Cumhuriyet’ten Ozan Çepni’nin haberine göre, imam hatip liselerinde din kültürü ve ahlak bilgisi ve meslek dersi veren 50 öğretmenin katıldığı çalıştayda, din dersi öğretmeninin öğrencisine uygun rol model olamadığı, çocukların sorularının ya yanıtsız kaldığı ya da bastırıldığı, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ders materyallerinin çocuklar değil yetişkinlere uygun ve yetersiz olduğu sonucuna ulaşıldı.
Çalıştayda, “İtikadî anlamda sorunları olan gençlerde özellikle deizm inancı ön plana çıkmakta, ateizm bu bağlamda daha geride kalmaktadır” tespiti yapıldı.
Deizm, Evren’in işleyişine müdahale etmeyen tek tanrı olduğuna inanır. Dinsel bilgiye dolaysız biçimde sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alan deizm bu sebeple vahiye dayalı tüm dinleri reddeder.
‘Allah kötülüklere sessiz kalıyor’
Öğrencilerin kötülük meselesi çerçevesinde ‘neden tanrının yeryüzünde kötülüklere müdahale etmediği ve sessiz kaldığı’ sorusu bir inanç problemi olarak değerlendirildi ve kader, Allah’ın zatı ve tasavvuru, sabır, tevekkül gibi konuların anlaşılamadığı vurgulandı.
Çalıştayda din adamlarının birbiriyle çelişen açıklamaları da eleştirildi. Okullardaki din ve bilimin çeliştiği düşüncesini besleyecek dini anlatımların öğrencilerde inanç problemlerine neden olduğu belirtilerek “Hurafeler din addedilmektedir. Dini anlatan kişiler arasında yaşanan tartışmalar ve sunulan dini bilgilerdeki tutarsızlıklar gençlerde din düşüncesinin saygınlığına zarar vermektedir” dendi.
Eşcinsellik ‘normal’ görülüyor
Gençlerin eşcinsellik konusundaki tutum ve bakış açılarındaki değişimin de tartışıldığı çalıştayda, “Eşcinsellik, pek çok lise öğrencisinde normal ve hatta sempatik görülebilmekte ve bir sapkınlık olarak değil cinsel bir tercih olarak nitelendirilmektedir. Öğrenciler eşcinselliği özgürlük bağlamında anlamakta, özgürlüğün ne olduğu öğrenciye yeterince anlatılamamaktadır” sonucuna varıldı.
Çalıştayda din dersi öğretmenlerinin mizacının sert olmasının ergenlik çağındaki öğrencilerin öğretmenle devamlı çatışma yaşamasına neden olduğu ve bunun derse karşı olumsuz tutum oluşturduğu belirtildi.
Sosyal medyada ilke ve sınırlar
Öğretmenlerin sosyal medyada öğrencileri ile etkileşim içerisinde olduklarında belli ilke ve sınırlarla hareket etmesi gerektiği vurgulanırken şu değerlendirme yapıldı: “Öğretmen öğrencilerin görebileceği paylaşımlarına dikkat etmeli ve toplumun sinir uçlarını harekete geçirecek ideoloji, siyaset, mezhep ve cemaat tarafgirliği gibi ayrıştırıcı paylaşımlardan uzak durmalıdır. Öğretmen sosyal medyada dini ve siyasi konularda öğrencilerinin görebileceği şekilde polemiğe girmemelidir. Kendi mahremini paylaşmamaya özen göstermeli ve öğrencisine sosyal medyadaki mahremiyetine dair rehberlik etmelidir.”
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...