İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülecek kanun tasarısıyla ilgili "OHAL yetkilerinin olağanlaştırılması yolunda bir adım daha atılması anlamına geliyor." açıklamasında bulundu.
Yeni düzenlemenin hak ihlallerine yol açacağını belirten örgüt, gözaltı sürelerinin uzatılacağı, seyahat ve toplanma özgürlüğünün kısıtlanacağı, hakimlerin meslekten çıkarılmasına olanak tanınacağına dikkat çekti.
"OHAL'in sadece adı kaldırıldı"
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya direktörü Hugh Williamson, hükumetin kanun tasarısından vazgeçmesi çağrısında bulundu.
Türkiye’de insan haklarını ve hukukun üstünlüğünün tam olarak yeniden tesis edilmesi gerektiğini kaydeden Williamson, “OHAL’in kaldırılması insan hakları açısından iyi bir işaret olarak görülmeliydi ama bu kanun tasarısından açıkça anlaşılıyor ki hükümet OHAL’in sadece adını kaldırmayı planlıyor. OHAL bitmiş olmasına bitti, ama hukukun üstünlüğü de bitti.” şeklinde tepkisini dile getirdi.
12 güne kadar gözaltı
Planlanan düzenleme kolluk kuvvetlerinin “terör ve örgüt faaliyetleri kapsamında” veya devlete karşı işlenen diğer suçlardan şüpheli olarak gözaltına aldığı kişileri 12 güne kadar gözaltında tutmasına olanak sağlıyor. Örgüt bu gözaltı süresinin, OHAL sırasında uygulanan ve 14 güne kadar uzatılabilen 7 günlük gözaltı süresiyle aynı uzunlukta olduğuna dikkat çekiyor. Örgüt darbe girişiminden bu yana Türkiye’de kolluk gözetimi altında yaşanan işkence ve kötü muamele vakalarının arttığını belirterek bu yeni durumun endişe verici olduğunu kaydediyor.
"Yargı erki üzerinde siyasi kontrol artabilir"
Kanun tasarısı hükümete, üç yıl boyunca, “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” devlet görevlilerini, yargıçları, savcıları, askeri personeli veya kolluk mensuplarını azletme yetkisi veriyor.
Düzenlemenin yargı erki üzerindeki siyasi kontrolü daha da artmasına yol açabileceği belirtilen örgüt açıklamasında "yürütmenin hoşuna gitmeyecek bağımsız kararlar verme ihtimali olan hakimler, sürekli olarak azledilme ve yargılanma tehdidi altında tutulabilecekler." ifadesine yer veriliyor.
Kanun tasarısı ayrıca azledilen kişilerin pasaportlarına el konulmasına, eşlerinin pasaportlarının iptal edilmesine ve ailesiyle ilgili bilgi toplanmasına da olanak sağlıyor.
"OHAL'in keyfi uygulamaları kalıcı hale geliyor"
Meclis Adalet Komisyonu'nda 19 Temmuz’da görüşmeye başlanan 23 maddelik kanun tasarısında amacın terör örgütleriyle olağan dönemde etkin mücadele edilebilmesi ve anayasal güvence altındaki temel hak ve özgürlükler korunmak suretiyle darbe girişimlerinin engellenmesi olarak ifade ediliyor. İnsan Hakları İzleme örgütü ise açıklamasında insan hakları ihlallerinin artacağı uyarısı yapıyor: "Tasarı Cumhurbaşkanına iki yıllık OHAL süresi boyunca getirilen keyfi ve orantısız önlemleri kalıcı kılabilmesi için çok büyük bir alan açıyor."
"Seyahat ve toplanma özgürlüğüne kısıtlama"
Örgütün açıklmasında tasarının 'muğlak kamu düzeni' gerekçeleriyle seyahat ve toplantı özgürlerinin ciddi bir şekilde kısıtlanmasına da izin verdiğinin altı çiziliyor. Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesinden sonra Cumhurbaşkanı tarafından atanan valilere verilen geniş yetkileri eleştiren örgüt, "Bu tür yetkilerin silahlı bir kalkışmanın engellenmesi gibi meşru amaçlarla kullanılması mümkün olsa da, bu yetkilerin, barışçı protesto gösterisi ve toplanma haklarını, ya da Türkiye içinde seyahat özgürlüklerini kullanan kişilere karşı keyfi ve ayırımcı bir şekilde kullanılmasını engelleyebilecek hiç bir mekanizma yok." ifadelerine yer veriyor.
"Gözaltında hak ihlalleri artabilir"
Kanun tasarısının kolluk güçlerinin, savcılığın onayıyla şüphelileri ek ifade almak için aynı olayla ilgili olarak tekrar tekrar gözetim altına almasını mümkün kılan bir düzenleme içerdiği hatırlatılan açıklamada OHAL sırasında da benzer uygulamanın olduğuna dikkat çekiliyor.
Bunun OHAL düzenlemesini üç yıl daha uzatmak anlamına geldiğini belirten örgüt, "Hakkında yürütülen ceza kovuşturması sırasında özgür ya da tutuklu durumdaki bazı şüpheliler için polis tarafından gözetim altına alınmanın bir döner kapı uygulamasına dönüşmesine ve bu kişilerin gözetim altındayken hak ihlallerine uğrama risklerinin artmasına yol açabilir." uyarısında bulundu.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL döneminde 130 binden fazla devlet görevlisi görevlerinden çıkarıldı, 77 bin kişi tutuklandı.
(euronews)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |