İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) Temmuz ayı Olağan Meclis Toplantısı, Meclis üyelerinin Türk Silahlı Kuvvetleri ve darbelere ilişkin sert tartışmalarına sahne oldu.
İTO’nun Haziran ayı Meclis toplantısında yaptığı konuşmada TSK’nın yapısı ve gerçekleştirdiği darbelere ilişkin görüşlerini açıklayan İTO üyesi Fatih Oruç, İTO üyelerinin tepkisini çekti. Bazı İTO üyeleri, Temmuz ayı Meclis Toplantısı’nın açılışında söz isteyerek Oruç’u ağır ifadelerle eleştirirken, Oruç ise “Ben orduya hakaret etmedim” diyerek kendini savundu.
KINAMA CEZASI İÇİN 53 İMZALI ÖNERGE
Başını Nurettin Taşpınar’ın çektiği ve çoğunluğunu İTO yönetimine muhalifliği ile bilinen İTO üyelerinin oluşturduğu 53 kişi de Oruç’un konuşmasında “Türk milletinin gözbebeği olan TSK’yı ülkenin ekonomik ve sosyal sorunlarını başlıca sebebi olarak gösterdiği” gerekçesi ile kınanmasını talep eden bir önerge verdi.
ORUÇ: “MUHTIRA İLE MİLLET MECLİSİNİ DEVLET MECLİSİ YAPMAK İSTİYORLAR”
İTO üyesi Fatih Oruç, geçen Meclis toplantısında Genelkurmay’ın 27 Nisan’da yayınladığı “e-muhtıra”yı ve darbeleri ağır sözlerle eleştiren bir konuşma yapmıştı. “Demokrasiyi kendi çıkarları açısından bir tehdit olarak gören devlet egemenlerinin laiklik tehlikesini bahane ederek, muhtıra ile milletin meclisini devlet meclisi haline getirmeye çalışıyorlar” diyen Oruç, devlet seçkinlerinin ve statükodan beslenen güç odaklarının imtiyazlarını ve hükümranlıklarını korumak için sürekli gerginlik yarattığını savunmuştu.
Oruç, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de darbelerin sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik, kültürel ve ahlaki bir sorun olduğunu ifade ederek, ordunun kendine has eğitim sistemi ve yapılanmasıyla toplumdan kopuk vaziyette olduğunu dile getirmişti. Oruç, konuşmasında şu görüşlere yer vermişti:
“Orduevi-kışla-lojman üçgeni içinde bir yaşam tarzı onları halkın inançlarından, değerlerinden koparmakta, sivil hayattan tevrit edilmelerine sebebiyet vermektedir. Türkiye’de ordunun oynadığı rol, AB ülkelerindeki ordulardan çok daha farklıdır. Türkiye7de ordu sadece askeri değil, ekonomik ve siyasi bir güçtür, 1960’tan sonra bir ihtilal kurum olarak kurulan Milli Güvenlik Kurulu’nda generaller siyasetin merkezinde siyaset yapmaktadırlar.”
“MECLİS KÜRSÜSÜ SİYASET KONUŞMANIN YERİ DEĞİL”
Temmuz ayı Meclis Toplantısı’nın açılışında, Fatih Oruç’un bir önceki Meclis toplantısında yaptığı konuşmaya ilişkin görüşlerini açıklamak üzere söz isteyen Nurettin Taşpınar, Türkiye gündemine ilişkin bazı konuların İTO Meclis kürsüsünden konuşulmasının doğru olmadığını belirterek, İTO’nun tarihi boyunca tarafsız bir kurum olduğunu ve bu özelliği ile saygı gördüğünü söyledi. Taşpınar, Meclis kürsüsünün siyasi ve ideolojik konulara kapalı olması gerektiğini ifade ederek, “300 bin küsur üyesi olan bir kuruluş olarak, üyelerimizin sorunlarını konuşmalıyız” dedi.
