İmamoğlu’nun konuşmasında satır başları;
“Hümanist duruşumuzu kimse değiştiremez. Her yerde açıkladım TV’lerde de açıkladım. İstanbul’da var olan durumun mutlaka bir envanterini çıkaracağız. Burada bulunan Suriyeli insanların çektiği ızdırapları, sıkıntıları bir elden geçireceğiz. Çocuk evlilikleri var. Çocukları sıkıntıda, aile travmaları var. Biz hiç kimseyi başka bir yere koyamayız. Önce insan olarak kalbimizde taşıyacağız. Ailelerine psikolojik destek sağlayacağız. Biz ulusal politikaların geliştirilmesinde, İstanbul’da milyona yakın mülteci bulunduran bu kentin fikri, isteği nedir? Yarınlarda Suriyeli mültecilerin varlığının anlamı ne olmalıdır? Vatanlarına nasıl, ne şekilde ve ne zaman gitmeliler? Bu konuda öncü politikalar geliştireceğiz. Suriyeli mülteciler bu şehre ve bu ülkeye 3 buçuk milyon insan olarak mülteci kavramının ötesinde toplu bir nüfus değiştirme olarak getirilmiş olabilir. O dönemde bu kararı alanlar bugün bu yanlışın farkında. Ancak biz Suriyeli mültecilerin vatanlarına geri dönmesini istiyoruz. Dolayısıyla bu konu uluslararası politikaların geliştirilmesiyle alakalı. Biz susan olmayacağız. Uluslararası platformlarda susan dilsiz şeytanlara da şunu söyleyeceğiz; Kardeşim yerin altındaki petrolüyle ilgilenene kadar bu topraklarda barışı, huzuru temin etme konusunda gereğini yapın. Emperyalist düşüncelerinizi masum insanların üzerinde baskı unsuru olarak kullanmayın. Bunu niye anlattım çünkü ben İstanbul Büyükşehir Belediye başkanıyım. (Alkış sesleri)
Dün Küçükçekmece’deydim, bugün Avcılar’ı kutlamaya geldim, yarın Beylikdüzü’ne gideceğim. Küçükçekmece Belediye başkanımızda bizimle beraber. Kemal Çebi’de bize eşlik ediyor. Tabi onun bir özelliği var. Küçükçekmece’de ve hemen komşunuz olan Esenyurt’ta siyasi bir değişim yaşattık. Sorumlulukları büyük benimde onlara karşı sorumluluğum büyük bunu biliyorum. Her yerde onbinlerce insan bize eşlik ediyor. Bazen diyorlar ki, size otobüs tuttuk mu buraya gelmeniz için? (Hayır sesleri) Burada her partili var. İstanbul ittifakı dedik bugün gerçek oldu. Başka bir istediğim daha oldu. Artık meydanlarda yüzde 55 kadın var. Kadın değişimi gerçekleştirebilir.
Oradan ekmeğini götüren İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) çalışanları, bakın bu adam size söz veriyor. Alınteri ile ekmeğini çalışan üreten topluma hizmet eden herkes başımın üstünde yeri var. İBB’ye iş yapan şirketler oraya ahlaklı iş üretmişseniz sizde korkmayın. Hiç kimse bizden partizanlık kurulu iş beklemesin. Herkesi kucaklayacağız.
‘3 bin küsür oyla kazandık’ dediler. Ne yaptık? Biz ne dedik. Bir dakika durun ya. Biz İstanbul’da her yerde her ilçede sahip çıkan bir ekibimiz var. O ekibimiz hala çalışma yapıyor. 39 ilçede nöbet tutuyor. Gerekçe ürettiler biz dedik ki sonuç o değil sonuç bu. Sonra dediler ki geçersiz oylar. Hadi sayalım saydık. Sondaj sandıkları saydık. Her gün gerekçe üretiyorlar. Şimdi Büyükçekmece’de kapı kapı gezip seçmenleri tespit edeceklermiş. Polisimizi de yoruyorlar. Yahu kardeşim sizin yaptığınız görevlerden sonra açıklamadınız mı? Seçim listelerine güvenebilirsiniz net. ‘Hiç kimse dünyanın en güvenilir seçim sisteminde en ufak bir şüphe duymasınlar’ dediler mi? (Evet sesleri) Yahu ne oldu şimdi. Kazanınca her şey güzel, kaybedince her şey kötü. Büyükçekmece’de sürütülen bu süreci durdurun. Maltepe’de de süreci yavaşlatıyorlar. Zaman mı kazanıyorlar anlamış değilim. En çokta Ak Partili vatandaşlarımı rencide ediyorlar.
1994 yılında sayın cumhurbaşkanı İBB’yi kazandığında bu millet ve o dönemin iktidarı görevi teslim etti mi? ( Evet sesleri) 2002 yılında seçimi kazandılar. O dönemin iktidarı görevi teslim ettiler mi? ( Evet sesleri) Ak Partili hemşehrilerime soruyorum; Ben bugün o partinin adayı olsaydım acaba ne düşünürlerdi. Ben sizin adayınız olsaydım şimdi ne düşürdünüz? Bu şehrin 16 milyon insanına kendimi emanet ediyorum.
Avcılar’dan YSK’ya sesleniyorum. Lütfen bu milletin iradesini geciktirmeyin. Bu şehre vakit kaybettirmeyin. Dünyaya birilerinin rezil etmesine müsaade etmeyin. Bir an ince kararınızı netleştirin görevimize başlayalım. Biz kazandığımız seçimi yedirtmeyiz. Bugüne kadar yaptığım her işte bir kişinin hakkını yemedim. 16 milyon hemşehrilerimde şahit olsun. Hepinize söz veriyorum. Bu kardeşiniz hakkınızı ve hakkımı yedirtmeyeceğim. Bu kadar net…
Bugün bir arkadaşım aradı dedi ki, ‘Yahu 12 gün geçti. Haklı olabilirsin ama sesinin tonu biraz yüksek çıkıyor. Dedim ki ne mutlu bana. Milletimizi güzel ses tonuyla konuşmaya alıştırdım. Yüksek ses tonu konuşunca sevdiğim dostum dedi ki senin o güzel ses tonuna alıştık kardeşim. Ne olur bu milletin huzurunda konuşurken güzel ses tonuyla konuş.
Bu şehrin güzel çocuklarının ruhunu incitecek tek bir günüm olmayacak. Onlara umut vereceğim. Cumhuriyetin değerini, bir arada yaşamanın mutluluğunu anlatacağız. Kol kola olacaklar, dünya insanı olacaklar. Bilimden akıldan yana. Kimse bizim çocuklarımızı aldatamayacaklar. (Mustafa Kemal’in askerleriyiz sesleri)
Sizlere çok teşekkür ediyorum hep birlikte oylarımıza sahip çıktığınız için. 16 milyon hazinesinden faydalanıp dünya şehri yapacağız. Barış, huzur, mutluluk içerisinde üreten bir İstanbul. Çok güzel işler yapacağız. Sorumluluğumuz büyük paylaşacağız. İstanbul’da seferberlik süreci başlatacağız.” (sözcü)
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...