Bir adam dünyayı kaç kere kurtarabilir? Yedinci gün, iki saatlik özel televizyon filmi Redemption ile başlıyor. 24: Redemption, 26 Şubat Perşembe akşamı saat 21.00’de CNBC-e’de...
Jack’i tamamen yeni bir ortamda görmek de oldukça güzel. Giriş bölümü bu yılın başlarında CPU’nun parlak ekranlarından çok uzakta olan Güney Afrika’da çekildi. Yapımcılardan Howard Gordon “Özellikle altıncı sezonun finalinde Jack’in morali çok bozuktu, bu yüzden dizide taze hava solumak istedik. Los Angeles yorucuydu ve Jack’i yabancı topraklarda bulunan bir yabancıya dönüştürmek 24’ün dünyasına yeni bir enerji getirdi” açıklamasında bulunuyor mekan değişikliği için.
Sutherland, Cape Town’a indiği anda yenilenmiş hissettiğini söylüyor; “Cape Town’a benzeyen bir set inşa edebilirdik ama yüzleri, ruhu ya da mekanın atmosferini taklit edemezsiniz. Etrafımdaki dünyayla uzun süredir bu kadar bağlantılı olmamıştım ve mekana duyduğum sevginin ekrana yansıyacağını düşünüyorum”.
Çekimler sırasında ekip izdihama yol açan bir ilgiyle karşılaşmış. Bu izdihamın önemli bir nedeni dizideki Afrikalı isyancı lideri canlandıran Hakeem Kae-Kazim’ın kıtanın başlıca yıldızlarından olması. Ama Sutherland’in en çok takdir ettiği Afrikalı çocuk oyuncularmış; “Bu çocuklar hayatlarında ilk defa böyle bir şey yapıyorlardı ve bu deneyim çok ilham vericiydi. Amerika’da çocukların iPod’ları ya da oyun aletleri olmadan 10 dakika bile geçirdiklerini göremezsiniz. Burada çocuklar keyifli bir şekilde etrafta koşuşturuyor, sopalarla taşlarla oynuyorlar. Eve gidip çocuklarımın bütün bilgisayarlarını atmak istedim.”
TV filmi niteliğindeki bu bölüm hakkında çok fazla bilgi vererek heyecanı kaçırmak istemeyiz, ancak size şu kadarını söyleyebiliriz: Tecrübeli oyuncu Jon Voight’u, düşmanlarını yıldırmak için her yola başvuran bir suçlu olan Jonas Hodges rolünde izleyeceğiz. Sutherland; “Jon erken bir giriş yapacak ve onu gördüğünüz an şimdiye kadar 24’te izlediğiniz en korkutucu suçlulardan biri olduğunu hemen anlayacaksınız” diyor.
JACK KEFARETİNİ ÖDÜYOR
24: Redemption başlı başına diziden bağımsız algılanabilecek bir yapım gibi görünse de, aslında yeni sezona geçerken hikayeyi bağlamak adına çok önemli bir rol oynuyor. Altıncı sezonda dünyayı kurtarma işini bırakan Jack’in yeni sezonda tekrardan dünyayı kurtarma işine dönüşüne kadar geçen zamanda ona neler olduğunu ve karakterin iç hesaplaşmasına tanıklık ediyor. Yedinci sezonda Jack, Washington’a geri dönecek. Hem de CTU’dayken dünyayı kurtarmak adına da olsa işlediği suçlar ve yaptığı işkenceler yüzünden Senato tarafından yargılanmak için. Yönetmen Jon Cassar; “Giriş bölümü tek başına bir televizyon filmi gibi, ama aynı zamanda da altıncı sezonu, Jack’in hükümetle tonlarca sorun yaşayacağı yedinci sezona bağlıyor. Redemption’da Jack’in sürgündeki gezgin dönemini sona eriyor” diyor. Her ne kadar Jack’in yedinci sezonun başında ülkesi için yaptığı onca fedakarlıktan sonra yargılanması acımasızca görünse de Jack, altı gün içinde amacına ulaşmak için pek çok “günah” işledi. Bu nedenle de bu özel bölümün adının kefaret anlamına gelen “Redemption” olması büyük anlam ifade ediyor. Geçmiş günahlar ve pişmanlıklar 7. günde de Jack’in yakasını bırakmayacak ve kefaret, yeni sezonun ana konusu olacak.
