Habertürk yazarı usta gazeteci Fatih Altaylı, bugünkü köşesinde kendisine yöneltilen "programlarında siyaset yapmamak için bilimden, sanattan konuşuyor" eleştirilerine yanıt verdi.
Fatih Altaylı, "Yıllar önce Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya karar verip, televizyonda bilim programı yapmaya başladım. Herkes delirdiğime hükmederken, benim tek bir amacım vardı. Gençlerde küçük bir bilim ışığı yakmak, bilim sevgisini aşılayacak bir minik klinik kurmak, temel bilimlerin gereken saygıyı ve ilgiyi görmesine minicik de olsa bir katkıda bulunmak" dedi.
"Şimdi Türkiye 2 bilim insanı ile övünüyor. Prof. Uğur Şahin bugün 'En zengin Türk' sıfatını elde etti" diyen Altaylı "Şimdi bazı kalın kafalılar benim niye o programları yaptığımı ve onlara rağmen yapmaya devam ettiğimi anlamışlardır. Ama hiç zannetmiyorum anladıklarını" ifadelerini kullandı.
İŞTE ALTAYLI'NIN YAZISI:
Yıllar önce Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya karar verip, televizyonda bilim programı yapmaya başladım.
Bilimden, sanattan, rönesanstan, felsefeden, uzaydan, fizikten, kimyadan, öte gezegenlerden, kuantumdan, exoplanetlerden, malzeme biliminden, roketlerden konuşmaya başladık.
Herkes delirdiğime hükmederken, benim tek bir amacım vardı.
Gençlerde küçük bir bilim ışığı yakmak, bilim sevgisini aşılayacak bir minik klinik kurmak, temel bilimlerin gereken saygıyı ve ilgiyi görmesine minicik de olsa bir katkıda bulunmak.
Türkiye’nin bir geleceği var ise bilgideydi.
Bilgi yoksa gelecek de yoktu bana göre ve bunun için elimden gelen, bildiğim tek şeyi yapmalıydım.
Gençlere sürekli olarak bilimin ve bilginin hem para eden, zenginlik getiren bir şey hem de tatmin edilmesi mümkün olmayan en büyük zevk olduğunu anlatmaya çalıştık.
Muhalefeti iktidara sürekli küfretmekten ibaret zanneden bazıları benim ne yapmaya çalıştığımı anlamadılar bile.
“Vay korkak vay. Siyaset yapmamak için bilim konuşuyor” demeye başladılar.
Murat Ongun isimli bir gazeteci programa tehdit ve hakaret dolu bir mail göndererek “Korkuyorsun. Ama biz iktidara gelince korkular bitecek ve sizlerden de hesap soracağız” gibisinden bir mail attı.
Ben de kendisine küfürle yanıt verdim.
O da ertesi gün bu küfrü bütün Türkiye’ye duyurdu ve beni de dava etti.
Bilgiye, bilime ve liyakata önem vermeyen bir iktidara en önemli muhalefetin bilgiyi öne çıkararak yapılacağını anlayacak birisi olmasını beklemediğim için kızmadım bile kendisine.
Ve şimdi Türkiye 2 bilim insanı ile övünüyor.
Prof. Uğur Şahin ve eşi Dr. Özlem Türeci.
Corona aşısı bulan BioNtech’in iki kurucusu.
Ve Prof. Uğur Şahin bugün “En zengin Türk” sıfatını elde etti.
Yıllarını iş dünyasında geçiren Hüsnü Özyeğin’i de Koç ailesinin fertlerini de geçerek.
Türk devletinden ihale alanları, 5 ünlü müteahhidi, yapıp işletenleri, yapıp işletmeyenleri, özelleştirme şampiyonlarını, hepsini ama hepsini sollayarak.
Bilim ile, bilgi ile.
Sadece ve sadece kafalarındaki ile.
Bugün gezegendeki en zengin Türk onlar.
Şimdi bazı kalın kafalılar benim niye o programları yaptığımı ve onlara rağmen yapmaya devam ettiğimi anlamışlardır.
Ama hiç zannetmiyorum anladıklarını.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |