İYİ Partili Dervişoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Dervişoğlu, depremin afete dönüşmesinin nedenin insanlar ve yanlış uygulamalar olduğunu belirterek, "Deprem olunca elbette yıkımlar, hasarlar söz konusu olur; ama bu kadar çok ölümün tartışılması icap eden yanları da bulunmalıdır. Bu ülkenin jeolojik yapısı kendi içinde önemli riskler barındırır. Aslında bir sırla karşı karşıya değiliz. Bilinen ve muhtemel olan bir şey yaşadık. Dolayısıyla buradan çıkardığımız sonuç, bu zamana kadar yaşadıklarımızdan herhangi bir ders çıkarmamış olduğumuz gerçeğidir. Bilim adamlarının uyarılarına kulak verilmemiştir. Karşı karşıya olduğumuz felaket bağıra çağıra gelmiştir" diye konuştu.
'BAŞLANGIÇTA RİSKLERİ BELİRLEYECEKSİNİZ'
Afet yönetiminin enkaz kaldırma ve kurtarma çalışmalarından ibaret olmadığına dikkat çeken Dervişoğlu, "Bir bütünlük arz eder. Başlangıçta riskleri belirleyeceksiniz. Gerekli stratejik planlamayı yapacaksınız. Müdahale imkan ve kabiliyetini güçlendireceksiniz. Ulaşım ve haberleşme ağlarını düzenleyeceksiniz. Beslenme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacaksınız. Deprem sonrasındaki iyileştirme çalışmalarını da planlayacaksınız. Bunlara bütün olarak bakacaksınız" dedi.
'ERDOĞAN'IN ÜSLUBUNU GÖZDEN GEÇİRMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın üslubunu doğru bulmadığını aktaran Dervişoğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Kasımpaşa'da bitirimhane işletmediği, devlet yönettiği hususunda uyarıyorum. Üslubunu gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Türk milleti yaşanan büyük felaketten sonra, siyasi partiler, STK'lar, yardım kuruluşları ve bireysel gayretlerle seferber olmuş, yerel yönetimler yaraların sarılması için teyakkuza geçmiş, devleti enkazdan çıkarabilmek için elbirliği ile hareket etme refleksi sergilemiştir. Böyle bir ortamda siyaset yapılmaz. Siyasi fayda ve rant peşinde koşulmaz" diye konuştu.
'TEDBİRLER CAN KAYBETMEDEN ALINMALI'
Dervişoğlu, bilim insanlarının İstanbul ve İzmir'e yönelik uyarılarına işaret ederek, "Kaybedecek zamanımızın olmadığını tekrarlıyorum. Özellikle İstanbul ve İzmir'de yapı stoku ziyadesiyle sorunlu. Kullanıma elverişli olmayan bina sayısı ziyadesiyle fazla. Dolayısıyla gereken tedbirlerin can kaybetmeden alınması lazım. Meseleye emlak piyasasının olumsuz etkilenmesi penceresinden de yaklaşmamak lazım. Asıl mesele rantı değil; canı kurtarmak olmalı. İmar, yapı denetim kanunlarının, Deprem Yönetmeliği'nin yeniden ele alınması icap ediyor. Olağanüstü durumlarda devreye girecek, hükümetin işlevsiz hale getirdiği kurumların yeniden ihya edilmesi gerekiyor. Tartışmasız olarak ihtiyaç haline gelen 'afet bakanlığı'nın kurulması zaruret olarak karşımızda duruyor. İstanbul'da gereken tedbirler, can kaybetmeden alınmalı" açıklamasını yaptı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) depremle ilgili yayınları nedeniyle 3 TV kanalına verdiği cezalara tepki gösteren Dervişoğlu, Ulu Önder Atatürk'ün 'Basın milletin müşterek sesidir' sözlerini hatırlattı.
'SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ'
Dervişoğlu, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin zamanı ile ilgili tartışmalara ilişkin, "Seçimin zamanında yapılması, erken yapılması ya da ertelenmesi hususunda Anayasa'mızda ifadesi bulunan amir hükümler var. Olağanüstü halden kaynaklı YSK'nın bir tasarrufu haline dönüştürülmesine seyirci kalmayacağımızı Türk milletinin bilmesini istiyorum. Erkene mi alırlar, zamanında mı olur, erteleme girişiminde mi bulunurlar? Bunlar, üzerinde tartıştığımız teoriler. Bunlar düşünceden eyleme geçmeye başladığında İYİ Parti olarak takınacağımız tavrı aziz milletimiz görecektir" değerlendirmesinde bulundu.
'GAZETE KUPÜRÜ KESMEK BİZİM YAŞ KUŞAĞININ ESKİ ALIŞKANLIĞIDIR'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile ilgili gizli bilgilere sahip olduğu iddiasında bulunan, eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın CHP üyeliğinin sona erdirilmesi ile ilgili konuşan Dervişoğlu, "Sayın Okuyan gazeteci kökenlidir. Deneyimli bir siyasetçi olmakla spekülatörlük yapan gazetecilik arasında gidip geliyor. Kendisi ne olacağına dair bence karar vermemiş. Gazete kupürü kesmek bizim yaş kuşağının eski alışkanlığıdır. Onlardan dosya tanzim edip, hukuku olan kişilere de götürüyor. Televizyonda 'bu dosyada ne var' diye sorulduğunda verdiği cevap çok manidar. 'Dosyada bir şey yok, kupür var' diyor. Meseleyi kamuoyu gündemine getirirken sanki elinde çok vahim meseleler varmış gibi takdim ediyor. Yapmayı çok arzuladığı ama bir türlü yapamadığı gazetecilik refleksiyle bakıyorum. Ayrıca Sayın Okuyan, siyasi yolculuğuna çıktığı andan itibaren 8 ayrı partide görev yapmış. Dolayısıyla kendisinin ne büyük gelgitler yaşadığının da delili olarak bu durum karşımızda duruyor" dedi.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...