Şaşılığın en tipik belirtisi ise bir göz düz bakarken, diğerinin dışa, içe, aşağıya veya yukarı doğru kayması. Kimi zaman kaymanın her iki gözde görülmesi de diğer tipik belirtisini oluşturuyor. Ancak dikkat, kaymalar hafif düzeyde olduğunda veya baş ağrısı gibi akla gelmeyen belirtiler verdiğinde çocuğun gözlerindeki şaşılık gözden kaçabiliyor.
Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özgül Altıntaş “mikrotropya” olarak adlandırılan küçük miktardaki kaymaların da göz tembelliği için belirgin olan kaymalar kadar risk oluşturduğu uyarısında bulunarak, “Dolayısıyla tanı ve tedavinin gecikmemesi için her çocuğun hiçbir yakınması olmasa bile belirli periyotlarla rutin muayeneden geçmesi göz sağlığı açısından çok önemli” diyor.
Bu belirtilerin görülmesi halinde çocuğun zaman kaybetmeden göz muayenesinden geçmesi gerekiyor:
1. Gözlerin senkronik hareketlerinin kaybolması
2. Bir gözü özellikle ışıklı ortamlarda kısma
3. Fotoğraflarda gözlerden yansıyan kırmızı reflenin sarıya dönmesi
4. Başın ve/veya yüzün bir yöne çevrilmesi
5. Yürümeden sonradan gelişen dengesizlik
6. Baş ağrısı
Şaşılığın gelişiminde pek çok nedenin rol oynadığı düşünülüyor. Altıntaş, şaşılıkta genetik geçiş söz konusu olduğu için aile öyküsü olan çocuklarda riskin daha da yükseldiğini vurgulayarak diğer etkenleri şöyle anlatıyor:
“Annenin hamilelik döneminde geçirdiği bir hastalık, erken doğum, zor ve uzamış doğum, doğum sonrası travma, yüksek ateşli bir hastalık ve havale öyküsü olan çocuklarda şaşılık görülme riski artıyor. Bunların yanı sıra göz numarası yüksek olan çocuklar da net görmeye çalıştıkça gözlerde kayma sorunu ortaya çıkabiliyor.”
Sağlıklı görme gelişimine engel olan her durum göz tembelliği ile sonuçlanıyor. Dolayısıyla sürekli aynı gözde şaşılık problemi olan çocuğun bu sorunun yaşandığı gözünde göz tembelliği gelişiyor. Üstelik göz tembelliğinde sadece görme keskinliğinde azalma olmuyor, aynı zamanda çocuğun derinlik algısı da bu durumdan olumsuz etkileniyor. Bu nedenle hiçbir yakınma olmasa bile her çocuğun 6. ayda, 1-3-3.5 yaşlarında ve 6. yaşta rutin göz muayenesinden geçmesi gerekiyor.
Çocukluk döneminde görme duyusunun gelişimi 7-10 yaş arasında tamamlanıyor. “Bu yaş dönemi bizim için çok önemli” diyen Altıntaş, bunun nedenini şöyle açıklıyor:
“Çünkü tanı ne kadar erken konursa tedaviye yanıt o kadar iyi oluyor. Bu yaş döneminden sonra yapılan tedavilerde ise görme keskinliği artmıyor. Çocukluk dönemini geçirdikten sonra şaşılık cerrahisi sonrası beyinde gözlerin yeni pozisyonuna adaptasyon merkezlerinin uyum kabiliyeti azaldığı için başarılı ameliyat sonrasında bile çift görme sorunu gelişebiliyor.”
Hangi tedavi yöntemine başvurulacağına şaşılığın tipi, yaş ve görme keskinliği gibi pek çok değişkene bakılarak karar veriliyor. Bazı şaşılık tiplerinde gözlük tedavisiyle bu soruna kesin çözüm sağlanabildiğine işaret eden uzman, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Dolayısıyla tedavinin ilk basamağını çoğunlukla düzenli gözlük kullanımı oluşturuyor. Gözlüğe rağmen kayma devam ediyorsa cerrahi tedavi düşünülüyor. Cerrahi öncesi ve sonrası gözlük kullanımına devam edilebiliyor. Göz tembelliği olan çocukta yine aynı süreçte göz kapama tedavileri yapılıyor. Düşük kaymaların olduğu mikrotropya tedavisinde ise genellikle cerrahi yöntemin yeri olmuyor. Tedavi iki gözdeki kırılma kusuru farkının gözlükle düzeltilmesi ve göz tembelliği için göz kapama tedavisinin planlanması ile takibinden oluşuyor.”
NTV
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...