“DARBELER, UZUN VADEDE EKONOMİYE İYİ GELDİ”
Taşpınar’dan sonra söz alan Yüksel Göktürk ise, askeri müdahalelerin kısa vadede ekonomi ve özel sektöre ağır yükler getirmesine rağmen, uzun vadede faydaları olduğunu savundu. 60 ihtilali öncesinde yüzde 4 olan GSYH’nin 1961-63 döneminde yüzde 5’e, 1964-65 yılları arasında yüzde 5’e, yine aynı şekilde 1980 öncesinde yüzde 2.3 olan GSYH’nin 1983-86 yılları arasında yüzde 20’ye çıktığını dile getiren Göktürk, “Bu rakamlar askeri müdahalelerin uzun vadede ülke ekonomisine katkı sağladığının göstergesidir. Şehitler verdiğimiz bu dönemde, Genelkurmayımız hakkında böyle ifadeler kullanmak doğru değil” dedi.
“140 BİN ASKER SINIRDA BEKLERKEN BU SÖZLER GAFLETTİR”
Bir başka İTO Meclis üyesi Zülfikar Tunç ise, Oruç’un konuşmasından bir bölüm okuyarak, “140 bin asker sınırda beklerken, şehitler verilirken bu sözleri söylemek gaflettir. Fatih Oruç’u kınıyor ve sözlerini geri almasını istiyorum” dedi.
Osman Deveci de Meclis’te bulunan kimsenin darbeleri tasvip etmesine imkan olmadığını vurgulayarak, “Ancak bazı zorunlu hallerde, ülke çok kötü durumdaysa ordu kendine düşen sorumluluğu yerine getirir. Ordumuz hep durumun daha kötüye gitmemesi için mücadele etmiştir. Bir dönem Allah korusun halk ihtilali bile olabilirdi” diye konuştu. Rıza Yüksekdağ ise, Kürt kökenli bir Türk olduğunu ve orduya herkesin sahip çıkması gerektiğini vurguladı ve Oruç’a “Bu kadar gergin ortamda, burada yaşatmazlar adamı, gel özür dile” diyerek, Oruç’u sözlerini geri almaya çağırdı.
MECLİS BAŞKANI’NDAN “ORDU KARŞITI SÖZLERİ ZABITLARDAN ÇIKARALIM” ÖNERİSİ
Toplantıda söz alan bir diğer Meclis üyesi İsrafil Kuralay ise Oruç’u savundu. Hiçbir kurumun kutsal olmadığını ve her kurumun eleştirilebileceğini ifade eden Kuralay, “Sözkonusu konuşmanın ana ekseni darbelere karşı olmaktır. Buna bizim de karşı olmamız gerekir” dedi. Kuralay’ın sözleri, Meclis salonunda bağrışmalara neden oldu. Geçen ayki toplantıyı erken terk ettiği için Oruç’un konuşmasından sonradan haberdar olan İTO Meclis Başkanı Muharrem Keçeli de Kutalay’a “Meclis’i daha fazla germeyin” uyarısı yaptı. Keçeli, “Ben burada ordu yanlısı ya da karşıtı konuşma yaptırmam. Fatih bey gelsin, sözlerini düzeltsin” dedi. Öte yandan Fatih Oruç’un orduya ilişkin sözlerinin zabıtlardan çıkarılmasını teklif eden Keçeli, bu teklifini oya sundu ancak Meclis üyeleri tarafından reddedildi.
ORUÇ ÖZÜR DİLEDİ, MECLİS SAKİNLEŞTİ
Bu konuşmaların ardından Meclis kürsüsüne gelen Fatih Oruç, sözlerinin ısrarla çarpıtıldığını, kendisinin orduya hakaret etmek gibi bir amaç taşımadığını söyledi. Konuşmasına ilişkin söz alan Meclis üyelerinin hakaret ile tenkiti karıştırdığını savunan Oruç, “Ben ordunun içinde ihtilalci düşüncelere sahip olan insanları kınıyorum. İnşallah bir daha darbe yaşamayacağız, daha kalkınmış ve müreffeh günler göreceğiz” diye konuştu.
Oruç’un konuşması, sık sık sataşmalarla kesildi. Bir süre sonra söz alarak tekrar kürsüye gelen Oruç’un “Başka şekilde düşünmüş olabilirim ama hakaret kastım asla yok. Yanlış anlamalardan dolayı özür diliyorum” açıklaması yaptı. Oruç’un açıklamasının ardından Meclis salonundaki gerilim sona erdi. İTO’nun Temmuz ayı Olağan Meclis toplantısı, gündem maddelerinin görüşülmesi ile devam etti.
haber7