Ümraniye Belediyesi tarafından düzenlenen 1. Ümraniye Kitap Fuarının kapanışında, Saray Sözcüsü İbrahim Kalın, kitapseverler ile bir araya geldi.
14-22 Aralık tarihleri arasında Ümraniye Belediyesi tarafından Ümraniye Santral Etkinlik Alanında düzenlenen 1. Ümraniye Kitap Fuarı sona erdi. Fuarın kapanışında Saray sözcüsü İbrahim Kalın, yazdığı son kitabının da adı olan “Barbar, Modern, Medeni" konulu söyleşisiyle kitapseverler ile bir araya geldi. Söyleşinin ardından kalın, okuyucuları için kitaplarını imzaladı.
'Türkiye'de kitap okunmuyor' şeklinde şikayet edilen bir konunun olduğunu ancak rakamların giderek bu sorunun aşıldığını gösterdiğini dile getiren Kalın, “Özellikle son 4-5 yılda Türkiye'de basılan kitap sayısında da, okuyan insan sayısında da ciddi artış var. Bunu telif eserlerin sayısının artışında da görüyoruz. Kitapları gezerken dikkatimi çeken bir diğer önemli konu da konuların muazzam farklılığı oldu. Latin Amerika tarihinden, şiire, çocuk kitaplarından, matematik, bilim tarihine muazzam bir yelpazede çok güzel, farklı eserler yayınlanmaya başlamış. Bu Türkiye'nin büyüyen ve genişleyen ufkunun bir önemli tezahürü aslında. Çünkü biz yıllarca çok dar bir ufukla dünyaya baktık. Avrupa merkezli bir tarih perspektifinden kendimize ve tarihe baktık. Avrupa'ya düşülmüş bir dipnot olduğumuzu zannettik. Kendimizi de Avrupa tarihi ile ilişkimiz olduğu oranda önemli gördük. Çünkü bizi yazanlar bizi hep o tarihin dipnotu olarak konumlandırdılar. Kendi tarihimizin aktörü olmaya başladığımız andan itibaren ise dünyayı daha geniş bir zaviyeden görmeye başladık" dedi.
"TÜRKİYE BİRÇOK ALANDA DÖNÜŞÜM SÜRECİNDEN GEÇİYOR"
Türkiye'nin birçok alanda dönüşüm sürecinden geçtiğini vurgulayan Kalın, “Bugün hamdolsun siyasi, kültürel, sosyal, akademik tüm alanlarda Türkiye çok büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Sadece ufkumuz genişlemiyor, belli alanlarda ciddi derinlikler elde etmeye başladık. Bakın çok yakın bir zamanda, önümüzdeki hafta inşallah kendi elektrikli milli otomobilimizin lansmanımızı yapacağız. Son dönemde yine Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Suriye'de Libya'da attığımız adımlar birçok oyunu bozdu. Bu dengeler bozulduğu için de tepkilerin şiddetini daha da artarak izliyoruz. Ama ne Suriye'de Barış Pınarı Harekatı ile attığımız adımlara verilen tepkiler, ne Libya'da yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde verilen tepkilerin sertliği, ne de bizim Doğu Akdeniz'deki haklarımızı koruma çabamız hiçbir şekilde gerilemeyecek. Bu alanlarda biz kararlı, ilkeli duruşumuzu bu anlamda devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.
“ÇOK ZENGİN BİR HAZİNEN ÜZERİNDE UYUŞUK BİR ŞEKİLDE OTURUYORUZ"
Türkiye'nin zenginliklerinin ortaya çıkarılması gerektiğine dikkat çeken Kalın, “Bugün bizim İslam dünyası olarak tevarüs ettiğimiz miras ve karşı karşıya kaldığımız sorunlar çerçevesinde bir muhasebe yapmamız gerekiyor. Bugün biz çok zengin bir hazinenin üzerinde maalesef uyuşuk bir şekilde oturuyoruz. Artık ayağa kalkıp, silkilip bu hazinenin dayandığımız bu geleneğin zenginliklerini ortaya çıkartmamız gerekiyor. Bugün batı dünyası medeniyet adına söyleyecek sözünü hızla tüketiyor. İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Bu sözü nerede, ne zaman, nasıl söyleyecek? Bu sorunun cevabı önümüzdeki dönemin seyrini, istikametini de belirleyecek. İşte bunun için de ilim, fikir dünyasının daha fazla çalışmamız gerekiyor. Hamdolsun maddi imkanlar noktasında Türkiye'de üniversitelerin sayısı 210'u buldu, geçti. Kütüphanelerimiz, erişim imkanlarımız her gün artıyor. Kitap sayısı her gün artıyor, kitap fuarlarımız, yazarlarımız, akademisyenlerimiz… Ama kültürel vasatımızı yükseltmek için bu işi sadece uzmanlara bırakamayız" ifadelerini kullandı.
"KÜLTÜREL VASATIMIZI YÜKSELTMELİYİZ"
Kalın sözlerine şöyle devam etti:
“Toplumun her aktörünü yani devlet görevlisinden vatandaşına, esnafından belediye başkanına, tüccarına, gazetecisine hepimizin bu kültürel derinliği kucaklayıp, kültürel vasatımızı yükseltmesi gerekiyor. Bunun için de düşüncenin, dilin asaletini ve önemini kavramamız gerekiyor. Tefekkür etmemin ne kadar önemli olduğunu yeniden hatırlamamız var, bunu da dünyaya bir mesaj olarak vermemiz gerekiyor. Çünkü başta da söylediğim gibi, bizim dünyaya söyleyecek bir sözümüz var ama henüz bunun farkında değiliz. Türkiye bugün artık kendi tarihinin aktörü haline gelmiş bir ülkedir. Bu sadece siyaset anlamında, dış politika alanında gerçekleşecek bir şey değildir. Bunu her alanda ortaya koymamız için hepimizin büyük bir çaba içinde olmamız gerekiyor"
"İNŞALLAH BİR SONRAKİ SEÇİMDE İSTANBUL SEÇMENİ BİZİ BU ŞEHRİ YÖNETMEYE LAYIK GÖRECEK"
Bir dinleyicinin yerel seçimlerde İstanbul'u neden kaybettik sorusunu ise Kalın, “Cumhurbaşkanımız biliyorsunuz, her zaman şunu söylemiştir; 'milletin mesajı her mesajın üstündedir' milletin sandıkta, seçimden önce ve sonra verdiği mesaj bizim için her zaman en önemli mesajdır. Burada da İstanbul halkımız bize bir mesaj vermiştir. Demek ki, daha çok çalışmamız lazım, kendimizi daha iyi anlatmamız, eksiklerimizi gidermemiz lazım. Buradan almamız gereken en önemli ders budur. Demek ki, bizim daha fazla çalışmamız, insanımızı daha çok dinlememiz lazım, kendimize bir çeki düzen vermemiz lazım ve inşallah bir sonraki seçimde İstanbul seçmeni bizi tekrar bu şehri yönetmeye layık görecektir. O zamana kadar da biz durmadan çalışmaya devam edeceğiz" diye yanıtladı.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...