmeyen staj veya çıraklık sigortası başlangıcını nasıl doğum borçlanması için başlangıç sayabiliyorsa, erkeklere de (kadınlara da) çıraklık ve stajı borçlanma hakkı tanımalıdır.
ÖZAL ZAMANINDA GEÇEN YASA ÖRNEK OLABİLİR
Özal zamanında geçen yasa örnek olabilir 1987’de Turgut Özal hükümeti zamanında TBMM’den geçen bir yasayla olduğu gibi bugün de isteyenlere çıraklık ve meslek lisesi staj süresini tıpkı askerlik borçlanması gibi borçlanma hakkı verilmelidir. Zira binlerce stajyer ve çırak, o yılları borçlanarak başlangıç saydırmak için can atıyor ve bana göre de haklılar.
İKAMET EDENLER BORÇLANMA HAKKI PEŞİNDE
Türkiye’de yaşayan ev kadınları da gurbetçi hakkını talep ediyor. Yabancı ülkede yaşayan ev kadınlarına 3201 sayılı kanun gereğince borçlanarak emekli olma hakkı verilmiştir. Türkiye’de ikamet eden ev kadınlarına 5510 sayılı kanun öncesinde eşlerinden sağlık hizmeti alma hakkı olanlara sağlık primi ödemeden isteğe bağlı sigortalı olma imkânı bulunmaktaydı. Ancak 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunda bu hak ev kadınların elinden alınmış oldu. Bunun yerine evde örgü örüp satanlara vergi dairelerinden alacakları muafiyet yazısına istinaden düşük prim ödeme imkânı getirilmiş olmasına karşın eski hakkı tam geri getirmediği gibi başka mağduriyetlere neden olmuştur. Şöyle ki: Ev kadınlarından evde örgü örmek istemeyenler, bu haktan yararlanmak için vergi dairesine yalan beyanda bulunmak zorunda kalıyorlar. Bu haktan yararlanan ev hanımlarının çalışan eşlerinin aile yardımları kesiliyor ve düşük prim ödemenin hiçbir avantajı olmuyor, normal primi dahi geçiyor. İsteğe bağlı sayıldığından doğum borçlanmasından yararlanamıyorlar. Bu nedenle torba kanunda yapılacak düzenlemeyle, Türkiye’de ikamet eden ev kadınlarına, eşlerinden dolayı GSS hakkı bulunması halinde sağlık primi ödemeden isteğe bağlı hakkı verilmeli, ayrıca bu kapsamdaki ev kadınlarına 2008 yılına kadar geriye doğru borçlanma hakkı tanınmalıdır.
DOĞUM İZİNLERİ TARTIŞMA KONUSU
Torba kanuna girip girmemesi tartışılan konulardan biri de doğum izninin artırılması meselesi. Halen doğum öncesi 8, doğum sonrası 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta olan doğum iznisüresinin artırılması da tartışılan konulardan birisi. Mevcut tasarıya göre, doğum izninin 20 haftaya çıkarılması planlanıyor. Ancak bu konu daha netlik kazanmadı. Zira bu durumun kadın istihdamını azaltmasından korkuluyor. Konuyla ilgili Bakan Çelik, “Bunun 20 hafta olması konuşuluyor ama biz bakanlık olarak iş dünyası ve sendikalarla beraberiz. Orada gördük ki bu kadının istihdamına bir avantaj değil dezavantaj olarak yansıyacak. Kadının çok izinli olması demek, çok sayıda kadının istihdamı anlamına gelmiyor. Burada bu dengeleri doğru kurmamız gerekiyor. Bu nedenle de bu konu birinci önceliğimiz değil” demiştir.
habertürk/ali tezel
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...