Tüm bunlar olurken, Washington’da değişim rüzgarları esiyor. Altıncı sezon biteli üç yıl olmuş ve ABD’nin ilk Kadın Başkanı Allison Taylor’ın göreve başlama günü gelmiş. Afrika’da gelişmekte olan süreç, göreve başladığı an “Bayan Başkan”ın birinci önceliği haline geliyor. Allison Taylor’ı canlandıran iki Tony ödüllü deneyimli oyuncu Cherry Jones diziyle ilgili, “Tiyatro oyunlarında genellikle bir ya da iki karakter hikaye için önemlidir ve büyük risklerle karşılaşır. Ama 24’te her sahnede, her an, her oyuncu kilit önem taşıyor. Bence bu çok harika bir şey” yorumunda bulunuyor.
AFRİKA’DAN İZLENİMLER
Jack Bauer’ı son gördüğümüzde uyuyan güzel Audrey’yi öptü ve ardından silahını bir uçurumdan aşağıya atarak milyonlarca hayranını merakta bıraktı. Tabii o zamanlar yazarlar grevi gibi faktörlerin bizi Jack’ten uzak tutup bir buçuk yıl boyunca yeni sezonda ne olacağına dair merak içinde bırakacağını bilmiyorduk.
24’ün uzun süredir merakla beklenen yedinci sezonu bir sürprizle başlıyor. 26 Şubat’ta CNBC-e’de izleyeceğimiz 24: Redemption adlı iki saatlik film altıncı sezonla yeni sezonu birbirine bağlıyor.
Kiefer Sutherland; “Bu giriş bölümünde ‘Hey, bizi hatırladınız mı?’ gibi bir şey söylüyoruz” diyor ve herkes gibi kendisinin de yeni sezonun başlaması için sabırsızlandığını ekliyor. “Diziye hala ilgi olduğundan emin olmak istedik. Büyük şölen başlamadan önce küçük bir tat sunmanın iyi bir fikir olduğunu düşündük.”
Jack’in yemek yediğini hiç görmediğimiz hesaba katılırsa ilginç bir benzetme, ne de olsa yapımcılar bir bardak suyun bile dizinin temposunu çok yavaşlatacağını inanıyor. 24: Redemption adını taşıyan bu bölüm, 24’ün tüm heyecan verici öğelerini barındırıyor: Amansız kötüler, büyük ihanetler, çok sayıda patlama ve tabii ki gerçek zamanlı bir şekilde bütün bunları çözmeye çalışan bir kahraman.
Ancak bu bölümü, diğer 24 bölümlerinden ayıran çok önemli bir fark var. Los Angeles’ın kavurucu güneşi altında geçen yıllardan sonra 24: Redemption, Jack Bauer’in kendini keşfetmek için çıktığı dünya turunda uğradığı Güney Afrika’da geçiyor. Sutherland, başına gelen onca olaydan sonra içsel bir keşif seyahatine çıkan karakteri için çok derin bir çalışma yaptığını, Jack’in düşüncelerini not ettiği bir günlük tuttuğunu açıklamıştı.
“Her sezona başlamadan önce, kafamı Jack’inkiyle senkronize edebilmek için bir karakter kitabı yazar ve bunu destekleyecek bir hikaye yaratırım. Bu yıl, Jack’in Batı dünyasından uzaklaşacağını ve birinci sezonun başında olduğu yere gideceğini, Doğu Blok’unda çalışacağını yazdım. Kazakistan’dan Ortadoğu’ya, Hindistan’a ve oradan da arkadaşı Carl ile buluşmak için aşağıya Afrika’ya geçiyordu.”
Jack’in arkadaşı Carl Benton, acımasız bir diktatörün milislerine dönüştürmeye çalıştığı fakir Afrikalı çocukları eğitmeye çalışan bir misyoner. Bilmeniz gereken bir diğer şey de kanlı bir askeri darbenin yolda olduğu. Eğer bunun Jack için sırt çantasını atıp dünyayı kurtarmaya koyulması için bir davetiye olduğunu düşünüyorsanız, haklısınız. Filmin esas karakterlerinden Carl Benton’ı The Full Monty filminden hatırlayacağınız aktör Robert Carlyle canlandırıyor. Carlyle, Sutherland’in yakın arkadaşıymış ve Sutherland arkadaşının bu rolü alması için çok ısrar etmiş. Bu durum birlikte oynadıkları sahnelerdeki başarılı performansı da açıklıyor.
24.cnbce.com
KADIN BAŞKAN GÖREVDE
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |