İKİ DUDAK ARASI DEMOKRASİ’DE HALK SADECE NOTER Mİ? 

Anayurt Gazetesi yazarı Tevfik Diker’in kaleminden…

22 Temmuz 2007 Milletvekili Genel Seçimleri’ nin en büyük özelliği milletvekili adaylarının hemen hemen tüm partilerce merkez yoklamasıyla tespit edilmesidir.

Sadece CHP altı ilde ön seçimle adaylarını belirledi. Merkez yoklaması demek genel başkanların iki dudak arasına sıkışan demokrasi demektir.

 Hangi aday genel başkana veya eşine, yakınına yakınsa şansı bir hayli fazla demektir.

Türk demokrasisi, iki dudak arası siyasetle gelişemez, bırakınız gelişmeyi bu sistem demokrasiyi, rejimi hatta ülkeyi taşıyamaz.

 Bu sistemde halka sadece noter görevi verilmektedir.

Halkın katılımı ve hür iradesi sandığa yansımamaktadır.

Halkın içinde olmadığı bir iradenin Türkiye’ nin ağır iç ve dış sorunlarına çare bulması imkansızdır.

Daha açıkçası iki dudak arası demokrasi ancak sorun yaratır ve kaosa sebep olur.

***

Demokrasimizi geliştirmek ve halkı sistemin içine sokmak için; Siyasi Partiler Kanunu’nda, Seçim Kanunu’nda değişikler yapılmalı ve milletvekili dokunulmazlığı mutlaka kaldırılmalıdır. Milletvekili adayları, bilgisayar ortamında ve parti teşkilatlarıyla, ilçe seçim kurulları müşterek kontrolünde, kayıtlı  üyelerin katılımıyla yapılacak yargı denetiminde bir ön seçimle belirlenmeli ve liste halkın tercih oylarına sunulmalıdır.

Bu sistemi ne yazık ki parti liderleri ve tabansız siyaset erbabı istemez.

Böyle bir seçimde  halkın sevgisini ve güvenini almış güçlü adaylar kazanır.

Güçlü parlamenterler genel başkanların el kaldırma makinesi olmazlar.

İşte sorun burada yatmaktadır.

OYLAR KİME?

22 Temmuz 2007 Pazar gününe çok az bir zaman kaldı. Sandık önümüzde.Ne yapıp yapıp sandığa giderek oy kullanmalıyız. Eksik, aksak veya ayıplı, kusurlu da olsa  sandığa gitmeliyiz.

Sandığa gide gide eksiklikleri gidereceğiz. Vatandaşlık görevlerinin en kutsalı olan seçime katılmak ve oy kullanmaktan kaçamayız aksi takdirde başkalarının verdiği oylarla yönetilmek durumunda kalırız.

Verilmeyen her oy organize olmuş bazı partilere iki oy olarak geri dönmektedir.

Bunu 3 Kasım 2002 Milletvekili Genel Seçimleri’ nde yaşadık. AKP %34 oyla TBMM’ nde %65 çoğunluk elde etti. Bu haksız çoğunluk beş yıl boyunca gerginliklere sebep oldu.

***

Oylarımızı kimlere vermeyelim  açık seçik  belirleyelim ki kimlere verelim ortaya çıksın.

Hortumculara,

Yalancılara,

Talancılara,

Bölücülere,

İrticacılara,

Dini siyasete alet edenlere,

Atatürk düşmanlarına,

Cumhuriyet düşmanlarına,

Lâiklik yeniden yorumlanmalıdır diyenlere,

Beş yıl evinde oturup hiçbir şey yapmayıp sadece seçim zamanı ortaya çıkanlara,

Partilerden maaş alanlara,

Dokunulmazlığı kaldırmayanlara,

Dokunulmazlık zırhına ihtiyacı olanlara,

Asker, YÖK ve  yargı ile kavga edenlere,

Terörle mücadelede yüreksiz olanlara,

Gasp, hırsızlık, yoksulluk ve  uyuşturucu kullanımını artıranlara,

Can ve mal güvenliğini sağlayamayanlara,

Tinercilerden sokakları kurtaramayanlara,

Çocukların canlarını  logarlarda yok edenlere,

Dış politika da teslimiyetçi olanlara,

KKTC’ yi tarihin derinliklerine gömmek isteyenlere alet olanlara,

Kuzey Irak’ ta Türkmenleri unutanlara,

ABD’ li veya AB’ li yetkililerle perde arkası görüşmeler yapıp ülkenin yüce menfaatlerini peş keş çekenlere,

İşbirlikçilere,

Aymazlara ve baraj sorunu yaşayan partilere  oylarımızı vermeyelim.